Kelepçeli tedavi ve ameliyat dayatmasını kabul etmeyen hasta tutsak Mahsum Yüksekbağ’ın durumu her geçen gün kötüye gidiyor
Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Mahsum Yüksekbağ’ın, sağlık durumu her geçen gün kötüye gidiyor. Beyninde anevrizma (damarlarda oluşan baloncuk) tespit edilen Mahsum Yüksekbağ, 18 Haziran’da götürüldüğü Erzurum Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde kelepçeli tedaviyi kabul etmediği için her hangi bir işlem yapılmadan cezaevine gönderildi.
Bunun üzerine Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri Nevroz Uysal Aslan ile Meral Danış Beştaş, 21 Haziran’da Mahsum Yüksekbağ’ın sağlık durumuna ilişkin Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na (İHİK) başvurdu. Ayrıca Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya verdiği önergelerde Mahsum Yüksekbağ’ın tedavi koşullarının oluşturulmasını istedi.
Tedavisi ile ilgili her hangi bir adım atılmayan Mahsum Yüksekbağ, Mezopotamya Ajansı’na mektup gönderdi.
‘Başlarından savurmak için genel geçer söylemlerde bulundular’
Yaklaşık 1 buçuk yıldır beyin damarında baloncuk bulunmasından dolayı sürekli farklı doktorlara sevkinin yapıldığını belirten Mahsum Yüksekbağ, gittiği hastanelerde kendisine yapılan muameleyi anlattı:
“Gittiğim kimi doktorlar, ‘Senin böylesi bir hastalığın yok’ bunu söyleyen doktorlar ‘gerizekalı’ diye meslektaşlarına hakaret ederken, kimisi başından savurmak için genel geçer söylemlerde bulundu. En son Erzurum Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ndeki Nöroloji doktoru, beyin damarında baloncuk bulunduğunu, beynin riskli bölgesinde olduğu için daha fazla zamana yaymadan anjiyo yapılması gerektiğini, söyledi. Doktor baloncuğun patlama riski olduğunu, patlarsa beyin kanaması geçireceğim ve anjiyo olmam konusunda uyardı. Bunun üzerine 18 Haziran’da anjiyo olmak için Erzurum Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne gittim. Doktor anjiyodan sonra hayati risk ve felç geçirme ihtimali olduğu için hastanenin mahkum odasında kalamayacağımı, servis odasında en az bir gün kontrol amaçlı kalmam gerektiğini söyledi. Ayrıca doktor, hayati risk ve felç olma durumundan ötürü saat başı kontrol edilmem gerektiğini ve olumsuz bir durumda mahkum odalarında müdahale edemeyeceğini söyledi.
Kelepçeli ameliyat dayatması
Bunun üzerine tedavimin kelepçeli mi, yoksa kelepçesiz mi? devam edeceğini sordum. Asker o halimle en az bir gün yatağa kelepçeleneceğimi belirtti ve doktor da durumu uygun görerek, ‘tedavini aksatacak bir durum olmayacak, kelepçeli olacaksın’ dedi. Ben de, ‘söz konusu tedavinin beyin olduğunu, hayati risk ve felç kalma durumunun olduğunu belirtmiş olduğunuza rağmen en az bir gün kelepçeli tedavi işkencesini bana hangi insani durumla uygulayacaksınız’ şeklinde Nöroloji doktoruna sordum. Doktor, ‘Seninle mi uğraşacağım. Kelepçeli tedavi göreceksin. İster kabul et, ister etme’ diyerek beni odadan çıkardı.”
‘İnsanca tedavi görmek istiyorum’
Mektubunda Anayasal hakkını kullanmak istediğini vurgulayan Mahsum Yüksekbağ, “Ben insanca sağlık hakkına erişmek istiyorum. Hastanede ölsem de ki beynimdeki baloncuğun patlaması buna sebebiyet verecektir ve gittikçe daha da kötüleşecek bu durum… Genç yaşımda ölmek istemiyorum. Ama onursuzca ve işkenceli yaklaşımı da kabul etmeyeceğim. Yaşamı çok seviyorum ama onurumu ve haysiyetimi de uğrunda ölecek kadar çok seviyorum. Ben insanım ve insanca tedavi görmek istiyorum. Ölüm riski altındayken en az bir gün kelepçeli işkenceyi bana uygulamak istiyorlar. Bu reva mıdır? Kelepçesiz, insanca tedavi edilinceye kadar beynimde patlamaya hazır ve ne zaman patlayacağı belli olmayan gerçekle yaşayabildiğim kadar insanca ve onurumla yaşayacağım. Onurluca ve insanca özgür bir ülkede yaşama dileğiyle…”
Kaynak: MA