Rojhilatlı kavalın piri Qale Mere’nin ölümünün üzerinden 10 yıl geçti. Qale Mere’nin kavalının sesi ise daha ilk günkü gibi canlılığını koruyor, büyük bir ilgiyle dinleniyor.
Qadir Ebdulzade, bilinen ismiyle Kavalcı Qale Mere, 1925’te Rojhilat’ın Bokan kentine bağlı Kulice köyünde dünyaya geldi. Sessiz bir yapısı bilindiği için Şêx Mihemedê Şêx Burhanê Mukriyani, Qadir Ebdulzade’ye Qale Mere ismini verdi. Babasını dünyaya gelmeden kaybeden Qale Mere, annesini ise 6 yaşındayken kaybetti. Qale Mere kimsesiz, yoksul ve şansızlıklarla dolu bir ömür geçirdi. Qale Mere, Hesen Zirek, büyük şair Hêmin Mukriyani ve Hejar Mukriyani gibi ünlü Kürt şair ve sanatçılarıyla arkadaşlık etti.
Müzik festivallerine katıldı
Mahabad Cumhuriyeti’nin yıkılmasının ardandan Qale Mere, Başur’a göç etti. Bir süre Serkepkan’daki Ebas Ağa ve Koyê’deki Ehmed Ağa’nın evinde kalır.Irak Federe Kürdistan Bölgesi’ne geldikten sonra birkaç yıl sonra tekrar Rojhilat’a dönen Qale Mere,İran, Rojhilat ve Başur’da birçok müzik festivaline katılır ve katıldığı festivallerde birçok ödül alır. Kaval ustası Qale Mere’nin müzikleri 1950’de Sine, Tahran, Mahabad ve Urmiye’deki radyolarda dinletilir, Kirmaşan’da ise televizyonlarda yayınlanır. Qale Mere Farsça “Gencine Muteherik” veya “Xezineyek gerok” ezgisiyle İran’daki müzik festivaline katılır.
Zirek’in yanına defnedildi
Qale Mere, Kürtlerin yaşadığı bölgelerin doğasını nefesiyle savunmuş, korumuş. 21 Mayıs 2009’da ağır bir hastalığa yakalanan Qale Mere, 84 yaşında Bokan’da yaşama veda etti. Qale Mere’nin cenaze törenine Kürtlerin yaşadığı dört parçadan çok sayıda kişi katıldı. Qale Mere’nin cenazesi vasiyeti üzerine ünlü Kürt müzisyen Hasan Zirek’in yanına defnedildi. Qale Mere’nin akademik eğitim almadan en iyi Kürt müzisyenlerinden biri olduğunu söyleyen Başur’daki kaval ustalarından Karwanê Ney, “Qale Mere’nin kavalı ilahinin bir çeşidiydi ve özgünlüğü vardı. Qale Mere’nin müziğinden çok faydalandım ve benim üzerimde çok etkisi oldu. Qale Mere müziklerinin bir kısmında geçim sıkıntılarından bahsetse de sanatını sokaklarda icra etti ve birçok kesime ulaştırabildi. Herkese müziğin ve sanatseverliğin sadece dört duvarı olan sınıflarda öğrenilmediğini kanıtladı” dedi.
SÜLEYMANİYE