Kazdağları’ndaki nöbet eylemine katılan Çanakkale Belediye Başkanı İrfan Mutluay, yağmaya onay veren bilirkişinin sahte imza attığını tespit ettiklerini söyledi. Mutluay, dava açtıklarını belirtti
Çanakkale’de Kazdağları eteklerinde bulunan Kirazlı köyü yakınında siyanürle altın arama faaliyetinde bulunmak isteyen şirkete karşı başlatılan nöbet eylemi 15. gününde sürüyor. Maden sahasına karşı Balaban’da bulunan alanda bir araya gelen yaşam savunucuları önceki gün boyu çeşitli etkinliklerle eylemlerini sürdürdüler. Önceki gün öğlen saatlerinde İstanbul Kadıköy’den gelen 150 kişilik grup maden sahasını ziyaret etti. Ziyaretin ardından maden sahasına yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşe Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, Belediye Meclis üyeleri ile birlikte çok sayıda kurum temsilcisi katıldı. “Ferman padişahın ise dağlar bizimdir” pankartının açıldığı yürüyüş maden giriş kapısına kadar sürdü. Burada konuşan Mutluay, bölgede yürütülen maden arama çalışmalarına dair bilgi verdi. Su kaynaklarını korumak adına sorumluluklarını yerine getirdiklerini belirten Mutluay, “Yeniden yargılama için dava açtık. Bilirkişi olan Prof. Turan Karadeniz, Türkiye’deki nükleer santrallerden termik santrallere kadar her mahkeme dosyasının bilirkişisi. ‘ÇED çetesi’ diyoruz” dedi. Kesilecek ağaç sayısın 600 bin olduğunu öğrendiklerini söyleyen Mutluay, Devlet Su İşleri’nin (DSİ) maden sahası için bir gölet yaptığını belirtti.
Kanada’dan cevap
Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner’in, Kanadalı Alamos Gold şirketinin Kazdağları’ndaki maden faaliyetlerini durdurması için Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ya yazdığı mektuba Trudeau’nun özel kalemi yanıt verdi. Sözcü’nün haberine göre cevapta, “Bu maili Bakan Carr’a iletiyorum” denildi.
Gözleri doymuyor
‘Rant uğruna ne gözleri doyuyor ne vicdanları sızlıyor’ başlığı ile yazılı açıklama yapan Tarım Orkam-Sen, “Tüm karşı çıkışlarımıza rağmen hükümet ve sermaye ısrarla doğa katliamlarına her gün bir yenisini ekliyor. Cerattepe, Allianoi, Hasankeyf, Karadeniz dağları ve dereleri, Munzur Dağları, İznik ormanları, Salda Gölü, Kaz Dağları ve daha onlarca doğa harikasına rant ve para uğruna saldırıyorlar. Yaşam kaynaklarımız katledilmek üzere devlet eliyle sermayenin denetimine veriliyor. Ağaçları kesiyor, maden arama adı altında sularımızı ve derelerimizi kirletiyor, toprağımızı zehirliyorlar, çölleşiyor” denildi. “Ormanlar göz göre göre katlediliyor ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde apaçık desteklediklerini beyan eden Orman Mühendisleri Odasının sesi çıkmıyor. Yaşadığı ülkenin doğasına sahip çıkmak bir insanlık görevidir” diye belirtilen açıklamada, “Doğamız, toprağımız ve suyumuz için bütün herkesi mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
HABER MERKEZİ