Kafa tutmam da benim akılsızlığımdan değil, vicdanımla olan bir şey. Ben Alevi çocuğuyum. Benim hakkımı hukukumu yok edemezsin, Ermeni’yi yok et, Alevi’yi yok et, Kürdü yok et. Üç beş kişi, bir sen misin bu ülkenin sahibi. Ben bu ülkenin sahibiyim
Reyhan Hacıoğlu / ERDEXAN
Son süreçte birçok kent ve ilçe belediyesine atanan kayyumların ardından geçtiğimiz hafta bu kez de bir muhtara kayyum atandı. Erdexan’ın (Ardahan) Damal ilçesine bağlı Burmadere Köyü Muhtarı Şah İsmail Göyük’ün yerine İl Özel İdare Müdürü Yasin Zorlu kayyım olarak atandı.
Tepkiler gelince geri çektiler
Olayın sanal medyada duyulması sonrası kayyım olarak atanan İl Özel İdare Müdürü geri çekilse de bu kez birinci aza muhtar seçilerek Şah İsmail Göyük’ün muhtarlığına el konulmuş oldu.
‘Aleviliği yok saymalarına karşı çıktım’
Gazetemize konuşan Şah İsmail Göyük, görevden alınmasını sebebinin geçtiğimiz aylarda Valilik tarafından yapılan bir etkinlikteki sözleri olduğunu belirterek kayyum sürecini şu şekilde anlattı: “Alevilik ile ilgili konuşma yaptım, İçişleri Bakanı lehin, Kültür Bakanı’nı tanımadığıma dair ondan bana kafayı taktılar. Aleviliği tanımadılar ben de Aleviliğe böyle bir şey yapamayacaklarını iddialı bir şekilde konuştum. Bana orada bir şey yapamadılar.
Anmalar suç sayıldı
Hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu söyleyen Göynük, “sosyalist oluşumdan tutuyorlar, Deniz’i, Mahir’i, İbrahim Kaypakkaya’yı çok defa andım. Bana anmalardan dolayı dava açtılar. Tutuklanmak üzere savcılık beni gönderdi. Önce terörle mücadele savcılığa geldi. Savcılıktan sonra da mahkemeye çıktım. Denetimli serbestlik verdiler” diye konuştu.
‘Kayyum bizim oraları bilmez’
Aradan bir ay geçtikten sonra bu sefer görevden alındığını ve yerine İlçe Özel İdare Müdürü MHP’li birinin atandığını belirten Göyük, “Bizim oraları bilmez. Sosyal medya baskıları milletvekillerinin meclis konuşmaları falan olunca da bunlar geri adım attılar. Onu tekrar geri aldılar. Köyden benim yanımda aza olan, birinci azayı atadılar. Devam eden bir süreç” dedi.
‘Kayyumu köylere yayıyorlar’
10 Aralık’ta hakkında açılan davanın duruşması olduğunu belirten Göyük, “terör propagandası” yapmaktan yargılandığını belirtti. Kürdistan ve Türkiye’de kent ve ilçelerden sonra sıranın köylere kayyum atanmasına gelmesine dair ise Göyük, “Bunu köylerde de benimsetmeye çalışıyorlar. Seçimle alamadıkları yerleri almaya çalışıyorlar. Yani kaybeden güçsüzlüğünü baskıyla faşizmle almaya çalışıyor” dedi.
‘Faşizmle yönetiliyoruz’
“Biz faşizmle yönetiliyoruz. Bunun ötesi var mı yani? Faşizm nasıl olur. Konuşamıyorsan, söyleyemiyorsan, hakların gasp ediliyorsa faşizm budur işte. Bunun ötesi var mı ya?” diyen Göynük devamında ise,” Bana beş ay önce mazbata veriyorsun, adli sicil kaydın yok belgesi veriyorsun, bana muhtar mazbatası veriyorsun. Ondan sonra beni terör örgütleri propagandasıyla suçluyorsun. Peki ben beş ayda mı kendimi geliştirdim bu kadar üç beş tane örgütün adamı oldum” diyerek tepki gösterdi.
‘Biz on bin yıldır buradayız’
Sanal medyadan Alevi ve solcu olduğu için cezalandırıldığı sözlerinin yer almasına dair ise, “Benim Alevi olmamla ilgili vurgum şu: Cemevlerini Kültür Bakanlığı’na bağlamak istiyorlar. Böyle bir projesi var. Cemevlerini cemevi olarak kabul etmiyorlar. Kültür evi yapmak istiyorlar. Ben de diyorum ki biz kadim ulusuz, kadim bir milletiz. Biz bir inancız. Yani daha bin beş yüz yıldır, iki bin yıldır sen yıldır Müslüman oldun. Biz on bin yıldır varız. Aleviler on bin yıldır bu işin içinde. Sen neden beni yok sayıyorsun?
‘Bütün devrimciler başımın tacı’
Alevi bir halk çocuğu olduğunu vurgulayan Gönüm ve bunun için halk tarafından sahiplenildiğini belirten Göyük, “Bu halk bir Alevi, solcu, 68 liderlerine sahip çıktığı için sevdi. 68 önderlerine sahip çıktığım için toplum sahiplendi beni. Ben işte işi gücü bütün devrimcilere saygısı olan bütün sosyalistlere saygısı olan bir insanım. Hepsi benim başımın tacı” dedi.
‘Devlete kafa tutmam sahiplenildi’
İktidarın kendisine yönelik saldırılarına dair ise Göyük şu yorumu yaptı: “Aleviliği sahiplenmem ve yine Anadolu’nun yoksul gördüğünde de herkes üç beş kuruş muhtarlıktan maaş almak için tutup susarken bizim kafa tutmamız yer tuttu.
Ben bu ülkenin sahibiyim
Ha bu kafa tutmam da benim akılsızlığımdan değil. Benim vicdanımla olan bir şey bu. Ben Alevi çocuğuyum. Benim hakkımı hukukumu yok edemezsin, Ermeni’yi yok et, Alevi’yi yok et, Kürdü yok et. Üç beş kişi bir sen misin bu ülkenin sahibi. Ben bu ülkenin sahibiyim.”