• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Forum

Katliam çocuğu olmak nedir?

25 Temmuz 2025 Cuma - 00:00
Kategori: Forum, Manşet
Katliam çocuğu olmak nedir?

Kültür alanının en rafine boyutu sanattır, asla metalaştırılmaması gereken bir alandır ve maneviyat alanıdır. En yoğun manevi alanlar bile, günümüzde maddileşmiş alanlar durumundadır. Sanat alanı, sanatın kendisi endüstrileşmiştir, devasa bir endüstriyel alan haline gelmiştir

Ali Haydar Kaytan

Ben kendimde anlamaya çalışıyorum, hissetmeye çalışıyorum. Önderliğin eleştirileri en çok bu noktadadır. Bizlere yönelttiği eleştiriler var. Onları anlamaya çalışıyorum. “Yabancılaşma”, Önderliğin bizde eleştirdiği temel bir konudur.

Kişi olarak bende de eleştirdiği odur. “Katliam çocuğu” olmak nedir? Katledilen neydi? Katledilen sadece maddi olarak, fiziki varlıklar, insanlar değildir. Onlarla birlikte bir kültür yok edilmek, tasfiye edilmek istendi. Onların da bir anlam arayışı vardır veya o anlama uygun yapılanmaları vardır. Belki de çok sınırlı imkânlarla, o en ağır koşullar altında bile onlar, kendi mücadelelerine anlam yüklemek istediler, o anlamı ağıtlara döktüler ve o ağıtlar bugüne kadar geliyor.

O ağıtları dinlediğiniz zaman, onların size verdiği mesajlar son derece nettir. Ama bugün sanat yapanlar, aynı ölçüde, o kadar net mesajlar vermiyor. Onların söylemlerinden aynı ölçüde, aynı güçlü mesajları çıkaramıyorsunuz. Demek ki, o dönemde toplumun kendi kutsalları var. O dönemin ozanları, bizzat o katliamın tam da ortasında, trajedi yaşanırken, onu unutturmamak biçiminde bir yaklaşım izliyorlar. Unutturmuyorlar. Onları ağıtlara döküyorlar ve o ağıtlar bugüne kadar geliyor. Demek ki, kültürle demokratik uygarlık, özü itibariyle aynıdır. Kültürel uygarlık, demokratik uygarlıktır. Böyle tanımlanabilir. Önderliğin buradaki “kültür” kavramı, demokratik uygarlıkla özdeştir.

Kültür bir de toplumun tarihsel boyutuna bağlıdır. Aslında kültürü, bir toplumun tüm geçmişi olarak tanımlamak mümkündür. Geçmişinde ortaya çıkardığı tüm yaratımlar, kültür kapsamına giriyor. Kültürden bahsettiğinizde, o toplumun zihniyetinden, düşünce sisteminden, ahlaki değerlerinden, sanatından, biliminden bahsediyorsunuz ve bunların hepsi kültür kavramı kapsamına giriyor. Doğrudan kültürle bağlantılı olması gereken dil var. Dil de kültürden ayrılamaz. Dil, dar anlamda kültürün kendisi oluyor. Bunun üzerinde duracağız, fakat şu ortaya çıkıyor. Kültürde esas olan unsur, ideolojik kültürdür. Aslında buna manevi kültür de diyebilirsiniz. Saydığımız bu unsurlar, ideolojik kültür kapsamına giriyor. Bilim, sanat, zihniyet, ahlak bunların hepsi de doğrudan ideolojik kültürle bağlantılıdır. Ama aynı şekilde bunun bedenleşmesi de var. Ortaya çıkardığı yapılar, eserler, öteki şeyler, bunların hepsi yine kültür kapsamına giriyor. Tabii anlam bedenleşiyor, yapısallaşıyor ve ikisi arasında uyum var, ikisi arasında da bir denge var ve uygarlığın doğuş aşamasına gelinceye kadar çok fazla sorunlar çıkmıyor.

Doğal toplumda, özellikle neolitik toplumda ideolojik kültürle, maddi kültür arasında çok fazla sorun yoktur. İkisi arasında kesinlikle bir dengeden söz edilebilir. Fernand Braudel, kapitalizmi maddi uygarlık olarak tanımlıyor. Önder Apo, maddi uygarlık kavramının tüm topluma teşhir edilmesi gerektiğini, tüm toplumu kapsaması gerektiğini ifade ediyor. Uygarlığın kendisi maddi kültürdür. Uygarlıkta maddi boyut ön plandadır. Kapitalizmde olan şey, özellikle günümüz açısından bakıldığında, manevi olan her şeyin metalaştırılmasıdır.

Kültür alanının en rafine boyutu sanattır, asla metalaştırılmaması gereken bir alandır ve maneviyat alanıdır. En yoğun manevi alanlar bile, günümüzde maddileşmiş alanlar durumundadır. Sanat alanı, sanatın kendisi endüstrileşmiştir, devasa bir endüstriyel alan haline gelmiştir. Sanatın ürünleri metadır, tüketim nesneleridir. Bu sinemada böyledir, dizide böyledir, kapitalizmin müziğinde böyledir. Tümüyle tüketim nesneleridir. Pazara uygun olarak yapılır ve pazarda alıcıları vardır. Öyle geçmişte olduğu gibi, günümüzde kalıcılığı esas alan bir sanat yaklaşımı çok fazla yoktur.

Örnek verilebilir: Sanatta en önemli yan kalıcılıktır, kalıcılaşma olmadan aslında sanat olmuyor. Tüketim nesnelerinde ekmeği örnek alırsak; ekmek fırından çıktıktan sonra, en fazla üç-dört gün içinde tüketmek zorundasınız, yoksa bozulur, kurur, çöpe gider. Günümüzün sanat ürünleri de böyledir. Zaten metalaşma ve nesneleşme budur. Görünüşte en değerli müzik parçasının ömrü, birkaç aylıktır ya da en fazla bir yıllıktır, ondan sonra çok fazla dinlenmez. Oysa bir ürünün gerçek anlamda sanat ürünü, dolayısıyla kültürel bir ürün olabilmesi için, en azından bir insan ömrünü aşan boyutlarda bir kalıcılık göstermesi, bir dayanıklılık gücünü göstermesi gerekir. Bir Derweşê Evdê destanı, tarih olarak Osmanlılar dönemidir. En azından iki yüzyıllık bir geçmişi vardır. Yazıya da dökülmemiştir, ama dilden dile böyle taşınıp gelir, unutulmaz ve yaşar.

Kültürün en rafine alanı sanattır, bu çok önemlidir. Önderlik, “Sanat alanında Kürtler, müzikle direniyorlar” dedi. Müzikte de destan türüyle direniyorlar. İşte destan türü dediğimiz şey dengbêj türüdür, dengbêj türüyle direniyorlar. Orada esas olan nedir? Kültürün olduğu her yerde direniş vardır. Aslında bir yerde bir direniş varsa, özü itibariyle aslında direnen kültürdür. Kültürde çözülme olunca, anlam içerik dediğimiz manevi kültürde çözülme ortaya çıkınca, o zaman direnme etkenleri de ortadan kalkıyor. Mücadele önce kesinlikle kültür alanında başlıyor. Hangi açıdan bakarsanız bakın, PKK’nin ortaya çıkışında da böyledir. Böyle kırıntı kabilinden kültürel değerler var. Onlara sarılıyor ve sonuçta onlarla direnme gelişiyor. Önder Apo’da bu çok nettir. Diyor ki, “Lise sıralarındayken Aram Tigran’ı ilk defa dinlediğimde dedim ki, bu ses, bu kültür yaşamalıdır.” Yine Önderlik, Dersim’e gittiğini söylüyor, o zamanlar 70’lerin ortalarıdır. “Dersim gerçekliğini gördüğümde kendi kendime şunu söyledim. Buradaki bu halk kültürü mutlaka yaşatılmalı ve mücadeleye bu biçimde karar verdim.” diyor. Demek ki kültürel direniş önemlidir. İnsan mücadeleyi aslında kültürde kazanır. Başka savaş alanlarında mücadeleyi kazanabilirsiniz, ama kültürde kaybettiniz mi, kazandığımız savaş ve zafer gene de kaybedilmiş demektir, zaferin hiçbir değeri, hiçbir anlamı yoktur.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Artık barış olsun…

Sonraki Haber

Barışa yolculuk, barışa tanıklık

Sonraki Haber
Barışa yolculuk, barışa tanıklık

Barışa yolculuk, barışa tanıklık

SON HABERLER

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Emine Ocak: Türkiye’nin vicdanına yazılan ağıt

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Sancı, umut ve başka haller

Konforlu tartışmalar

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Dersim kültürünü yaşatmak

Dersim kültürünü yaşatmak

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Dêrsim’de çeteleşme ve şiddet artıyor

Dêrsim’de çeteleşme ve şiddet artıyor

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Yeni anayasa tartışmaları ve DHP’nin sorumluluğu

Faili aramak!

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Yeni bir başlangıcın eşiğinde: Barışa ve demokrasiye tarihsel sorumluluğumuz

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Muhalefet mi dediniz?

Ulus krizine iki zıt çözüm

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır