İHD ve kayıp yakınları, Amed, Êlih, Colemêrg ve İzmir’de bir araya gelerek, kayıpların akıbetini sordu, faillerin cezalandırılmasını istedi
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği’nin (İHD), “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” şiarıyla düzenledikleri eylem bu hafta da devam etti.
Amed
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 832’ncisini Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi.
Eylemde, kayıpların fotoğraflarının yer aldığı pankart taşındı. Bu haftaki eylemde, 19 Ocak 2007 tarihinde katledilen Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in hikayesi okundu. Hikayeyi, İHD Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Demirtaş okudu.
Ardından açıklamayı yapan İHD Amed Şube Eşbaşkanı Ercan Yılmaz, bilinen bir gerçeği haykırdıklarını ve zorla kaybedilen ve katledilen insanların akıbetinin araştırılmasını, etkili yargılamalarla faillerin açığa çıkarılmasını talep ettiklerini söyledi. Yılmaz, Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesine bağlı Yekmal köyünde 28 Nisan 1995’te çobanlık yaptığı sırada gözaltına alınan ve bir askerin itirafları sonucunda katledildiği açığa çıkan Nezir Tekçi’nin ölümüne dair açılan davanın cezasızlıkla sonuçlanmasına tepki gösterdi. Yılmaz, Tekçi davası hakkında bilgilendirmede bulundu.
Ardından Hrant Dink’in hikayesi okundu. Açıklama oturma eyleminin ardından son buldu.
Êlih
Êlih’te (Batman) de İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 668’inci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Eyleme kayıp yakınları, insan hakları savunucuları, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Êlih Şubesi üyeleri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) şubesi yöneticileri katıldı.
Bu haftaki eylemde 19 Ocak 2007 tarihinde İstanbul’da silahlı saldırı sonucu katledilen Hrant Dink’in failleri soruldu. Dink’in katledilme hikâyesini İHD Êlih Şube Yöneticisi Melek Atalay okudu.
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.
Colemêrg
İHD Colemêrg (Hakkari) Şubesi ve kayıp yakınları, 158’nci haftasında Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Eylemde, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartı ve kayıpların fotoğrafları açıldı. Eyleme çok sayıda kişi ve kayıp yakını katıldı.
Bu haftaki eylemde Abdullah Canan’ın faillerini sordu. Canan’ın hikayesini İHD Colemêrg Şubesi Eşbaşkanı Sibel Çapraz okudu.
Ardından konuşan Tayyip Canan, babası Abdullah Canan’ı katledenlerin açık bir şekilde, “katil” olduğunu söyleyerek, “Bu mahkeme kararları ve halk vicdanında tescil edilmiştir. Katillerin ömrü uzun olsun ki her hesap sorduğumuzda kaygılarından yok olsunlar. Babamı katledenler DAİŞ’le aynı zihniyettedir. Ama sonuna kadar babam ve 17 bin faili belli tüm cinayetlerin sonuna kadar hesabını soracağız” dedi.
DEM Parti Colemêrg Milletvekili Onur Düşünmez, “Türkiye’nin karanlık geçmişinden aydınlık geleceğe yürümenin tek yolu gerçeklerle yüzleşmektir” diye belirtti. Abdullah Canan, 17 Ocak 1996 sabahı Colemêrg’e gitmek üzere iken Gever-Wan karayolunda askerler tarafından otomobili durdurularak gözaltına alındı ve askeri bir araçla Yüksekova Dağ Komando Taburu’na götürüldü. Canan’ın, 21 Şubat 1996 günü ağır işkence görmüş cansız bedeni siviller tarafından bulundu.
Açıklama oturma eylemiyle sona erdi.
İzmir
İHD İzmir Şubesi, iki haftada bir düzenlediği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemini Konak ilçesindeki eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Çok sayıda kişinin katıldığı eylemde, “Kayıplar vicdandır, sahip çık” ve “Failler belli kayıplar nerede” pankartları açıldı. Bu haftaki eylemde Şirnex’in Basa (Güçlükonak) ilçesinde 10 Ocak 1996 yılında gözaltına alınıp kaybedilen Abdullah İlhan, Ahmet Kaya, Ali Nas, Neytullah İlhan, Halit Kaya ve Ramazan Oruç’un akıbeti soruldu. Açıklamayı yapan İHD İzmir Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş, kaybedilenlerin öyküsünü paylaştı.
Zilan Gümüş, İnsan Hakları Derneği ve hak savunucuları olarak, devletin işlenen suçlarla yüzleşmesi gerektiğini ve gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin açıklanması gerektiğini vurguladı.
Kaynak: MA