Ağır hasta tutuklu Sabri Kaya’nın göz göre göre ölüme götürüldüğünü belirten avukat İlhan Öngör, kamu görevlileri hakkında yaptığı suç duyurusunda ilerleme olmadığını belirtti
Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tahliye edildiği 20 Mayıs Çarşamba günü yaşamını yitiren ağır hasta tutuklu Sabri Kaya’nın avukatı İlhan Öngör, ihmali olan kamu görevlileri hakkında Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Kaya’nın 10 yıl boyunca ağır kalp hastalığı, mide ve bağırsak hastalıkları olduğunu hatırlatan Öngör, ölümün salt doğal bir ölüm olarak değerlendirmemesi gerektiğini, devletin gözetiminde ve sorumluluğunda yaşandığını söyledi.
Öngör, “Ağır hasta bir mahpusun bu durumu bilindiği halde gerek cezaevi idaresince gerekse de Osmaniye Devlet Hastanesi yetkililerince yeterli ve zamanında etkin bir tedavinin yapılmaması maalesef Sabri Kaya’nın yaşamını yitirmesine neden olmuştur. Yaşanan tüm süreçlerle ilgili yetkili görevliler hakkında Osmaniye Cezaevi İdaresi ve hastane yetkilileri hakkında Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Aynı zamanda Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’na başvurularda bulunduk” diye konuştu.
Kaya’nın, Ankara Sincan Cezaevi’nde bulunduğu dönemde Adli Tıp Kurumu tarafından “cezaevinde kalamaz” raporu verilip, infazının 3 ay ertelenip tekrardan cezaevine konulduğunu hatırlatan Öngör, tüm çabalara rağmen Kaya’nın tahliye edilmediğine dikkat çekti.
‘Öleceği anlaşılınca tahliye kararı verildi’
ATK’ye, infazın ertelenmesi için Osmaniye Devlet Hastanesi’nden heyet raporu talep ettiğini, Osmaniye Devlet Hastanesi’nin 2 ay boyunca pandemi olduğu gerekçesiyle sağlık kurulu heyetini toplamadığını belirten Öngör, bu heyet raporunun çıkmaması nedeniyle Kaya hakkında ATK raporunun düzenlenemediğini vurguladı.
20 Mayıs’a kadar toplanmayan heyetin toplanıp, Kaya hakkında “Cezaevinde kalamaz” raporu verilerek, aynı gün Adana Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne sevk edildiğini vurgulayan Öngör, “Buradaki en önemli husus Osmaniye Devlet Hastanesi artık tamamen hasta mahpusun iyileşme olanağı bulunmadığını anladığı anda kendi hastanelerinde yaşamını yitirmesini istemediklerinden olsa gerek hasta mahpusu Balcalı Hastanesi’ne sevk etmişlerdir. Balcalı Hastanesi’ne sevkinin yapıldığı gün, Balcalı Hastanesi doktorları hasta mahpusa hiçbir işlem yapamadıklarını, yaşama şansının olmadığını aileye söyledikten sonra saat 13.00 gibi Osmaniye Cezaevi Savcılığı’nca hasta mahpusun infazının ertelenmesine ve tahliyesine karar verilmiştir. Ancak; artık iş işten geçmiş, hasta mahpusun yaşama şansı kalmadığı saatlerde infaz erteleme kararı verilmiştir. Bu karardan yaklaşık 5-6 saat sonra hasta mahpusun öldüğü Balcalı Hastanesi doktorları tarafından açıklanmıştır” diye konuştu.
Etkin soruşturma yok
“Hasta mahpus Sabri Kaya devletin pozitif yükümlülüğünü ihlali sonucunda yaşamını yitirmiştir. Göz göre göre her gün biraz daha durumu kötüye giden Sabri Kaya ve durumu bilindiği halde hastanede yatışı yapılmamış, infazı ertelenmemiş ve adeta ölümüne seyirci kalmaktan öte ölümüne sebebiyet vermişlerdir” diyen Öngör, devletin bu sorumluluğu gereği yetkililer hakkında yaklaşık bir aydan beri savcılığa suç duyurusunda bulunmalarına rağmen savcılığın hızlı ve etkin bir soruşturma yapmadığını söyledi.
Öngör, “Cezasızlık hukukunun yaşamın tüm alanında bir idare ve iktidar politikası olmasının somut örneklerinden bir tanesi Sabri Kaya’nın ölümü nedeniyle yaptığımız şikayet neticesinde sürecin ilerlemiyor olmasıdır. Türkiye tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler ve Türkiye’nin iç mevzuatı gereği yaşam hakkı ve kötü muamele yasağı temel haklardan olup, olağanüstü dönemlerde dahi bu hakların sınırlandırılması mümkün değildir. Bu temel hakka idare yetkililerinin özensiz, ciddiyetsiz yaklaşımı Sabri Kaya’yı öldüren temel sebeptir. Elbette ki tüm hukuki mecralarda süreci takip etmeye ve sorumluların hakkaniyete uygun bir şekilde cezalandırılması için azami bir çaba içerisinde olacağız” dedi.
Kaynak: MA