• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
22 Ekim 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Dünya

‘Kıbrıs’ta korsan yapı oluşturdular’

22 Ekim 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Dünya, Manşet, Söyleşi
‘Kıbrıs’ta korsan yapı oluşturdular’

Kıbrıs seçimlerini ve önümüzdeki süreçte Kıbrıs’ı bekleyen gelişmeleri Kıbrıs Postası Dijital Yayınlar Koordinatörü Canan Onurer’le konuştuk:

Türkiye’nin kirli arka bahçesi hâline gelmiş, adeta çöplerini döktüğü bir alan yaratılmıştır. Tabiri yerinde ise Kuzey Kıbrıs’ta korsan bir yapı oluşturulmuştur. Bu yapıdan hem bazı sermaye çevreleri hem de siyasi çevreler beslenir hale getirilmiştir. Girne bölgesinde haraç çeteleri türediği ve ile bağı olduğu bilinen yapılar tarafından kontrol edildiği ortaya çıkmıştır

Mehmet Ali Çelebi

Osmanlı etnik ve inançsal olarak coğrafyayı tekleştirmek için toplumsal damarları keserken Kıbrıs’ı sürgün adası olarak kullanmış. Örneğin konjonktür nedeniyle öldüremediği Kızılbaşları, Kürtleri de Kıbrıs’a sürgüne göndermiş. Güncelde ise Ankara’nın ırkçılık-mezhepçilik hamurlu sağcı politikalarının Kıbrıs’taki çıktısı, dejenerasyon ve çürüme olmakta. Kuzey Kıbrıs’ta 19 Ekim 2025 Cumhurbaşkanlığı seçimiyle yeni bir sayfa açıldı. AKP-MHP’nin il başkanı gibi kullandığı, Rum ve solcu Türklere karşı kirli işlerde kullanılmış Türk Mukavemmet Teşkilatı köklü Rauf Denktaş ve Derviş Eroğlu zihniyetinin devamı Ersin Tatar büyük hezimet yaşadı. Demografik yapıyla oynayarak ulus devlet ve üniterlik saplantısıyla, federasyon için Rum yönetimiyle yapılan müzakereleri sürekli budayan, Devletin ideolojik aygıtlarını, askeri basıncı kullanıp Kıbrıslıların iradesine ipotek koymaya çalışan Ankara’nın kampanyasına karşı CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman yüzde 62.76 oyla cumhurbaşkanı seçildi. Seçimi ve Kıbrıs’ı bekleyenleri Kıbrıs Postası Dijital Yayınlar Koordinatörü Canan Onurer’e sorduk. Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Genel Sekreteri Canan Onurer, Süleyman Soylu, Hulusi Akar gibi isimlerin bizzat adaya geçip Ersin Tatar’ı desteklemelerine rağmen seçimi kaybettiklerine dikkat çekti. Canan Onurer, kabineye işaret ederek “Bu nedenle erken seçim kaçınılmaz görünmektedir” dedi.

  •  Kuzey Kıbrıs’ta Rauf Denktaş ve Derviş Eroğlu saltanatını kıran ilk isim ve ikinci cumhurbaşkanı 2005’te CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat olmuştu. Sağcı denklemi kıran ikinci isim Barış ve Demokrasi Hareketi ve Toplumcu Kurtuluş Partisi adayı Mustafa Akıncı olmuştu. Ardından 2020’de seçilen Ulusal Birlik Partisi’nden Ersin Tatar; AKP, MHP, Zafer Partisi, İyi Parti’nin desteklediği ikinci kez girdiği 19 Ekim 2025 seçiminde hezimet yaşadı. Türkiye desteğine rağmen Tatar nasıl çöküş yaşayıp yüzde 35,76’da kaldı, CTP adayı Tufan Erhürman daha ilk turda yüzde 62,76 ile cumhurbaşkanı seçildi?

Kıbrıslı Türkler, Ersin Tatar’ın 2020 yılında seçilmesini sağlayan koşulları ve o dönemde yaşanan travmayı unutmadıklarını göstermiştir. Bu durumu biraz açacak olursak; Tatar’ın seçilmesi için Türkiye’deki iktidarın çok yoğun bir müdahalesi olmuştur. Dönemin Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı tehdit edilmiş, Akıncı’nın ziyaret ettiği köyler yeniden ziyaret edilerek vatandaşlar da baskı altına alınmıştır. Seçim sonrasında aralarında gazetecilerin de bulunduğu bilinen 15 kişinin Türkiye’ye girişi yasaklanmıştır. G-82 ve N-82 kodları ile Kıbrıs’ın kuzey kesiminde bir korku iklimi yaratılmaya çalışılmıştır. Bu da kısmen başarılı olmuştur. Kıbrıslı Türkler, izolasyonlar altında yaşadıklarının, tanınmamış bir toplum olduklarının, enflasyon oranlarının yüksekliğinin ve Türk Lirası’nın değer kaybı nedeniyle günden güne fakirleştiklerinin farkındadır. Bu nedenle siyasete ve siyasetçiye olan güven büyük ölçüde azalmıştır. İşte tam da bu noktada Tufan Erhürman, göreceli de olsa bir umut ışığı olmuştur. Tatar’ın 5 yıl boyunca Kıbrıs sorununa ilişkin hiçbir adım atmaması, müzakereleri ilerletmemesi ve bir geçiş kapısı dahi açamamış olması hanesine eksi puan olarak yazılmıştır.

2025 seçimleri ile 2020 seçimleri karşılaştırıldığında, bu kez bahsedildiği ölçüde bir müdahalenin olmadığı görülmektedir. Olan müdahale girişimleri de beklenen karşılığı bulmamıştır. Bu nedenle ortaya çıkan tablo, Kıbrıs’ı bilen ve tanıyanlar için şaşırtıcı olmamıştır.

  •  Bahsettiğiniz G-82 ve N-82 kodlarını açar mısınız. Ne zamandan beri ve nasıl uygulanıyor?

Kıbrıs’taki G-82 ve N-82 kodları 2020 cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında aralarında gazeteci araştırmacı eski milletvekili gibi meslek gruplarından olan insanların Türkiye’ye girişlerinde yaşadıkları engelleme kodudur. İlki 2021 yılında dördüncü cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı‘nın basın danışmanı olan Ali Bizden’in Türkiye girişinde ‘yasaklısınız’ diye uygulandı. Ali Bizden’in ‘Türkiye’ye giremezsiniz’ şeklinde karşılaştığı engelle başladı. Şu anda bilinen 15 Kıbrıslı Türk, Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle Türkiye’ye alınmamaktadır. Yapılan tüm değerlendirmelerde bu kodların 2020 cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında yürürlüğe konduğu gözlemlenmektedir.

  •  İki tarafın da seçim parti, sendika, STK ittifakları değerlendirildiğinde ne söylenebilir? Lefkoşa, Mağusa, Girne, Güzelyurt, İskele, Lefke bazında bakıldığında hangi kategorideki seçmelerin hangi adayı tercih ettiği görülüyor. Örneğin belirleyici olan gençlerin ve kadınların tercihi mi oldu?

Tatar’ın arkasında geniş bir koalisyon hükümeti yer almıştır. UBP-YDP-DP koalisyonu, seçimin başında olmasa da sonuna doğru tüm gücüyle Tatar’a destek vermiştir. Ancak partilerin kendi iç sorunları, bu desteğin tam anlamıyla yansımasını engellemiştir. Erhürman ise ana muhalefet partisi CTP’nin adayı olarak seçime girmiş, TDP’nin desteğini almış ve seçim propaganda sürecinin sonuna doğru sendikalardan da güçlü destek görmüştür.
Bölgelere bakıldığında, Erhürman’ın kırsal kesimde oyları kendi lehine sandığa taşıdığı görülmektedir. Tüm bölgelerde birinci çıkması bu durumu açıkça göstermektedir. Ayrıca Türkiyeli seçmenlerden de oy aldığı, UBP içindeki küskünlerin özellikle kırsal bölgelerde Erhürman’a yöneldiği anlaşılmaktadır. Seçimin belirleyici unsuru tek başına gençler ya da kadınlar olmamıştır. Belirleyici olan, Tatar’ın yeniden seçilmemesi üzerine kurulan politikadır.

  •  Genel olarak seçimin sonucunu Rumlarla diyalog, müzakere, federasyon tezi ile AKP-MHP patentli üniter ulusal devlet çözümü tartışmaları mı belirledi?

Genel olarak seçimin sonucunu Kıbrıslı Türklerin “nefes alma isteği” belirlemiştir. Beş yıl boyunca baskı, tehdit ve şiddet diliyle sürdürülen bir süreçte yaşayan Kıbrıslı Türkler, bu durumun devam etmesini istememiştir. Bir adım ötedeki Güney Kıbrıs’ta enflasyonun yüzde 2’nin altında olduğu, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok konuda halkın refahının ön planda tutulduğu bir yönetim anlayışının varlığı görülmüş ve deneyimlenmiştir. Kıbrıslı Türkler de bu şekilde yönetilmeyi hak ettiklerini düşünmüş, belirleyici unsur bu olmuştur. Bu nedenle Erhürman’a bir şans verilmek istenmiştir.

Bizzat belirleyici süreç federasyon temelli bir çözüm değildi, 5 yıl boyunca buz dolabında olan müzakere masası istenci belirlemiştir. Kıbrıs’taki çözümsüzlük koşulları Kıbrıslı Türklerin günlük hayatını etkiler noktaya gelmiştir. Geçiş kapılarının azlığı Güney Kıbrıs’ta çalışan binlerce kişi ve yüzlerce öğrenciyi ve temelde de karşılıklı geçişlerde çok ciddi sıkıntılar yaratmıştır.

Bunun yanında müzakere veya bir görüşme masının olmaması Güney Kıbrıs’ın tek taraflı bir şekilde mülkiyet sorununa mahkeme ve müteahhitlerin tutuklanması gibi yöntemle yaklaşmasını getirmiştir. Şöyle ki iki liderin görmemesi ve diyalog eksikliği sıkıntılı süreçleri daha da sıkıntıya sokmuştur.
Günlük yaşantıda yaşanan sıkıntıların varlığı aslında daha belirleyici bir unsur olmuştur Kıbrısı Türklerin tercinde.

  •  Büyük fark atılmasında başka hangi parametreler etkili olmuş görünüyor? Örneğin Doğu Akdeniz enerji koridorları çekişmesi, Kıbrıs çevresinde hidrokarbon araştırma projeleri; Suriye, İsrail, Filistin, Türkiye eksenli çelişki ve gerilimlerin etkisi…

Seçimde dinamik belirleyici unsurlar, bahsedildiği gibi dış faktörler olmamış; daha çok içeride yaşanan gerilimler, izolasyonların ve tanınmamışlığın yarattığı yıkımın hafifletilmesi talebi öne çıkmıştır.

Yalnızca alay konusu oldu

  •  Türkiye’deki koalisyonun ortağı MHP Genel Başkanı Bahçeli yüzde 64.82 olan seçime katılım oranını beğenmedi ve sonuçları beğenmediğini ilan edip ‘Çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır. Seçim sonucu, seçim kurulu tarafından açıklanmış olsa dahi KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır’ dedi. Bu iptal ve ilhak çağrısı gelecek adına ne söylüyor? Kıbrıslılar nasıl okudu?

Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklama şaşkınlıkla karşılanmakla birlikte ciddiye alınmamıştır. MHP kanadından gelen bu açıklamaların, Türkiye iç siyasetindeki karışıklığın bir yansıması olduğu değerlendirilmiştir. Kıbrıs’ta bu açıklama yalnızca sosyal medyada alay konusu olmuştur.
Şunu söylemeden geçemeyeceğim: Bu seçim sürecinde AKP ve MHP’nin çeşitli kurmayları adayı ziyaret etmiştir. Sadece ziyaretle kalmamış bizzat seçim çalışması yapmıştır. Süleyman Soylu, Hulusi Akar, Ümit Özdağ, Ahmet Erbaş ve benzeri siyasetçilerin yanında şarkıcı Yavuz Bingöl ve futbolcu Mesut Özil bizzat Ersin Tatar’ı destekleyici açıklamar yapmış ve seçim çalışmalarına katılmıştır.

  •  Seçim sonuçlarıyla Kıbrıs’ta kabinenin meşruiyetini yitirdiği ve Meclis’in yenilenmesi çağrıları yapıldı. Örneğin Hür-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu bu çağrıyı yaparken sahte diplomalar, yandaş kayırmacılığı, torpilli atamaların sonucu olarak halkın ‘Artık yeter’ dediğini ve hükümetin düşmüş sayıldığını vurguladı… Parlamento aritmetiğine bakıldığında erken seçim kararı çıkar mı?

Erken seçim söylemleri, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bizzat hükümet partileri tarafından da gündeme getirilmiştir. Bu nedenle erken seçim kaçınılmaz görünmektedir. Bu ay Meclis’in önünde bütçe çalışmaları bulunmakta olup, 2026 yılının Haziran ayında bir erken seçim tarihi belirlenmesi olasıdır.

Kıbrıslılar emrivakilerden hoşlanmadıklarını gösterdi

  •  Kuzey Kıbrıs Meclisi’nde 14 Ekim 2025 günü bir üzerinde çok durulması gereken oylama vardı. UBP-YDP-DP milletvekilleri ‘Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm’ konulu önergeyi oylattı. Bu oylamada sol partilerin hepsi oylamaya katıldı mı, sadece sağ partilerin oylarıyla mı geçti? Bu kararın Kıbrıs’ın tarihsel dokusu ve geleceğine bir etkisi olur mu?

Oylamaya CTP milletvekilleri ve iki bağımsız milletvekili katılmamıştır. Karar oy çokluğuyla geçmiş, ancak beklenen etkiyi yaratmamıştır. Genel kanaat, bu önemli konunun seçim sürecinde bir malzeme olarak kullanılmaya çalışıldığı yönündedir. Kıbrıslı Türkler de bu durumu fark etmiş olacak ki beklenen savunma refleksi gösterilmemiştir. Siyasal kültürleri gereği emrivakilerden hoşlanmadıkları, siyasi tarihsel süreçlerden açıkça görülmektedir.

Dört maddelik bir öneri dizisi

  •  Kıbrıs meselesinde düğümü çözmek için en son cumhurbaşkanları Mustafa Akıncı ile Nicos Anastasiades, Dışişleri Bakanı İoannis Kasulidis döneminde müzakereler BM Genel Sekreteri Antonio Guterres şemsiyesinde 7 Temmuz 2017’de Crans-Montana kentinde yapılmıştı. AKP adına Mevlüt Çavuşoğlu katılmıştı. Ersin Tatar AKP-MHP rüzgarını arkasına alıp müzakerelere yanaşmamıştı. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, Erhürman’ı zaferinden dolayı tebrik ederken Crans-Montana müzakerelerinin yeniden başlatılmasını beklediğini vurguladı. Sizin yeni dönem müzakere sayfası için okumanız ve beklentiniz nedir?

Erhürman yeni dönem için dört maddelik bir öneri dizisi ortaya koymuştur. Söylediklerini hayata geçirebilirse, beş yıldır duran diyalog yeniden canlanacaktır. Kasım ayında BM gözetiminde gayriresmî 5+1 toplantısının yapılması planlanmıştır. Bundan sonra iki toplum liderinin daha sık bir araya gelmesi beklenmektedir. Erhürman’ın öncelikleri arasında karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık konusu ve yeni geçiş kapılarının açılması yer almaktadır. İlk etapta bu konuların gündeme gelmesi beklenmektedir. Kapsamlı müzakereler için ise sonuç odaklı ve takvime bağlı bir çerçeve belirlenmesi ön şartı bulunmaktadır. Güven yaratıcı önlemlerin de ilk altı ay içinde gündeme alınması beklenmektedir.

Türkiye’nin kirli arka bahçesi yaptılar

  •  Ada sık sık uyuşturucu, insan ticareti, mafya, kumar vakaları ile gündemleşiyor. Seks kölesi yapılan kadınlar ölü bulunuyor. Gazetecilere yönelik tehditler sık yaşanıyor. Siz tehdit edildiniz. Yenidüzen gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mert Özdağ, Yenidüzen Yazıişleri Müdürü Ertuğrul Senova, Ahbap gazetesi Haber Müdürü Devrim Demir, Afrika gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent, Haber Kıbrıs Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Ekmekçi gibi haberciler tehdit edildi. Kıbrıs dengesini nasıl kaybetti? Bu kirli döngüden çıkış için ne yapmalı?

Tüm bu olumsuzlukların temelinde, Kıbrıs’ın kuzey kesimindeki denetimsiz yapının bulunduğu söylenebilir. Türkiye’nin kirli arka bahçesi hâline gelmiş, adeta çöplerini döktüğü bir alan yaratılmıştır. Bu ifadeler sert gelebilir ancak gerçek budur. Türkiye’de yasak olan kumarhane ve sanal bet gibi, birçok kirli işin zemini burada serbesttir. Üstelik devlet bu alanlardan vergi almaktadır. Gece kulüplerinde kadınlar fuhuş yapmakta ve devlet bundan da vergi elde etmektedir. Türkiye’den kimlikle giriş yapılması, suçluların adaya kolayca gelmesini sağlamaktadır. Bu durum denetimsizlik nedeniyle kara para aklama, haraç, silahla tehdit ve benzeri suçların artmasına yol açmaktadır. Yaşananlar bir muhaceret ve güvenlik sorunudur. Bu sorun çözülmedikçe uyuşturucu, kumar, kara para, fuhuş ve tehdit olayları sona ermeyecektir. Yine tabiri yerinde ise Kuzey Kıbrıs’ta bu anlamda korsan bir yapı oluşturulmuştur. Bu yapıdan hem bazı sermaye çevreleri hem de siyasi çevreler beslenir hale getirilmiştir.
Kültürel olarak daha sakin ve şiddeti dışlayan bir kültüre sahip olan Kıbrıslı Türkler son 5 yılda bu tip olaylar ile daha fazla karşılaşır hale getirilmiştir.
Örneğin Türkiye’den kimlikle KKTC’ye gelen birisi geçtiğimiz aylarda silahlı saldırı için kendisine ayarlanan silah gömülü olan bir mezarlıktan alarak bir galeri sahibinin dükkanını kurşunlama girişiminde bulunmuştur. İş insanlarının bu yönde çok büyük bir tedirginliği oluşmuştur.
Bunun yanında özellikle Girne bölgesinde açacağınız iş yerlerinde haraç çeteleri türediği ve bağ olarak Türkiye ile bağı olduğu bilinen yapılar tarafından kontrol edildiği de ortaya çıkmıştır. Bu olumsuz durumların yaşanmasının başlıca nedeni yukarıda da bahsettiğim gibi ülkeye kimlikle giriş, giriş kapılarındaki denetimsizlik olarak açıklanabilmektedir.

Canan Onurer kimdir?

Canan Onurer, Kıbrıs Postası Dijital Yayınlar Koordinatörü ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Genel Sekreteridir. Hafta içi her gün Kıbrıs Postası TV ekranlarında canlı yayınlarda iç politika, Kıbrıs sorunu ve güncel konularla ilgili yorumlar yapmakta ve konuklar ağırlamaktadır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Kürtçe yayınevlerine ulusal sahiplenme

Sonraki Haber

Gündem dışı bir şey…

Sonraki Haber
Ben Gvir’i sevebilir miyiz?

Gündem dışı bir şey...

SON HABERLER

Ben Gvir’i sevebilir miyiz?

Gündem dışı bir şey…

Yazar: Heval Elçi
22 Ekim 2025

‘Kıbrıs’ta korsan yapı oluşturdular’

‘Kıbrıs’ta korsan yapı oluşturdular’

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
22 Ekim 2025

Kürtçe yayınevlerine ulusal sahiplenme

Kürtçe yayınevlerine ulusal sahiplenme

Yazar: Bedri Adanır
22 Ekim 2025

Doğaya saygı insanın kendisine saygısıdır

Doğaya saygı insanın kendisine saygısıdır

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
22 Ekim 2025

İpe un sermek ve ırkçılıkla mücadele!

İpe un sermek ve ırkçılıkla mücadele!

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
22 Ekim 2025

İmralı’da bir selfie rüyası

Kurtuluş yok tek başına ya Kürtlerle beraber ya hiçbirimiz

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
22 Ekim 2025

İki zihniyet arasında

İki zihniyet arasında

Yazar: Bedri Adanır
22 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır