‘Kent Uzlaşısı’ davasında yargılanan 10 siyasetçiden 9’unun tutukluluğu devam ederken, 1 kişi tahliye edildi. Siyasetçiler ve avukatları suçlamaları reddederek, siyasetin yargı konusu yapıldığını vurguladı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “Kent Uzlaşısı” soruşturması kapsamında tutuklanan 10 siyasetçinin “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması, İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya tutuklu siyasetçiler ve avukatları katılırken, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile bazı belediye başkanları da izleyici olarak salonda yer aldı.
MASAK raporları dosyaya girdi
Mahkeme heyeti tarafından dosyaya MASAK raporları eklendi. Yargılanan 10 kişi önceki savunmalarını tekrar ederken, iddia makamı siyasetçilerin tutukluluklarının devamını istedi.
Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, MASAK raporlarında kendisine dair suç unsuru bulunmadığını belirterek, “Kent Uzlaşısı bir seçim ittifakıdır. İddianamede ‘Batı illerinde Kürt temsiliyeti’ ifadesi suçlama konusu yapılmış. Evet, ben Kürt’üm. Ama biz sadece Kürtlere değil, herkese hizmet için seçildik” dedi.
Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür de tutukluluk süresinin çok uzadığını vurgulayarak, adli kontrol şartlarıyla serbest bırakılabileceklerini belirtti. Üsküdar, Fatih, Tuzla, Sancaktepe, Adalar, Beyoğlu ve Şişli belediyelerinden meclis üyeleri de suçlamaları reddederek tahliye talebinde bulundu.
‘Siyaset yargılanıyor’
Siyasetçilerin avukatları, dosyada yeni delil bulunmadığını, müvekkillerin siyaset yaptıkları için yargılandığını belirtti. Avukat Eren Keskin, “İnsanların siyaset yapmaları yargılanıyor. Müvekkilim örgüt üyeliğinin hiçbir koşulunu taşımıyor” dedi.
Şişli Belediye Meclis Üyesi Sinan Gökçe’nin avukatı Rezan Sarıca ise, “Kürtlerin varlığı ve seçim hakkı yargılanıyor. Bu tutukluluk sürece denk bir yargılama değildir” ifadelerini kullandı.
Karar: 1 tahliye, 9 tutukluluğa devam
Taleplerin ardından mahkeme, belediye çalışanı İ.P.’nin tahliyesine, 9 siyasetçinin ise “kaçma şüphesi” gerekçesiyle tutukluluklarının devamına karar verdi.
Duruşma 27 Kasım’a ertelendi.
Karar sonrası adliye önünde açıklama
Karar sonrası çok sayıda siyasi parti, örgüt ve belediye başkanlarının aralarında bulunduğu kitle Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Burada konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, AKP’nin sandıkta elde edemediğini mahkeme koridorlarında elde etmeye çalıştığını söyledi. Tiryaki, şunları ifade etti:
“Bunun başka hiçbir açıklaması yok. 31 Mart 2024 tarihinde bir yerel seçim gerçekleştirildi. AKP ve MHP arasında da ittifak yapıldı. Bu gizli saklı olmadı. Bizler de pek çok yerde parti olarak seçime girdik ve 31 Mart tarihinde gerçekleşen seçimlerde 78 belediyeyi kazandık. Bu belediyelerin 10 tanesine kısa bir süre sonra kayyım atandı. Siyasi iktidar sadece bununla da yetinmedi, desteklediğimiz adayların meclis üyesi olmalarına da tahammül edemediler. Tam 7 aydır arkadaşlarımız tutuklu. Biz bu kararın ne anlama geldiğini biliyoruz. Bu kararın hukuksal olarak hiçbir değeri yok. Tutuklu olan arkadaşlarımızın birisine yöneltilmiş tek bir tane suç yok. Komşusuna gönderdiği 300 TL nedeniyle yargılama yapılıyor.
‘Karar hukuksuz’
Bugün mahkeme hiçbir gerekçe olmadığı için uyduruk gerekçelerle, ‘kaçma şüphesi var ve deliller toparlanmamış’ denilerek tutukluluk yönünde karar verdi. O kararın arkasında siyasi iktidarın desteği vardır. Bir yandan ‘çözüm’ diyerek, ‘Kürt sorununu demokratik yollarla çözeceğiz’ diyerek, komisyon kurarak, diğer yandan Kürtleri zindanlara atamazsınız. Sokaktaki insanları bu şekilde ikna edemezsiniz. Siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz; bu tutuklamalara, haksız yargılamalara son verin. Eğer barışı toplumsallaştırmak istiyorsanız arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. Bu kararı tanımıyoruz ve bu kararı hukuksuz olarak yorumluyoruz.”
Kaynak: MA