Kayyumların hak ihlallerini arttırdığına dikkat çeken Dr. Şebnem Korur Fincancı, kayyum atanan illerde insan haklarının yok sayıldığını belirtti. Gülseren Yoleri ise, ‘Tüm kesimler bu kötü gidişattan rahatsız’ dedi
Yadigar Aygün/İstanbul
Diyarbakır, Mardin, Van ve diğer belediyelere kayyum atanması ile birlikte insanlar toplantı ve gösteri haklarını kullanarak Demokrasi Nöbetleri başlattı. Kayyum eylemleri ilk günlerinden itibaren yasaklandı. Bu eylemlerde yaşanan hak ihlallerini Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Gülseren Yoleri gazetemize değerlendirdi. Halkın seçmiş olduğu belediyelere kayyumlar atandığının altını çizen Şebnem Korur Fincancı, “Şu an kayyum atanan illerde Demokrasi Nöbetleri devam ediyor. İnsan haklarının yok sayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Herhangi bir demokratik tepki, eleştiri polis şiddeti ile karşılaşıyor. Demokratik tepkilerini gösteren insanlar polis şiddetine ve işkenceye maruz bırakılıyor. Gazetecilere haber takibi yaptırılmıyor, gözaltına alınıyor” dedi.
‘Polis şiddeti arttı’
Polis şiddetinin kayyumlarla birlikte artmış olduğuna dikkat çeken Fincancı, “Polis şiddeti ile karşı karşıya kalmak ürkütücü. Uygulanan şiddete karşı hiçbir yaptırım söz konusu değil. Dolayısıyla polis daha pervasız bir şekilde insanlara şiddet uyguluyor. Şu an sadece kayyum eylemlerinde değil OHAL ile işlerinden atılmış olanlar, işçi eylemleri, doğa eylemleri engelleniyor. HDP’liler il binalarına girerken bile şiddete maruz kalıyor” diye konuştu. Uluslararası sözleşmelerle ve anayasada kabul edilmiş insan haklarının yok sayıldığını dile getiren Fincancı, “Aslında demokrasinin yok olduğu bir dönem bu. Demokrasinin yok olduğunun kanıtı da siyasi iradenin halkın seçmiş olduğu seçilmiş yerine kendi istedikleri isimleri atamaları. İnsan hakları açısından epey zor bir dönem. Bizler sadece insan hakları mücadelesi değil demokrasi mücadelesi de vermemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Türkiye için yeni adımlar atılmasına ihtiyaç var. Parlamento yok hükümde. Bütün bunları yeniden ele alacağımız bir sürece ihtiyacımız var” diye konuştu.
‘Hak ihlalleri arttı’
Kayyumlar ile birlikte hak ihlallerinin arttığını vurgulayan Fincancı, “Geçtiğimiz yıl Ağustos ayı ile bu yıl ki Ağustos ayını karşılaştırdığımızda derneğimize gelen başvurular atmış durumda. Geçen yıl Ağustos ayında toplamda Diyarbakır’dan 9 başvuru varken bu yıl 19 Ağustos 2019 tarihinden sonraki ilk on günde 20 başvuru aldık. Diğer illerdeki başvurulara baktığımızda kayyum atanan illerden daha fazla insan hakları ihlali başvuruları alıyoruz” dedi.
‘AKP toplumu bastırıyor’
AKP döneminde baskıların ve yasakların arttığının altını çizen İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “Toplumun tüm kesimlerinin muhalif olmasını gerektiren çok ciddi iktidarın hatalarından söz ediyoruz bugün. Tüm kesimler bu kötü gidişattan rahatsız. Önceden iktidar yanlıları sokağa çıkmazdı ama artık onlar da rahatsızlık duyup sokağa çıkıyor. Herkesin canı yanıyor ki iktidar partisinin içinden bile aykırı sesler duyulabiliyor. AKP, kendisine yönelik muhalefet etmesi muhalif bir hareket geliştirmesini yasakla bastırma yoluna gitti. Ekoloji mücadelesi, işçi eylemleri gibi pek çok eyleme şu an izin verilmiyor. AKP demokrasi mücadelesi olduğunu biliyor. Bütün bu mücadeleleri engelleyerek rahat hareket etmeye çalışıyor” dedi.
‘Hak ihlallerini arttırdı’
İnsanların demokratik haklarının yok sayıldığını belirten Yoleri, “Halkın seçmiş olduğu belediye başkanları görevden alındı. İnsanların seçme ve seçilme hakkı yok edildi. Kayyumlara ilişkin insanlar tepkilerini göstermek için başlattığı eylemlerde şiddet ve baskının arttığını biliyoruz. Hatta neredeyse eylemler yasaklandı. Eylemlerde milletvekilleri bile şiddete maruz kaldı. Kayyum eylemlerinde pek çok hak ihlali başvuruları aldık. Hak ihlalleri sürekli artıyor. Nereye bakarsanız bakın bugün toplumun her yerde mağdur edildiğini görüyoruz” diye konuştu.