Sürecin uzatmalara bırakılması halinde risklerin oluşacağını söyleyen DBP Eşbaşkanı Keskin Bayındır, ‘Meclis tatile girmeden bir inisiyatif oluşturulmalı. Aksi takdirde toplumun bu sürece ilişkin olan inancı zarar görür’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti aracılığıyla açıklanan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ve PKK’nin 12. Kongresi sonrası yeni bir aşamaya ulaşılırken, AKP cenahının yavaş davranması endişe yaratacağını söyledi.
Öcalan ve PKK’nin üstüne düşeni yerine getirdiğini belirten DBP Eş Genel Başkanı Keskin Keskin Bayındır, “Bugün tartışmamız gereken esas mesele artık kongre kararlarından sonra hükümetin ve devletin nasıl adım atacağına yönelik olmalı” dedi. Keskin Bayındır, “DBP olarak, halkın bu işin sahibi, öznesi olması açısından halkımızla bu süreci buluşturmak, halkın bu demokratik siyasal mücadele dönemini sahiplenip bu süreci ilerletecek yegâne güç pozisyonuna getirme mücadelesi veriyoruz” diye konuştu.
Özgürlükçü bir anayasa
Abdullah Öcalan’ın Kürt halkının eşit yurttaşlık taleplerinden siyasal, toplumsal, bir bütünen varlıksal haklarının tanınacağı, Anayasal güvenceye kavuşturulacağı bir Toplumsal Sözleşme’yi tarif ettiğini belirten Keskin Bayındır, “Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü gündeme gelirken esas olarak tartışılması gereken sivil, özgürlükçü, demokratik Anayasa meselesidir. Koşullar her yönüyle uygun hale gelmişken hem ülke içinde hem de bölgesel ve küresel bağlamda Kürt sorunu gibi tarihsel meselenin çözümü her yönlü tartışılıyorken bu konuda kamuoyu ve siyasetin de desteği söz konusu iken sivil, yeni, demokratik ve özgürlükçü Anayasayı tartışmak önemli” dedi.
Komisyonlar acildir
“Bizlerin talebi Meclis tatile girmeden yasal ve Anayasal değişikliklerin ana omurgasının çıkarılıp, pratik adımlara geçilebileceği bir inisiyatif oluşturulmasıdır. Aksi takdirde; farklı tartışmalara ve toplumun bu sürece ilişkin olan inancına ciddi anlamda zararlar verecektir” diyen Keskin Bayındır, “Bu meselenin, uzun belirsiz bir zamana yayılmaması için elbette ki kimi pratik önerilerimiz geçmişte olduğu gibi bugün de mevcut. Bunların başında da, yetkilendirilmiş, inisiyatifli kılınmış, siyasi partilerin temsilcilerinden oluşan yasal, anayasal reformların ana çerçevesini çıkaracak bir komisyonun oluşması önerisi geliyor” diye kaydetti. Keskin Bayındır, “Oluşturulacak komisyonların süreci zamana yaymadan, yetkilendirilmiş, inisiyatif kılınmış ve hızlı bir şekilde bütün dikkatini yasal ve anayasal reformları gerçekleştirme üzerinden bu sorunun çözümüne güçlü hizmet edebileceğine dair bir komisyon öngörümüz söz konusu. Aksi takdirde bahsi geçen komisyonun bu sürece hizmet etmeyeceğini, hatta süreci riske bile koyabileceği ihtimalini dikkate almakta yarar görüyoruz” dedi.
Seyirci değiliz
Keskin Bayındır, daha sonra, “Bütün gücümüzle, inancımızla, halklarımızın özgür, demokratik eşitlikçi bir toplum arayışına ulaşmak için bütün varlığımızla bu sürecin içinde olacağız. Bu sürecin izleyeni, nesnesi, ‘acaba ne olacak’ diye sürekli izleyen pasif noktada duran, ne bir örgüt ne bir toplum olmayacağız. Devleti ve hükümeti adım atmaya zorlayabilecek siyasal, toplumsal gücümüzün de olduğunu biliyoruz. Yeter ki bunu doğru yerde değerlendirmek, harekete geçirmek ve zamana yaymadan bu meseleyi çözümü kavuşturalım diyoruz” diye konuştu.
İktidar güvensizliği tetikliyor
“Tabii ki bu sürecin demokratik, barışçıl tarifini yapıyorsak; bunun gereklilikleri, topluma güven verebilecek siyasal ve toplumsal uygulamaları hayata geçirebilmektir. Bir yandan bu süreci ele alırken bir yandan baskılar, şafak operasyonlarıyla bu süreci sürdürmek, sabote etmekten ziyade bu sürecin toplumsal meşruiyetini zedeleyecek durumu teşkil ediyor” diyen Keskin Bayındır, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi etrafında sistematik baskıyı uyguladığınızda Kürt toplumuna, Türkiye halklarına yönelik ciddi anlamda güvensizliği tetiklemiş oluyorsunuz. Savunma Bakanlığı’nın açıkladığı hava saldırıları ve kara operasyonlarının çok yoğun şekilde devam ettiği böylesi bir süreçte PKK’nin 12. Kongre kararlarının hayata geçirilmesi zeminini tahrip ediyorsunuz demektir” ifadelerini kullandı.
Haber: Müjdat Can / MA