Barış ve demokratik siyaset taraftarları çok güçlü bir birliği kurmak zorunda olduğunu belirten Yılmaz Topaloğlu, ‘Karadeniz’deki halkın da bizzat katıldığı, gözlemci değil aktör olduğu organizasyonlar gerçekleştirilebilirse kimsenin yok etme ve öç alma üzerine hareket edeceğini düşünmüyorum’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısıyla başlayan sürece birçok kesimden destek geliyor. Sürece destek verenlerden biri de Artvin’in Hopa ilçesinde yaşayan ve Hemşin olan Yılmaz Topaloğlu. 2004-2009 yılları arasında Hopa Belediye Başkanlığı yapan Yılmaz Topaloğlu, Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında Federe Kürdistan Bölgesi’nin Cesane Mağarası’nda 11 Temmuz’da, 30 kişilik bir gerilla grubunun silah yakma törenini yerinde izledi.
Bütün halkların ve inançların kendilerini ifade edebilecekleri zeminin oluşmasının kıymetli olduğunu belirten Yılmaz Topaloğu,
“Süreç sadece Kürtlerin mücadelesiyle noktalanacak bir şey değil. Birçok halk ve inanç bu sürecin takipçisidir. Şu an devam eden sürecin tamamlanması veya işlenmesi ile birlikte halklar ve inançlar için muazzam bir kazanç olacağını düşünüyorum” dedi.
‘Devlet üzerine düşeni yapmalı’
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin geldiği aşamaya değinen Yılmaz Topaloğlu, şunları söyledi:
“Şu ana kadar örgütün birinci çağrıya uyum sağlayarak feshini gerçekleştirmesi, silahlı yöntemin sona erdiğini ilan etmesi, silahların yakılması ve Türkiye’den silahlı güçlerin çekilmesiyle çok ciddi bir tanımlama yapılmış durumda. Yani örgüt bu süreçle ilgili ne kadar samimi olduğunu ve kendi ev ödevlerine ne kadar hazırlıklı olduğunu göstermiş durumda. Devletinde üzerine düşeni yapması gerekiyor.”
‘Ortak dili zenginleştirmeliyiz’
Toplumda kuşku ve belirsizlik olduğunu kaydeden Yılmaz Topaloğlu, “Barışın teminatı halkların dili, inancı, rengidir” dedi.
Barış ve demokratik siyaset taraftarları çok güçlü bir birliği kurmak zorunda olduğunu belirten Yılmaz Topaloğlu, şunları ifade etti:
“Bir dili oluşturmanın ötesinde bir dili kurmaları gerekir. Bu da yatay ilişkilerin güçlendirilmesinden geçiyor. Yukarıdan aşağıya yürüyen sürecin toplumun tüm kesimleri tarafından beslenmesi gerekiyor. Tek tek yurttaşların evleri, düğün yerleri, insanlar nerede birikip nerede yan yana gelebiliyorsa nasıl kazanılacağını ve barışın Türkiye toplumuna sunacağı şeyler çoğaltılmalıdır. Ortak dilin zenginleştirilmesi ve yasa koyucuların da bunu hukuken garantilemesi gerekmektedir.”
Karadeniz’de süreç nasıl görünüyor?
Bu sürecin Karadeniz’den nasıl görüldüğüne de değinen Yılmaz Topaloğlu, şunları ifade etti:
“Bu süreç kolay değil. Uzun yıllar boyunca çatışmalı süreç içerisinde her türlü hak talebini çatışmalar gerekçe gösterilerek ellerinden alınmış insanlardır. Fiziki olarak köprü ve yollara askerde vurulmuş, şehit olmuş çocuklar, gençler ve polisin isimlerinin verildiği yerlerdir. Acı Karadeniz’de de aynı Diyarbakır’da da aynı. Dolayısıyla buralardan o büyük oranda milliyetçilik ve ötekileştirilme yani kin ve düşmanlığın beslendiği yerden bir anda bir dönüş beklemek kolay değil. Ama aklı ve mantığı kullandığımızda bu çatışmalı dönemde bütün sıkıntılara rağmen halklar birbirine düşman olmamıştır. Egemenler, halkları birbirine düşmanlaştırmayı başaramadı. Şimdi bu süreçte akla mantığa sığan ve Karadeniz’deki halkın da bizzat katıldığı, gözlemci değil aktör olduğu organizasyonlar gerçekleştirilebilirse kimsenin yok etme ve öç alma üzerine hareket edeceğini düşünmüyorum.”
Haber: Ömer Akın / MA









