Abdullah Zeydan’ın yargılanmasına gerekçe gösterilen ‘yasaklı bölgeye girdiği’ iddiası bilirkişi raporuyla çürüdü. Daha önce ifade veren karakol komutanının beyanları da bilirkişi raporuyla örtüşüyor
Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’ın 2015’te Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde canlı kalkan eylemine katıldığı, eylem kapsamında “yasaklı bölgeye girdiği” ileri sürülerek “örgüte yardım etmek” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hakkında açılan davanın bir sonraki duruşması 11 Şubat’ta görülecek.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ve avukatların talebiyle, Zeydan’ın yasak bölge içinde bulunup bulunmadığının tespiti için keşif yapıldı. Yüksekova 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin tayin ettiği bilirkişi, Abdullah Zeydan’ın “askeri yasak bölgeye girme” iddiasının gerçeği yansıtmadığını raporladı. Bilirkişi raporunda Abdullah Zeydan’ın bölgeden 13 kilometre 600 metre uzakta olduğu tespitine yer verildi. Ancak rapora rağmen savcı, görülen duruşmada, bu iddiadan dolayı Abdullah Zeydan’ın “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten” cezalandırılması yönünde mütalaa verdi.
Tanık askerler: Bölgeye girmedi
Bilirkişi raporu gündemdeki yerini korurken, o dönem dinlenen tanık askerlerin ifadeleri de bilirkişinin raporuyla uyuşuyor. O dönem Kamışlı Karakolu’nda görev yapan üst rütbeli askerler verdikleri ifadede, söz konusu noktaya gelen Abdullah Zeydan ve beraberindekilerin yasaklı bölgeye girişlerini izin verilmediğini anlattı. Abdullah Zeydan ve beraberindekilerinin durdurulduğu yer ile yasaklı bölge arasında uzak bir mesafenin olduğunu söyleyen askerler, gelenlerin Kamışlı Karakolu civarında geri çevrildiklerini belirtti.
Askeri yetkiliden açıklama
Üst düzey askeri yetkili Ö.B., “Olay tarihinde ben Yüksekova Merkez Jandarma Karakol Komutanıydım. Operasyon alanına yasak olduğu için vatandaşların girişini engellemekle görevliydik. Burada karma birlikler vardı. Kara Kuvvetleri, Jandarma ve diğer birlikler ortak operasyon yürütüyorduk. Operasyon bölgesine giriş yasak olduğu için diğer tanığın beyanlarında söylediği, ‘oraya giden sivillerin girişini engelledik’ beyanı doğrudur. Çünkü buralara operasyon döneminde girişler yasaktır. Veregoz’a benim birliklerim girmedi. Bizim görevimiz farklıydı. Operasyon alanına gelen sanık ve yanında bulunan şahısları biz engellediğimiz için böyle bir faaliyetleri söz konusu olmadı. Sanık ve yanında bulunan şahısları Kamışlı Karakolu civarında yani yakınlarında geri gönderdik. Operasyon bölgesine yaklaşmadılar, gidemediler” beyanlarında bulundu.
Operasyon bölgesi çok uzak
Bir diğer görevli asker de yine mahkemede “O bölge valilikçe yasaklanmıştı, bahsettiğim sivil halk askerin operasyon bölgesine gidişini engelleyemedi, çünkü biz müdahale ettik. Bizim sanık ve sivil halkı durduğumuz yer çatışmaların olduğu alan çok yakın bir yer değildi. Müdahalemiz üzerine çatışma bölgesine gidemediler” ifadelerinde bulundu.
Bilirkişi raporu beyanlara uyuşuyor
Bilirkişi Raporu’nda “(…) sanığın durdurulduğu yer ile yasaklı bölgenin başlangıç noktasına olan uzaklığı yaklaşık 13,6 km olduğu, yasaklı bölgenin başlangıç noktasından Veregöz iç kısımlardaki gidilebilen kısımdaki yaklaşık 2,1 km kısmının da olay günü göz önünde bulundurularak bölgenin topoğrafik yapısı ve sanığın Kamışlı Karakolu’nun önünde olduğu, geçişine izin verilmediğini göz ününde bulundurularak, yasaklı bölgeye ulaşımın olmadığı bölgeye, ulaşımın etkin olmayacağı kanaatindeyim” belirlemesi yapmıştı.
Dava hakkında
Milletvekili olduğu sırada, yaptığı konuşma, partisinin düzenlediği eylem etkinliklere katılmaktan dolayı Abdullah Zeydan hakkında 2015-2016 yılları arasında birçok fezleke düzenledi. Fezlekeler, “örgüt propagandası yapmak”, “suçu ve suçluyu övmek”, “kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme bunların hareketlerine katılma” ile “örgüte üyesi olmak”, “örgüte bilerek isteyerek yardım etmek” suçlamalarıyla hazırlandı. Anayasa’nın dokunulmazlığı düzenleyen 83’üncü maddesinde yapılan geriye dönük bir değişiklikle, HDP’nin diğer milletvekilleriyle dokunulmazlığı kaldırılan Abdullah Zeydan, tutuklandı. Tutuklanmasının ardından hakkında düzenlenen fezlekelerden “örgüte bilerek yardım etmek” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla başlatılan soruşturmalar doğrultusunda hazırlanan iddianameler Hakkari 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilerek davaya dönüştü. Hakkari 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin güvenlik gerekçesiyle davanın nakli talebi doğrultusunda dava, Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledildi.
Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılaması sonucu Abdullah Zeydan’a “yasak bölgeye girdiği” iddia edilip, “örgüte yardım etmek” iddiasından 5 yıl, “PKK sizi tükürüğünde boğar” sözleri nedeniyle ise “basın yayın yoluyla örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla da 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi. Abdullah Zeydan’ın avukatlarının verilen 8 yıl 1 ay 15 günlük hapis cezasına itiraz etmesi üzerinde dosya Antep Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi. İstinaf, “savunma hakkının kısıtlandığı” gerekçesiyle Abdullah Zeydan hakkındaki hapis cezasını bozdu.
Yerel mahkemenin yeniden yapılan yargılamada daha önce verdiği hapis cezasında ısrar etmesi üzerinde dosyanın temyiz edildiği İstinaf Mahkemesi, cezayı onadı. Bunun üzerine avukatlar, itirazlarını Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi ise, 26 Mayıs 2021’de “örgüt propagandası yapmaktan” verilen 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası kararını onadı. Yargıtay, “yasak bölgeye girdiği” iddia edilip, “örgüte yardım etmek” iddiasından verilen 5 yıl hapis cezasını bölgede keşif yapılmayarak, Abdullah Zeydan’ın yasaklı bölgede bulunduğuna dair iddialar için gerekli incelemeler yapılmadığı için bozdu.
Bozma kararının ardından Abdullah Zeydan’ın yeniden yargılamasına başlandı. Bilirkişi raporuna rağmen, iddia makamının ceza istemiyle mütalaa verdiği dava devam ediyor.
Haber: Adnan Bilen / MA