• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Karnaval: Siyasete yurttaşça müdahale

9 Kasım 2020 Pazartesi - 00:05
Kategori: Yazarlar

Yaşam uğraşısının boyun eğen, sessiz ve sıradan bir yönü var. Lefebvre, yaşamın tarih taşımayan, gösterişsiz, kişiyi meşgul edip duran ve uğraştıran yönünü çok iyi anlatıyor: “Gündelik hayat mütevazı ve sağlamdır, doğal olandır, kısımları ve parçaları belli bir zaman kullanımı içinde, kuşkuya meydan vermeyecek bir biçimde birbirlerine bağlanan şey”lerdir. Yani etrafında ne yaşanıyor olursa olsun, herkesin yapıp ettiği etkinlikleri yinelemektir. Saray’da ya da gecekonduda, hangi koşullarda yaşanırsa yaşansın bu yönümüz edilgin ve alıcı durumda.  İçinden çıktığı kesimin ideal tipleri olarak görülen ve ailesi ile Siyasal İslam’ın Türkiye temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan ve Türklükle özdeşleştirilen Devlet Bahçeli de, yaşamın bu yönüyle, diğer insanların yapıp ettiği etkinlikleri muhafaza ediyor. AKP ve MHP’nin yoksul tabanındaki sıradan bir üye yaşamın bu yönünden dolayı olsa gerek “biz iktidardayız, devlet benim” diyebiliyor. Sınırları çizilmiş, rahatlama sağlayıp düzenin sürekliliğini koruyan bir tören değil midir gerçekte bu yaşanan?

Yaşamın bu edilgen, sağlam ve mütevazı yönü sürüyor sürmesine, ne var ki “bu kadarı da olamaz!” denilecek olaylar yaşanıyor. Yıllarca deprem vergisi toplandı, bu vergiler kayboldu. Kâr peşindeki müteahhitlerin yaptığı ve kamu gücünün denetlemediği çürük binalar, İzmir’de annesiz, babasız, çocuksuz evler bıraktı. Ne var ki gündelik hayat sürüyor. Her evde 25 yaş altında veya 50 yaş üstünde bir işsiz var nerdeyse, TBMM’de yaşamları çalınıyor. Ama evdeki yaşamlar devam ediyor. Çocuklar, kadınlar, işçiler bir gün “acı bir kayıp” haline geliyorlar, ama kendi içlerine kıvrılmış bedenler yaşamlarını sürdürüyor. 12 Eylül darbesinin YÖK’ü Saray’a bağlandı, yüksek diplomalı akademisyenlerin rektör adaylarını belirleme iradesine el kondu, üniversite yönetimleri rektörlerin aile şirketi haline geldi, ama üniversitede yaşam çevrimiçi devam ediyor. Kürtlerin seçme iradesi, kayyum atamaları ile yok sayıldı, ne var ki hayatlar sürüyor. Fiyatlar yükseliyor, vergiler artıyor, döviz kuru yükseliyor, Saray’a Merkez Bankası Başkanı dayanmıyor, ama yaşam olağan şeyler yaşanıyormuşçasına, azalarak akıyor.

Bu kayıtsızlık ve kabullenişle kitlesel bir zombileşme hali mi yaşıyoruz? 2017’de Almanya’nın Hamburg kentinde yapılan G-20 zirvesini Türkiye’den izledim. Toplantının yapıldığı binanın dışında başka bir yaşam talep ediliyordu. Bunlar arasında “zombi eylemi”, G-20 zirvesinin kamusal sahnesinin en etkili pratiği oldu. Griye boyanmış giysi ve bedenleriyle zombileşmiş 1000 kişinin ağır ağır yürüyüşü ürpertici idi. Gerçekte yaşamadıkları duygusunu veren, renksiz, ışıltısız, etkiye kapalı, etkilemeye isteksiz bedenler meydanı doldurdu. Eylemin sonuna doğru, protestoculardan biri hareketlendi, derin derin nefes almaya başladı, kollarını kaldırdı, üzerindeki gri elbiseyi çıkarıp attı, altından mavi renkli tişörtü çıktı, yere düşmüş olan zombiye şefkatlice dokundu. Bu hareket 1000 kez tekrar edildi farklanarak… Protestocular, “kapitalizmin yıkıcı etkileriyle yaşamak istemiyoruz” diyorlardı. Ama eylemin asıl amacı, insanların kovuklarından çıkmaları, yaşama ve siyasete müdahale etmeleriydi.

Bu eylem yaşamın diğer boyutunu açıkça fark ettiriyor; bu yanımız fark üretebilme yetimiz ve gücümüzle ilişkili. Hayatını nasıl kazanabileceğinin peşine düşmüş bir öz bilincin/eylemin yanı başında başka bir bilincin de var olabilmesi, dünyaya başka bir bakış açısı. Siyaset tam da burada konumlanmıyor mu?  Bu bakış açısı benliği, kendiliği aşar, kendisi ile eşit haklara sahip başka bilinçlerin/eylemlerin dünyasına ulaşır. Bu bağlamda insan-oluş, alıcı konumundan çıkar ve üretmeye başlar. Yani yaşadığı çevreye etkin ve dinamik bir güç olarak katılır. Böylece kişi hem tekrar eden yaşamını farklandırır, hem de gündelik yaşamını devrimleştirir.

Siyaset tortulaşmış sorunları çözemiyor, aynılaşıyor, birbirine benzeyen sıkıcı rutinler siyaseti kuşatıyor. Bu nedenle karnaval düşüncesi kulağa güzel geliyor. Karnavalda gündelik olanın egemen olduğu, işlerin her zamanki gibi yürüdüğü zaman dilimleri betimlenmez. Bakhtin’e göre, “Her türlü resmi konum ve ciddiyete yönelik alay, tüm hiyerarşilerin tepetaklak edilmesi, davranış kurallarının küfür, müstehcenlik, aşağılama, kabalıkla ihlali, bedensel iştahlara yönelik tüm aşırılıkların kutlanması biçiminde kendini dışa vuran bir halk bilincinin mekânıdır karnaval meydanı.” Karnaval benzetmesi, siyasete müdahalenin kodları çözülmüş yeni yollarına işaret eder.

Karnavalda olduğu gibi, hem tekil hem de kolektif bedenlerimiz çokluktur. Bu minvalde bir yanımız gündelik olanı, aynılaşmayı üretirken diğer yanımız rengârenk karnavaldır. Karnaval, yaşamın, dilin ve siyasetin, “çok sesli” niteliğinin dışavurumudur. Salgın günlerinde okumak, konuşmak, yazmak, Öteki ile karşılaşmaları örmek, sevgi/duygu üretmek, kodları kırmak karnavalı yaşatmaktır. İktidarların kapamadığı karnaval fikri, yurttaşları siyasete, dayanışmaya ve cesareti örgütlemeye çağırır.

Dipnotlar:

  • Henri Lefebvre Modern Dünyada Gündelik Hayat, Metis Yayınları, 2016.
  • Mikhail Bakhtin, Karnavaldan Romana Edebiyat Teorisinden Dil Felsefesine Seçme Yazılar, Çev: Cem Soydemir, Der: Sibel Irzık, Ayrıntı Yayınları, 2001

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Nemrut’tan Olimpos’a

Sonraki Haber

Emekçinin başına torba

Sonraki Haber

Emekçinin başına torba

SON HABERLER

Çatışmalı süreçte çocuklarını yitiren aileler: Barış tek taraflı olmaz

Çatışmalı süreçte çocuklarını yitiren aileler: Barış tek taraflı olmaz

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

Koçerler için çukurlu, askeri üs için betonlu yol

Koçerler için çukurlu, askeri üs için betonlu yol

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

‘Kayyımın kadın kazanımlarına saldırmasına geçit vermeyeceğiz’

‘Kayyımın kadın kazanımlarına saldırmasına geçit vermeyeceğiz’

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

KDP’nin tutukladığı PKK’lilerin aileleri: Çocuklarımızın akıbetini öğrenmek istiyoruz

KDP’nin tutukladığı PKK’lilerin aileleri: Çocuklarımızın akıbetini öğrenmek istiyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

Fırat Erbağa 2 aydır hücrede tutuluyor, kitap verilmiyor

Fırat Erbağa 2 aydır hücrede tutuluyor, kitap verilmiyor

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

Zarife Karasungur: Yüreğimizdeki acıyı dindirip barış diyoruz

Zarife Karasungur: Yüreğimizdeki acıyı dindirip barış diyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

Gabar’da kıyımın görüntüleri: Ağaçlar 3 kilometre istiflenmiş

Gabar’da kıyımın görüntüleri: Ağaçlar 3 kilometre istiflenmiş

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır