• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
22 Kasım 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Dünya

Kerala: Ütopik değil ilerici yerel öz yönetim – I

22 Kasım 2025 Cumartesi - 23:00
Kategori: Dünya, Manşet, Söyleşi
Kerala: Ütopik değil ilerici yerel öz yönetim – I

Hindistanlı insan hakları savunucusu Dr. Ranjan Solomon, Kerala Modeli’ni, bölgedeki Kürtleri değerlendirdi:

Pakistan’da iki Kürt grubu vardır: Iraklı Kürt mülteci topluluğudur. İkincisi ise Belucistan’daki bir Brohi kabilesi olan Kürtler. İkinci grup yüzyıllar önce bölgeye göç etmiş yerli bir Brohi kabilesidir. Kürtlerden bazıları devlette üst düzeylerdedir

Mehmet Ali Çelebi

Türkiye’yi by-pass eden Çin’e alternatif olarak planlanan IMEC koridorunun başlangıç noktası Hindistan. Pakistan ile en son Mayıs 2025’te savaşa tutuştu. Türkiye ile de kriz yaşanıyor, milyarlarca dolarlık projeleri olan Türk şirketleri kovuldu. Yoksul ve zenginler arası geril dağılımı uçurumunda liderliğe oynayan ülkelerden Hindistan çip endüstrisi, nükleer teknoloji, ticaret koridorları ile sık sık adından söz ettiriyor. Kadın Savunma Birlikleri-YPJ, 2024’te Hindistan’daki kadın mücadelesine destek mesajı yayınlayıp, ‘demokratik kadın konfederasyonu sistemi’ vurgusu yaptı. Son dönemde “Kerala Modeli” ile de gündem. Komünist Partisi’nin içinde olduğu Sol Demokratik Cephe-LDF, Kerala’yı farklı bir konuma taşımış durumda. Aşırı yoksulluğu bitirdiğini 1 Kasım 2025’te ilan eden ilk eyalet Kerala, sıçramalarıyla gündem oluyor. Hindistanlı kaderlerini belirleme hakkı üzerine çalışmalar yapan insan hakları savunucusu Dr. Ranjan Solomon, Hindistan’a ve yerel yönetime ağırlık veren çok dilli Kerala modeline ve Kürt nüfusuna dair sorularımızı yanıtladı.

  • Federal Cumhuriyet olan 28 eyalet ve 8 birlik bölgesi ve Delhi’den oluşan Hindistan’da idari olarak işleyiş nasıl? Eyaletlerin hakları ve bölgelerin hakları nelerdir?

Hindistan’ın federal yapısı eyaletleri birlik bölgelerinden ayırır, ancak ikisi yapı çok farklı işler. Hindistan’da eyaletler, kendi seçilmiş hükümetlerine sahip tam siyasi birimlerdir. Polis, kamu düzeni, toprak, tarım, sağlık ve yerel kurumlar gibi konularda yasa çıkarırlar. Kendi idarelerini yürütürler, kendi polis güçlerini kontrol ederler ve eyalet düzeyindeki vergilerle gelir toplarlar. Günlük yönetimde (kolluk kuvvetleri, refah dağılımı, kalkınma planlaması) eyaletler önemli bir özerklikle hareket ederler. Birlik bölgeleri ise doğrudan Merkez tarafından yönetilir. Çoğu Birlik Bölgesi’nin seçilmiş bir meclisi yoktur; bunun yerine, bir Vali Yardımcısı veya İdareci, bölgeyi Birlik Hükümeti adına yönetir. İki Birlik Bölgesi, Delhi ve Puducherry, kendi yasama meclislerine sahiptir, ancak yetkileri sınırlıdır. Delhi ve Puducherry kısıtlı özerkliğe sahip hibrit bir modelde çalışır. Kâğıt üzerinde Hindistan bir federasyondur. Pratikte ise, dönemsel otoriter eğilimleri olan merkeziyetçi bir federasyondur. Ancak merkez, vergilendirme, mali transferler, ulusal güvenlik ve altyapı üzerinde belirleyici konumdadır. Son on yıl kesin bir eğilimi ortaya koymaktadır: Federalizm daralıyor. Valiler eyalet yasama süreçlerini engelliyor; Uygulama Müdürlüğü (ED) ve Merkezi Soruşturma Bürosu (CBI) gibi kurumlar siyasi amaçlarla kullanılıyor ve merkez giderek daha fazla, eyaletlere ait olduğu kabul edilen alanlara müdahale ediyor. Ulusal hükümet kendini güvensiz hissettikçe, eyaletleri daha agresif biçimde kontrol ediyor.

  • Hindistan’ın güneybatı eyaleti Kerala 35 milyon nüfusuyla neredeyse çok sayıda devletten daha büyük. 1 Kasım 2025’te Kerala Başbakanı Pinarayi Vijayan, Extreme Poverty Alleviation Project’in başarıya ulaştığını, aşırı yoksulluktan kurtulduğunu resmen ilan etti. Kerala’nın panoramasını çıkarsanız neler söylersiniz? Kerala’da nasıl bir yönetim ve nasıl bir ekonomik program ile ilerleme kaydedildi? Kerala’da öz yönetim ve öz savunma konusunda nasıl bir inşa var? ‘Toprak Reformu’nda, kadın haklarında, eğitim, sağlık ve ekolojik şehirleşmede durum nasıl?

Aşırı zenginlik ile aşırı yoksulluğun aynı anda artması, uluslararası kuruluşlar ve ekonomik analizler tarafından da gözlemlenen bir örüntüdür. Hindistan’ın en zenginleri ile en yoksulları arasındaki uçurum daralmamış, aksine genişlemiştir. Milyarderler çoğalırken ücretler durgun kalmış, kırsal sıkıntılar derinleşmiştir. Hindistan’ın bugünkü sorunu yalnızca aşırı yoksulluk değildir, sorun eşitsizliktir. Zenginler benzeri görülmemiş bir hızla ileri giderken, milyonlarca insan güvencesiz işlerde, kayıt dışı emek sektörlerinde ve düşük ücretli alanlarda sıkışıp kalmıştır. Dünyanın en zengin yüzde 1’i küresel servetin yüzde 45’ini kontrol ederken, dünya nüfusunun yüzde 44’ü Dünya Bankası’nın yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu servetin önemli bir kısmı hak edilmemiş, sömürgecilik gibi tarihsel adaletsizliklerle inşa edilmiştir. Hindistan’ın hikâyesi, derin yapısal fay hatlarıyla dolu, eşit olmayan bir gelişme hikâyesidir.

Kerala’nın 2025 yılında “aşırı yoksulluğu ortadan kaldırdığı” yönündeki açıklaması, kullanılan ölçütlerin sınırları dâhilinde inandırıcıdır. Kerala uzun süredir insani gelişim, yerinden yönetim ve sosyal adalet vurgusuyla diğer eyaletlerden ayrılmaktadır. Kerala’nın “aşırı yoksulluğu” bitirdiği iddiasına yönelik eleştiriler, tanımın darlığına ve “yoksulların” tespit metodolojisine odaklanmakta. Bu açıklamanın kapsamlı bir başarıdan ziyade siyasi bir beyan olduğunu öne sürmektedir.

Aşırı Yoksulluğu Ortadan Kaldırma Projesi, yani EPEP, yalnızca yukarıdan aşağıya veri kullanan bir program değildi. Panchayat (Köylerde yaşlılar tarafından oluşturulan küçük yönetim birimleri) düzeyinde doğrulanıyordur. Kadın kolektifleri (Kudumbashree), hane haritalama ve tek tek ailelere yönelik müdahaleler (konut, sağlık, emeklilik, gıda güvencesi ve geçim desteği) bu sürecin temelindeki uygulamalardı. Yine de ataerkil normlar mülkiyet haklarını, işgücüne katılımı ve ev içi yükleri şekillendirmeye devam ediyor.

Kerala ütopik değil, ilericidir. Kerala’nın istisnai özelliği, siyasi kültüründe yatar: Merkez sol çizgide yönetim, güçlü bir kooperatif hareketi ve hükümetleri hesap vermeye zorlayan canlı bir yurttaşlık bilinci. Kerala, ekonomik kısıtlamaları güçlü kamu hizmetleriyle dengelemiştir: Okullar, birinci basamak sağlık merkezleri, kadın güçlendirme ağları ve yerel öz yönetim.

Eğer ölçüt insan onuru, eşitlik ve kamu hizmeti ise; kendi kırılganlıkları, göç bağımlılığı, ekolojik hassasiyet ve artan iklim risklerine rağmen Kerala hâlâ Hindistan’ın toplumsal bilinç düzeyi en yüksek siyasi topluluğudur. Sosyal göstergelerde ve ekonomik dinamizmde Hindistan’ın en gelişmiş eyaletidir.

Kerala’nın 1950-70 dönemindeki toprak reformları dönüştürücüydü. Her sorunu çözmediler (toprak eşitsizliği tamamen ortadan kalkmadı) ancak feodal sömürüyü ciddi şekilde gerilettiler ve küçük toprak sahiplerini güçlendirdiler. Çok az eyalet bu çapta bir yapısal reform gerçekleştirdi. Kerala okuryazarlığın yüksek olduğu bir toplum inşa etti. Devlet okulları, desteklenen özel okullar ve paralel eğitim sistemleri eğitime geniş erişim sağladı. Kerala’nın başarısı sadece okullaşma değildir, aynı zamanda eğitim kalitesi ve eğitime verilen sosyal değerdir. Halk sağlığı ağı, güçlü birinci basamak sağlık hizmetleri, toplum sağlığı çalışanları ve nispeten yüksek kamu harcamalarıyla Hindistan’ın en iyilerinden biridir.

Kerala’nın vaadi gerçektir, ancak geleceği ekolojik ölçülülüğe ve toprağın ticarileşmesine direnmeye bağlıdır. Bu noktada Kerala çelişkilerle yüzleşmektedir. Eyalet sürdürülebilirlikten söz ederken kıyı erozyonu, emlak genişlemesi, taş ocağı faaliyetleri ve iklim riskleriyle mücadele etmektedir. Yönetim modeli ilericidir; piyasa baskıları ise değildir.

Pakistan’da Kürtler

  • Çok merak edilen konulardan biridir ancak yeterli araştırma yoktur. Hindistan’da ve Pakistan’da Kürt nüfusu var mı? Varsa dilsel ve kültürel durumları nasıl?

Pakistan’da iki Kürt grubu vardır: Bunlardan biri Iraklı Kürt mülteci topluluğudur. İkincisi ise Belucistan’daki bir Brohi (Brahui) kabilesi olan Kürtler. Iraklı Kürt mülteciler 1990’ların başında gelmişken, ikinci gruptaki Kürtler yüzyıllar önce bölgeye göç etmiş yerli bir Brohi kabilesidir. Belucistan’daki Kürtlerin varlığı, tarihsel olarak daha geniş Beluç ve Brohi nüfusuyla bağlantılıdır. Iraklı Kürtlerle aynı topluluk olarak değerlendirilmezler. Göçleri tarihsel olaylara dayanır ve Brohi dili konuşan en eski kabilelerden biri olarak kabul edilirler. Genel olarak Pakistan’daki Kürt nüfusunun 4.000 ila 5.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir, bu nüfus daha çok İslamabad ve Karaçi gibi şehirlerde yoğunlaşmıştır. Bu mülteciler Pakistan vatandaşlığına hak kazanamaz ve hukuki ile sosyal zorluklarla karşılaşırlar. Ancak birçoğu UNHCR’nin, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin desteğiyle başka ülkelere yerleştirilmiştir. Kürt topluluğu içinde Pakistan’da doğmuş genç bir nesil de vardır ve bazıları devlet kademelerinde üst düzey görevlere ulaşmıştır.

Buna karşılık Hindistan’da kayda değer bir Kürt nüfusu bulunmamaktadır. Bunun nedeni, Kürtlerin büyük çoğunluğunun Ortadoğu’da yaşaması ve tarihsel göçlerin Hindistan’da büyük bir topluluk oluşturacak şekilde gerçekleşmemiş olmasıdır. Belucistan’daki Kürt kabilesinin konuştuğu Brohi dili ise kökeni Hindistan’ın güneyine ait bir Dravid dilidir. Güney Asya’da öğrenciler, mülteciler veya iş insanları arasında az sayıda Kürt bulunsa da, kültürel veya siyasi topluluklar oluşturmamışlardır. Bazı Kürtler eğitim veya sağlık turizmi için Hindistan’a seyahat etmekte.

Hindistan ile Kürt halkı arasında, özellikle Irak Kürdistan Bölgesi’yle kültürel ve politik bağlar bulunmaktadır. Hindistan, birçok Kürt öğrenci açısından lisans ve yüksek lisans eğitimi için uygun bir ülkedir. Hindistanlı şirketler özellikle gıda sektöründe Kürdistan Bölgesi’nde iş fırsatları aramakta ve bölgede faaliyet göstermektedir. Hindistan, Kürt petrolü satın almakta ve bölgede çalışan Hint vatandaşları bulunmaktadır. İlişkiler, güvenlik işbirliği ile Peşmerge güçlerinin bölgesel rolünün tanınmasını da içermektedir. Bazı Kürt liderler, uluslararası tanınma ve Kürt bölgelerinin yeniden inşası için Hindistan’ın desteğini talep etmiştir. Hindistan, Kürt meselesinde tarafsız bir tutum benimsiyor, egemenliğe saygılı ayrılıkçı hareketleri desteklemekten kaçınıyor.

Türkiye, İran ve Irak ile normal ilişkileri sürdürmeyi hedefliyor. Ancak Hindistan, Irak Kürdistan Bölgesi ile Erbil’deki konsolosluğu, başkonsolosluğu ve güçlü ekonomik-insani bağlar aracılığıyla etkileşim halindedir. Buna petrol ithalatı ve insani yardımlar da dahildir. Hindistan zaman zaman özellikle çatışma dönemlerinde ve IŞİD’e karşı mücadelede Kürdistan Bölgesi’ne desteklerini ifade etmiştir.

  • Irak, Türkiye, İran ve Suriye’deki Kürtlere yönelik politikaları takip ediyor musunuz? Bu konudaki değerlendirmeniz…

Ben bu konuyu her zaman takip ettim ve Kürt lider Abdullah Öcalan’ın Şubat 1999’da Nairobi, Kenya’da yakalanmasından ve yargılanmak üzere Türkiye’ye iade edilmesinden rahatsız oldum. Öcalan, Türkiye’nin kendisini sınır dışı etmemesi halinde savaş ilan etme tehdidi üzerine Suriye’den ayrılmak zorunda kaldı. Türkiye’nin idam cezasını kaldırmasından sonra, onun idam cezası daha sonra ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi.

Kürdistan dört parçaya bölünmüş durumda: Kürtlerin yaşadığı İran, Kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Türkiye ve Kuzey Irak’ın bazı kısımları. Türkiye’nin yüzde 20’si Kürt’tür ve bu, dünya genelindeki Kürtlerin yaklaşık yüzde 23’ünü oluşturmaktadır. Türkiye, Kürt sorununu tek başına çözememiştir: Self-determinasyon ve özgürlük için yapılan herhangi bir hareketi bastırma çabaları hem tarihsel olarak hem de günümüz politikalarında açıkça görülmektedir.

Kürt özgürlük hareketinin 80’lerde ivme kazanmasıyla, bu hareket Türkiye ve genel olarak Ortadoğu içinde Batı emperyalizmine ve kapitalizme meydan okuyan yeni bir güç haline geldi. Bu hareket, Türkiye’deki Kürtlere yönelik sistematik ayrımcılık nedeniyle başladı. PKK, çaresizlikten doğan, Türkiye’deki Kürt halkı için özerklik arayan silahlı bir harekettir. Kürt kimliğinin yok edilmesi, 80’lerde Türkiye genelinde Kürt edebiyatının ve müziğinin yasaklanmasına kadar vardı. Bu trajik tarihi değerlendirirken, Kürtlerin sadece Türkiye’de değil, Kürdistan’ın diğer bölgelerinde de yıllardır katlandığı şeyleri görmek elzemdir. Irak’ta, Kürtler Baas rejiminin elinde sistematik ayrımcılıkla karşılaştılar ve Irak Hükümeti tarafından Halepçe’de zehirli gaz saldırısıyla soykırım gerçekleştirildi. 1988’de 15 bine yakın Kürt öldürüldü veya yaralandı. İran’da, Kürt siyasi aktivistler sırf siyasi görüşleri nedeniyle sık sık hapse atılmakta veya ölüme mahkum edilmektedir. Benzer şekilde, Suriye’de Kürtlerin Suriye vatandaşlığı almasına izin verilmiyordu. Suriye’deki Kürtler 2004’teki Qamışlo Katliamı gördü, sistematik ayrımcılıkla karşı karşıya kaldılar. Tek bir çözüm formülü yok. Ancak muhtemel bir çözüm, özellikle Türkiye olmak üzere, Kürtlerin yaşadığı ülkelerde kültürel ve siyasi haklar tanımayı, eşit vatandaşlık sağlamayı ve yönetimi reforme etmeyi içeren kapsamlı bir yaklaşımı gerektirir. Bu, Kürt dili ve kültürel haklarının tanınması, çok kültürlülüğe saygı duyan yeni bir anayasanın kabul edilmesi, adil temsil ve kamu hizmetlerinin sağlanması ve potansiyel olarak Kürt siyasi gruplarına ve liderlerine yönelik politikaların gözden geçirilmesi gibi adımları içerir. Bu arada, Kürtler şimdi artan bir tehditle karşı karşıya: IŞİD, Suriye rejimi birliklerinin geride bıraktığı bazı silah ve mühimmatı ele geçirmiş durumda. Suriye, Esad döneminden yeniden doğarken, yeni mücadeleler ortaya çıkıyor ve eski tehditler iki katına çıkıyor. Esad’ın düşüşü, IŞİD militanlarına geri dönüş için alanlar açtı; bu haberler 2019’da Suriye’deki cihatçı grubun yenilmesinde büyük rol oynayan önde gelen bir Kürt komutandan geliyor. O, IŞİD’in geri dönüşünün birçok misilleme ve çok daha tehlikeli boyutlarda gelmesinden korkuyor. SDG onların yaklaşık 50.000 aile üyesini kamplarda tutuyor. Eğer bu kişiler serbest kalırsa, bu durum IŞİD’i yıkıcı bir güce dönüştürecek ve yeni rejim altındaki Suriye’yi istikrarsızlaştıracaktır.

Çeviri için Melih Kayhan Pala’ya teşekkürler.

Yarın: Hindistan’ın etnik ve dini yapıları. Kast sistemi. IMEC Koridoru. Türkiye-Hindistan krizi, Keşmir krizi.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Engelli bakım merkezindeki yangında 1 çocuk yaşamını yitirdi

Sonraki Haber

Umut ve mücadele

Sonraki Haber
‘Kürt sorunu, demokrasi ve barış’

Umut ve mücadele

SON HABERLER

Sêwereg’te kaza: 1 kişi yaşamını yitirdi

Sêwereg’te kaza: 1 kişi yaşamını yitirdi

Yazar: Yeni Yaşam
22 Kasım 2025

Muhalefet yol ayrımında

Mesele ‘ziyaret’ değil, müzakere, anlamadınız mı?

Yazar: Heval Elçi
22 Kasım 2025

Bir hakikat yolcusu: Tahir Elçi

Bir hakikat yolcusu: Tahir Elçi

Yazar: Heval Elçi
22 Kasım 2025

‘Kürt sorunu, demokrasi ve barış’

Umut ve mücadele

Yazar: Heval Elçi
22 Kasım 2025

Kerala: Ütopik değil ilerici yerel öz yönetim – I

Kerala: Ütopik değil ilerici yerel öz yönetim – I

Yazar: Heval Elçi
22 Kasım 2025

Engelli bakım merkezindeki yangında 1 çocuk yaşamını yitirdi

Engelli bakım merkezindeki yangında 1 çocuk yaşamını yitirdi

Yazar: Yeni Yaşam
22 Kasım 2025

Birçok kentte 25 Kasım etkinlikleri: Mücadeleyi büyüteceğiz

Birçok kentte 25 Kasım etkinlikleri: Mücadeleyi büyüteceğiz

Yazar: Yeni Yaşam
22 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır