• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

KHK ve ağır ceza mahkemesi kararları ile sabitlenen ‘suç’; özgürlük ve barış-Beyza Üstün

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
26 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Suç, suçlu, ceza…

Son yıllarda hayatımıza yoğun eklenen birkaç tema…

Geçtiğimiz hafta Füsun Üstel’in “Mahkum Vatandaşın İzinde” dersinde, İstanbul Tabib Odasında, bir araya geldik. Prof. Dr. Füsun Üstel; barış istediği için iktidar ve yandaşları tarafından suçlanan, “suçlu” ilan edilip, cezası kesilen, üniversitedeki araştırmalarından, eğitim ve öğretim görevlerinden uzaklaştırılan, uzaklaşmak zorunda bırakılan, ağır ceza mahkemelerinde yargılanan yüzlerce araştırmacıdan/ akademisyenden biri. Füsun Üstel’i tutuklu olmaya mahkum eden “cezası” geçtiğimiz haftalarda onaylandı.

Hatırlarsanız; Kürt halkının ağırlıklı yaşadığı Sur’da, Cizre’de, vd. yerlerde halklara yapılanlara, devletin, yürütücüsü iktidarın uyguladığı savaşa karşı çıkarak, barış içeren -Bu suça ortak olmayacağız- bildirisi imzalayarak düşüncelerimizi açıkladığımız için suçceza sarmalına alınmıştık. Halkların eşit ve özgür yaşamasını istemek linç sarmalına alınmamıza yetmişti. Bu sarmala alınanlardan biri Füsun Hoca. Dersinde Osmanlı döneminden başlayarak ulus devlet döneminde vatandaş olma hallerini tarihsel politik süreç içinde aktardı.

Makbul vatandaştan, sorumlu vatandaşa ve mahkum vatandaşa geçiş sürecinin devletin yapısındaki dönüşüme bağlı olarak nasıl şekillendiği dinledik. Bu politik dönüşümü izlemeye gelen bizlerin oluşturduğu armoni ise, sistemin saldırgan hukuksuzluğuna karşı dayanışmayı ve farklılıklarla bir araya gelişin yansıması idi. Makbul Vatandaşın İzinde başlıklı kitabından yola çıkarak anlattığı dersini dinlerken makbul vatandaş olmamanın huzuru içindeydik çoğumuz.

Sistemi destekleyen, sorgusuz kabul eden makbullükten, yapılan haksızlığa karşı olmanın sorumluluğuna geçen, sonunda da bu suçu nedeniyle cezayı “hak” eden mahkum vatandaşa ulus devlet mekanizmaları içinde gelivermişiz. Zormuş vatandaş olmak. Sorumluluk istiyor.

Devlet ne yapsın milyonlarca “suçluyu” idare etmek zor. Devlet açısından suçluyu tanımlamak kolay; cezası da sabit; makbul olmayan mahkum oluyor. Bir kere değil ömür boyu.

Barış isteyen, “suçlu” Hakları ihlal edilenlerle dayanışan, “suçlu”, eşit ve özgürlük için siyaset yapan, “suçlu”, Yüzlerce yıllık patriyarkal sistemin yıkılması için, “kutsal aile-devlet” kavramına karşı kadın mücadelesini yükselten, “suçlu”, Bunlar için örgütlenmek, örgütlenen zaten “suçlu”.

Kadınlar suçlu, çocuklar, gençler sorgulayan oldukları, potansiyel “suçlu” oldukları için “suçlu.”

Cezaları mı? O iş; devletin/ sistemin, sistemi yürüten erkin, iktidarın işi. Bir ülkenin cezaevleri doluysa, sistemin işini ne kadar “iyi” yaptığını kanıtlıyor. Ülkemizde durum böyle; devlet halkını koruyacak, eşit ve özgür yaşamı sağlayacak sorumluluğu almak, yürütmek yerine, suç ve ceza ile halkları yönetmeyi seçmiş durumda. O devletin organları da ulus devlette yaşayan halklara karşı sistemin egemenliğini/ bekasını yürütmeyi üstlenmiş durumdalar.

Halkların özgürlüklerini yok ede ede işlevini yerine getirmekte. Kullandıkları uygulama araçları saymakla bitmez. Şiddet, istismar, baskı, savaş, yasaklar (sokağa çıkma, toplu yürüme, barış isteme, itiraz etme, izinsiz konuşma), torba kanunlarla bunların işlev kazanması (KHK, OHAL), Terör örgütü tanımlama, savaş tezkereleri, demokrasi oyunları oynama (seçim yapma ve yok sayma, halkın iradesini tanımama, seçilmişlerin haklarını gasp etme, mazbatası verilmeyen HDP belediye eşbaşkanlarından seçilmiş tutsak DBP eşbaşkanlarına, HDP’nin vekillerine eş genel başkanlarına kadar iradenin tutsak kılınması) bu uygulamaların meşrulaştırması, ritüel haline dönüştürülmesi. İktidar sarsılıyor, devlet bir ileri bir geri gidiyor.

YSK karar veremiyor 7 Haziran’da olduğu gibi seçimleri yenilesin mi yenilemesin mi, KHK’liler seçsin ama seçilmesin, makul, mahkum vatandaşlara kısıtlıları eklesin mi eklemesin mi? Bu arada dayanışmaya bir ayar verilmeli. HDP’lilere dikkat naraları her yerden yükselmekte. Dikkat etsinler çünkü bizler hiç makbul olmaya çalışmadık. Adına her ne diyorsanız evlerimizin içine kadar girmiş bu sistemi egemen kılmayacağız.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Türkiye kapitalizmi için 2001 krizi önemli bir moment oldu. Kriz kısa çevrimli bir kriz olarak dikkat çekti ve aynı yıl...

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Demokratik siyaseti ve siyasetin demokratikleştirilmesini tartışırken, yapısı itibariyle anti-demokratik, anti-toplumcu olan partilerin ve elit hatta bir tür aristokrasi olarak örgütlenen...

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

Sonraki Haber

Açlık grevi ölüm orucuna dönüşürse!

SON HABERLER

Erdîş’te yangın: 15 kişi hastaneye kaldırıldı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Türkiye’de infaz hukukunun çöküşü: 326 tutsak tahliyeden mahrum

Yazar: Heval Elçi
26 Aralık 2025

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Tuzla’da ölüm düzeni değişmiyor

Yazar: Heval Elçi
26 Aralık 2025

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

2025: Umutlu ama belirsiz bir yıl

Yazar: Aziz Oruç
26 Aralık 2025

Wan’da kavgada bir kişi hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
25 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır