Enfal Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anan KCK, ‘Çağrıyı bir mücadele paradigması olarak benimseyerek ve gereklerini yaşamın bütün alanlarında yerine getirerek yeni Enfallerin önüne geçebilir ve Kürt halkınınözgürlüğünü garanti altına alabiliriz’ dedi
KCK Yürütme Konseyi 37 yıl önce yaşanan Enfal Katliamı’nın yıldönümünde açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Saddam Baas rejiminin Başûrê Kurdistan halkına karşı işlediği insanlık suçu Enfal soykırımının 37’nci yıl dönümünü yaşıyoruz. Bu soykırımda kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere 182 bin Kürt hunharca ve vahşice katledilip kaybedildi. Enfal sadece bir soykırım cinayeti değil aynı zamanda bir kadın kırımı ve bir eko kırım suçudur. Çünkü Başûr’un önemli bir coğrafyasında Kürt halkının doğal yaşam alanları, köyleri, mezraları bir daha üzerinde yaşanılamayacak şekilde tahrip edildi. Bu soykırım, kadın kırımı ve eko kırım cinayetini işleyen Saddam Baas rejimi ve arkasındaki zihniyet ve siyaseti kınıyor, soykırımda yaşamlarını yitirenlere Allah’tan rahmet diliyoruz, anıları önünde saygı ile eğiliyoruz, ailelerine ve yakınları başta olmak üzere bütün Kürt halkına başsağlığı diliyoruz.
Enfal soykırımı, Kürt halkının yakın geçmişte uğradığı soykırım saldırılarından sadece bir tanesidir. Kürt halkının varlığını ve özgürlüğünü inkar eden siyaset ve zihniyet fırsatı buldukça hiçbir zaman Enfal gibi soykırım ve katliam saldırıları yapmaktan çekinmemiştir. Enfal gibi soykırımlara yol açan esas nedenler, yüzyıl önce Lozan’da tecelli eden Kapitalist Modernite güçlerinin çıkar hesapları ve onların birer acentesi olan bölgedeki ulus-devletlerin cinsiyetçi, milliyetçi, dinci ve faşist karakterleridir. Bunun içindir ki Lozan’dan sonra Kürdistan’ın dört parçasında Kürt halkına karşı soykırım suçları işlenmiştir. Dersim ve Geliyê Zîlan katliamlarını, Halepçe, Enfal, Şengal, Sînemaya Amudê ve en son Rojava ve Kobanê’deki Berxbotan köyündeki katliamlar takip etmiştir.
Kürt halkı Lozan’ın temelini oluşturduğu bu soykırımcı zihniyet ve siyasetine karşı çok büyük mücadele ve direnişler yürütmüş ve çok ağır bedelleri göze alarak varlığında ve özgür yaşamında ısrar etmiştir. Yeni yüzyılda da bölge yeniden dizayn edilirken, Kürt halkının varlığı ve özgürlüğüne karşı bölgesel güçlerin çeşitli komplo ve planları söz konusudur. İşte böyle tarihi bir dönemeçte Önder Apo, Kürt halkını Enfal, Halepçe ve Şengal gibi yeni soykırım, eko kırım ve kadın kırımı saldırılardan korumak ve yeni bir mücadele stratejisini belirlemek için Yüzyılın Manifestosu olarak nitelendirilen “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısında bulunmuştur. Kürt halkı ve bütün bölge halkları olarak çağrıya sahip çıkarak, çağrıyı yapan Önder Apo’nun özgürlüğü için mücadele ederek, çağrıyı bir mücadele paradigması olarak benimseyerek ve gereklerini yaşamın bütün alanlarında yerine getirerek yeni Enfallerin önüne geçebilir ve Kürt halkının ve bölge halklarının varlığını ve özgürlüğünü garanti altına alabiliriz. Bu temelde Enfal soykırımı şehitlerini bir kez daha saygı ile anıyor, özgürlük ve demokratik toplum mücadelesini yükselterek anılarına sahip çıkma sözümüzü yineliyoruz.”
Kaynak: ANHA