• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
9 Temmuz 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Kes gazı!

20 Ağustos 2018 Pazartesi - 23:06
Kategori: Yazarlar

Erkek egemen düzenin kadınlara yönelik ürettiği ne kadar kötü vasıf varsa ya da eleştiri sebebi olan çirkin davranış biçimi, aslında pek çoğunu erkeklerin taşıdığını görmemek için bu dünyada yaşamıyor olmak gerekir. Buna davranış bilimcilerin yansıtma dediği şey uygun düşer belki. Kişinin kendine yakıştırmadığı şeyleri karşısındakine yakıştırması, hataları, yanlışları başkasına mal etmesi de denilebilir. Bu davranış biçimine erkeklerin tamamına yakınında rastlıyoruz. Aslında öyle olmasa da kısırlığın toplumun büyük kısmında hala kusur olarak görüldüğü bir gerçek. O kusurun kadınlardan kaynaklanan bir eksiklik olarak kabul edildiği de…

Tüm bunların bu biçimi ile tartışılmadan, kadınlara yüklendiği, kadınların üstlenmesinin uygun görüldüğü bir ülke Türkiye. ‘Sorunlu’ çıktığı için karısının üzerine başka kadınları getiren kocaları hepimiz biliyoruz. Halil Ergün’ün başrol oyuncularından biri olduğu filmi anımsayalım. Evde iki karısı olan bir adamdır baş karakter. İki karısından da çocuğu olmaz ve üçüncü kadını getirir eve. Ondan da çocuk sahibi olamaz ve tüm kusurlar kadınlara yüklenirken ilk iki karısından çocuğu olmamasına rağmen, kısırlığın sebebi kadınlar olarak görülür.

Üçüncüde de aynı durum ortaya çıktığında üç kadının da kısır olmasının neredeyse imkansız bir tesadüf olduğunu kadınların kendisi bile düşünmez. Çünkü erkekler ‘eksik’ olamaz. Aile içinde bir tartışma ve anlaşmazlık olduğunda hep kadınlardan alttan almaları beklenir, öylesi uygundur.

Erkeklerin egosu okşanmalı, onlar toplum içinde küçük düşürülmemeli, hatta o hatalar üstlenilmeli, hiç olmazsa bir biçimi ile üzerleri örtülmelidir. Bu, küçük bir aileden tutun da iş yerinden siyasi partiye, sendikadan meslek odasına kadar böyledir. Pek çok şey erkeklerin dizayn ettiği biçimde yürümeli, onlar karar vermeli, onlar iyi hissetmelidir. Bu şekilde olmazsa devreye genellikle entrika ya da başka bir deyişle bir dolap, bir hile, o da olmadı baskı girer. Sofrada en güzel ya da en baş yere onlar oturmalı, onların evdeki konforunda öncelik gözetilmeli, arabayı hep onlar kullanmalı, onlar önüne oturmalı, onların istediği müzik çalmalı, kumanda onlarda olmalı, onlar istediği zaman bir yere gidilmeli ya da oradan kalkılmalıdır. Kardeşlerin en büyükleri kızlar olsa da, oğlan ne derse o olmalıdır. Ablalar hep oğlan kardeşlerinin ağzına bakmak zorundadır. Gelenek öyledir.

‘Erkek dediğin makine gazla çalışır. Ama doğal, inandırıcı olacak. Hep aslansın, kaplansın sen yaparsın ben beceremem diyeceksin ki seni sevsin…’ repliği Jet Sosyete dizisindeki Safiye’den gelmişti. En modern ve muhalif olduğunu iddia eden aileden en gelenekseline kadar her yerde var olan erkek egemenliği gerçeği de ortada iken Safiye’nin bu sözü üstüne daha söz söylenir mi? Her şey meydanda. Aslanlar, kaplanlar şimdiye kadar okşanan egolarını okşatmaktan, büyütmekten, sevgilerini bu şartla kadınlara vermekten memnunlar. Peki ya kadınlar? Onların kendi mutlulukları, kendi arzuları, kendi sevinçleri ne olacak? Kadınlar verdikçe kendilerini tüketen gazı vermeyi kesmezlerse daha da gün yüzü görecek gibi değiller. O vakit haydi kes gazı !

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Tarihsel süreçler tarihsel sorumluluklar dayatır

Sonraki Haber

Demokratik devrimci güçler için tarihi fırsat

Sonraki Haber

Demokratik devrimci güçler için tarihi fırsat

SON HABERLER

Barış ve kibirli memnuniyetsizlik

Kavgalardan süzülmüş gülün kokusu

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

‘It’s the economy, stupid!’

Zeytin ağacı dağa yakışır, dokunma!

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

Hüsnü Abi

Bu borç ödenir mi?

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

‘Yaz yangını değil rant yangını’

‘Yaz yangını değil rant yangını’

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

Bakanlık 10 cezaevini kaybetti!

Nesrin Teke: Yüreğimizde sönmeyen yangın!

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

İbrahim İttifakı çağrısının siyasi teolojisi

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

Ahmet Kaya’dan Tahir Elçi’ye, Pervin Chakar’dan Amedspor’a

Barış umudu mu, otoriter tuzak mı?

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır