• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
2 Eylül 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Haber-Analiz

Kıbrıs’ta yaklaşan fırtına

1 Eylül 2025 Pazartesi - 23:00
Kategori: Haber-Analiz, Manşet, Ortadoğu
Kıbrıs’ta yaklaşan fırtına

İsrail, Ankara’da HTŞ ile anlaşma imzalanmasını not ettiğini, Türkiye’nin dinleme-izleme cihazları kurduğuna işaret ettiği Şam’daki üsleri vurarak, üsse çıkarma yapıp cihazları imha ederek göstermiştir. Eğer Türkiye; İsrail’i Suriye, Libya, Mısır gibi arenalar üzerinden daha fazla zorlarsa, İsrail Kıbrıs’ta bazı sarsıcı hamleler yapabilir

Mehmet Ali Çelebi

ABD Kongresi’ne 29 Ağustos’ta bir yasa tasarısı sunuldu ve Kıbrıs’taki TSK varlığı güvenlik riski olarak addedildi. Tasarı ile ABD silahlarının Kıbrıs’taki Türk varlığına hizmet etmemesi için tedbir istendi.

Doğu Akdeniz’in stratejik adası Kıbrıs’ta bir fırtına kopabilir. Fırtına ve siyasi depremler yaklaşıyor. Ülkeler arası çelişkilerin yarattığı dip dalgaları gösteriyor ki siyasi çalkantılar ve artçı depremler yeni faylar tetikleyecektir. İsrail’in dokunmasıyla Kıbrıs eksenli kriz yeni boyut kazanacak görünüyor.

Alarm veren ve odak değiştirecek bazı sinyallere bakalım. Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşın 48. yıldönümünde Lefkoşa’da katıldığı tören sonrası dönüşte gazetecilere “Güney Kıbrıs’ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Kıbrıs’ta çözümün anahtarı iki devletli çözümdür, bundan da taviz yoktur” demişti. Bu Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail’in not ettiği aşamalardan biriydi. Ağustos ayında Rum basınında yaklaşık 30 bin TSK askerine onbinlerce askerden oluşan yeni takviyeler yapılacağı haberleri de coğrafyanın sinir tellerini gerdi.

Doğu Akdeniz aktörleri arasındaki hararet ve Türkiye’nin Akdeniz’de Suriye ve Libya üzerinden hakimiyet tesis etme çabası 2025’te ivme kazanınca Kıbrıs Dışişleri Bakanı Konstandinos Kombos, Türkiye kaynaklı “varoluşsal bir tehdit” ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Kombos, normallik yanılsamasına kapılmamak, endişelenmek ve durumu istedikleri gibi değil, gerçekte olduğu gibi görmek gerektiğini kaydetti.

Gerilimin bir kanadında İsrail de var. İsrail’de nasıl ki İran-Suriye-Lübnan denklemi algısı olmuşsa, bu kez Akdeniz seyrüsefer güvenliği ve İsrail teritoryal güvenliği için Türkiye-Suriye-KKTC denklemi algısı oluşmuştur.

Aksa Tufanı ve Suriye artçılarıyla ilişkiler zayıfladıkça İsrail de Türkiye’ye stratejik hasım diye bakar olmuştu. Kıbrıs Cumhuriyeti ile Yunanistan; 8 Aralık 2024’te HTŞ Şam’ı ele geçirdikten sonra Türkiye’nin Şam’ı yönetmeye başlayan Ahmed Şara’yı yönlendirici pozisyon almasından tedirgin olurken, İsrail odak değiştirip yeni strateji benimsiyordu. İki ülke Suriye’de dolaylı olarak yoklamalar yaparken gerilim artıyordu.

Bu algıyı besleyen parametrelerden biri 2020-21 NAVTEX krizleri, biri adaya ilgi duyan ülkelerin ardışık hamleleri oldu. Rusya, Çin gibi faktörlere odaklanmaya dönük kurgulanan denge arayışları kapsamında kriz dondurulmuştu. Kriz yeniden buzluktan çıkarılacak görünüyor.

Şöyle ki; Haziran 2022’nin ilk günlerinde Kıbrıs ile İsrail; Türkiye tepki göstermesine rağmen Doğu Akdeniz’de Agapinor 2022 adlı ortak tatbikat yaptı. Fransa uçakları 2024’te güney batıdaki Baf kentine konuşlandı ve Aralık ayında Kuzey Kıbrıs üstünde alçaktan uçuş da yaptı.

İngiltere’nin en güney uçta Limasol kenti hattında Akrotiri Üssü ve Larnaka bölgesinde Dhekelia Üssü’ne ABD ilgisi arttı. ABD Akrotiri ile Dhekelia arasında Mari’de Kasım 2024’te hava üssü kurdu, Baf’taki Kıbrıs ordusuna ait Andreas Papandreu Hava Üssü’ne, Limasol yakınındaki Evangelis Florakis Deniz Üssü’ne de yerleşti. Bu üsler ABD ve İngiltere tarafından IŞİD’e, Husilere karşı operasyonlarda, İran’ın İsrail’e füze atışları sırasında istihbarat ve balistik füzeleri düşürmede kullanıldı.

Türkiye sert çıkmasına rağmen Kıbrıs ile Mısır 17 Şubat 2003’te deniz yetki anlaşması, 17 Şubat 2025’te ise Kahire’de Kıbrıs ve Mısır doğalgaz anlaşması imzaladı.

Gerilimi tırmandırıcı parametrelerden biri Suriye iken diğeri Libya. Libya-Trablus hükümeti ile deniz yetki anlaşması imzalayan Türkiye, Libya dosyasında U dönüşü yaptı ve 22 Temmuz 2025 günü LUO Başkomutanı General Halife Hafter’in oğlu Belkasım Hafter Ankara’da Fidan tarafından ağırlandı. Belkasım Hafter’in başkanlığını yaptığı Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu ile Türkiye şirketi Albavvaba Hizmetleri Limited bir seyrüsefer anlaşması imzaladı. Bunun karşısında İsrail kaşlarını çattı. İsrail; Savunma Bakanı Yaşar Güler’in 13 Ağustos 2025’te Ankara’da Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra ile askeri mutabakat imzalamasından, 25 Ağustos’ta Bingazi Limanı’na ‘TCG Kınalıada’ savaş gemisini göndermesi, bir heyetin Halife Hafter ve Yardımcısı Saddam Hafter ile görüşme yapmasından hoşlanmadı. (Bir süre önce Erdoğan ‘Darbeci Hafter’ demiş, etnik temizlikle suçlayıp ‘Ders’ vereceklerini söylemişti.)

Vazgeçilmez stratejik konum

Doğu Akdeniz jeopolitiğinde Kıbrıs tarih aynasında şöyle görülüyor: Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Lazkiye hattı yüzlerce yıl baharat yolunda stratejik uğrak yerlerden olmuştur. Ticaret koridoru üzerinde bölgesel hesaplaşmaların ve savaşların odağında yer almıştır. 21. yüzyılda da enerji koridorları çekişmesinde, hegemonya savaşlarında Doğu Akdeniz ve Kıbrıs kilit yerlerden biri, üzerinde bilek güreşlerinin yapıldığı haritalardan biri haline gelmiştir. Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’i kaybeden Ortadoğu’nun anahtarını kaybetmiştir denebilir. Bölgesel ve küresel güç çekişmesi içinde olan aktörler Akdeniz geometrisinin ve Levant’ın kanadı olan Kıbrıs anahtarını kaybetmemek için binlerce yıldır rekabet halinde.

Güçlerin ve göçlerin odağı Kıbrıs’a MÖ 2000’de Miken Yunanlıları Kıbrıs’a yerleşmiş. MÖ 333’te Anadolu’yu alan Büyük İskender sefer sırasında Kıbrıs’ı da ele geçirmiş. Büyük İskender’in generallerinden Ptolemaios’in kral ilan edildiği Mısır bir süre Kıbrıs’ı yönetmiş. Roma İmparatorluğu, Doğu Roma İmparatorluğu Kıbrıs’ta bir süre hakim olmuş. Halife Osman’ın Suriye Eyaleti Valisi olarak Şam’a atadığı Muaviye’nin donanması MS 654 yılında Kıbrıs’ı ele geçirmiş. Kıbrıs, Bizans-Arap Kondiminyum sistemiyle yönetilmiş bir süre. Yani Bizans ve Araplar birlikte eşit egemen olarak yönetmişler. Lusignan hanedanı 1192-1489 yıllarında Kıbrıs Krallığı’nı yönetmiş. Kudüs Kraliçesi ve Ermenistan Kraliçesi olan, Venedik Cumhuriyeti’yle ticaret ortaklıkları olan Catherine Cornaro yönetmiş. Osmanlı ele geçirmeden önce de Venedik hakimiyetindedir

1’inci Abdülhamid’in sunumu

Osmanlı’da 93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) kırılmalarla sonuçlanır. Rus ordusu hem Kars-Erzurum’a girer hem Ayastefanos’a yani Bakırköy-Yeşilköy’e kadar gelir. Şehir merkezine 21-22 km yaklaşmıştır yani. II. Abdülhamid, önce Meclis-i Mebusan’ı kapatır, ardından 3 Mart 1878’te ağır şartları olan; Balkanlarda Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek, Romanya bağımsızlığı, Bulgaristan Prensliği, tazminat ödemesi, azınlıklara yönelik reform içeren Ayastefanos Antlaşması’nı imzalar.

1’inci Abdülhamid, Rusya tehdidine karşı İngiltere’den destek ister. İngiltere, Rusya Akdeniz’e inip ticaret yollarına gölge olmasın diye kabul eder. II. Abdülhamid, 4 Haziran 1878’de Kıbrıs Konvansiyonunu imzalayıp desteğin bedeli olarak altın tepside Kıbrıs’ı İngiltere’ye verir. Ardından 13 Temmuz 1878 Berlin Anlaşması ile bu sunum perçinlenir ve Osmanlı Kıbrıs’la birlikte Balkanların önemli kısmını da terk eder. Türkiye de kurulduğunda 1923 Lozan Antlaşması’yla İngiltere’nin Kıbrıs’taki hakimiyetini onaylar.

1959-60 Garanti Anlaşmaları

BM oturumlarında bir çözüm çıkmayınca Türkiye, Yunanistan, İngiltere 11 Şubat 1959’de Zürih Anlaşması imzalamıştır. 17 Şubat 1960’da Londra konferansı beyannamesi kabul edilmiştir. Üç ülke 16 Ağustos 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kuran Garanti Antlaşması yürürlüğe sokmuştur. Kıbrıs Cumhuriyeti BM’ye üye yapılmıştır.

Zürih Anlaşması çerçevesinde Kıbrıs Cumhuriyeti Temel Yapısı’na işaret eden maddelerin ilk üçü şöyledir: “1. Kıbrıs devleti, Cumhurbaşkanlığı rejimine dayanan bir Cumhuriyet olacaktır. Cumhurbaşkanı Rum ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Türk olacak ve genel oy verme yöntemiyle, adadaki Rum ve Türk toplumları tarafından ayrı ayrı seçileceklerdir.

2’nci Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi dilleri Rumca ve Türkçe olacaktır. Yasama ve idari belgeler ve dokümanlar iki resmi dilde yazılacak ve yayınlanarak ilan edilecektir.

2’nci Kıbrıs Cumhuriyetinin, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından birlikte seçilecek tarafsız bir desen ve renkte, kendine özgü bayrağı olacak, Yetkililer ve Toplumlar, bayramlarda Kıbrıs bayrağı yanında Rum ve Türk bayraklarını da aynı zamanda çekme hakkına sahiptir. Rum ve Türk Toplumları Yunan ve Türk milli bayramlarını kutlama hakkına sahip olacaktır.”

(Tutarsızlığa bakın ki 102 yaşındaki cumhuriyet, Kürtçe’yi yasaklarken, anaokuldan üniversiteye Kürtlere anadilde eğitimi engellerken, Kıbrıs’ta iki dilde ısrarcıdır.)

Diğer öne çıkan maddelere göre Temsilciler Meclisi 5 yılda bir seçilecek. Yüzde 70 Rum yüzde 30 Türk olacaktı. 7 Rum ve 3 Türk’ten oluşan bir Bakanlar Kurulu oluşacak, kararlar mutlak çoğunlukla alınacaktı. Rum toplumu da Türk toplumu da kendisi tarafından saptanacak sayıda temsilciden oluşan bir Cemaat Meclisine sahip olacaktı. Kamu hizmetlerinde 70 Rum, yüzde 30 Türk görev alacaktı. Kıbrıs’ın ordusunun yüzde 60’ı Rum, yüzde 40’ı Türk olacaktı. Emniyet kuvvetlerinin yüz 70’i Rum ve yüzde 30’u Türk olacaktı. 22. maddeye göre Kıbrıs’ın herhangi bir devlet ile tamamen veya kısmen birleşmesi veya bağımsızlık ilan etmesi yani iki devlet taksimi kabul edilmeyecekti.

1960 Temel Garanti Antlaşma’nın ikinci bölümde ise Garanti Anlaşması başlığı sonrasındaki 1. maddede Kıbrıs Cumhuriyeti’nin doğrudan veya dolaylı olarak başka bir devletle birleşmeyi veya Ada’nın bölünmesini teşvik edebilecek her türlü faaliyeti yasakladığı vurgulanır. 2. maddesi Yunanistan, Türkiye ve İngiltere’nin ada bütünlüğünü, güvenliğini ve bağımsızlığını garanti ettiği, Ada’nın bölünmesini doğrudan veya dolaylı olarak teşvik etmeyi yasaklamayı taahhüt ettikleri vurgulanır. Yani iki devlet oluşturmak için çalışılmayacaktır. Üçüncü bölümdeki İttifak Antlaşması’nda barış ve güvenliğin korunmasına yönelik çabalarının Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkeleriyle uyumlu olacağı kaydedilir. Ek protokol bölümünde oluşturulacak Üçlü Karargah’a 950 Yunan subay, astsubay ve er; 650 Türk subay, astsubay ve er katılacağı vurgulanır.

Watergate çalkantısı ve 1974

1974’te Kıbrıs’ta derin devletlerin sivillere karşı saldırıları olur. Tansiyon ve nefret söylemleri iyice yükselir. ABD Başkanı Richard Nixon’un Watergate skandalı ile cebelleştiği ve azledilecekken istifa ettiği dönemde, 20 Temmuz 1974’te başlayıp bir ay süren Kıbrıs Harekatı gerçekleşir. 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti, 15 Kasım 1983’te KKTC ilan edilir. Türkiye dışında tanıyan çıkmaz. Kıbrıs’taki solcu Türk oluşumlar karşı çıkar ve federal sistem ister. ABD’nin TSK’nin çekilmesi talebi yerine gelmeyince 5 Şubat 1975 ile 26 Eylül 1978 arası ABD, Türkiye’ye silah ambargosu uygular. Ancak ABD’nin kendi toprağı dışındaki en büyük hava üssü ve lojistik üssü Ramstein Air Base gibi üsleri Almanya’dadır. Ve NATO’nun güneydoğu kanadını ve Karadeniz yolu jandarmalığını Moskova’ya kaptırma endişesiyle ABD Başkanı Gerald Rudolph Ford, kurnazlık yaparak silahları Almanya’daki üslere gönderir, Almanya da Türkiye’ye verir, böylece ambargo perde arkasında anlamsız kılınır.

İsrail’in Kıbrıs’ı keşfi

Suriye iç savaşı sonrası İsrail, Kıbrıs’ı keşfediyor. Suriye’de devletlerin vekalet savaşı da kızışınca Ağustos 2015’te Kıbrıs Savunma Bakanı Christophoros Fokaidis İsrail’i ziyaret edip İsrail Savunma Bakanı Moshe Yaalon ile savunma, güvenlik, enerji alanlarında stratejik işbirliği konularını görüştü. Doğu Akdeniz’de hidrokarbon buluntuları artınca, bölge ülkelerinin desteklediği Müslüman Kardeşler köklü Hamas 7 Ekim 2023 Aksa Tufanı başlatınca, 61 yıllık Baas rejimi yıkılınca, İran Suriye’den çıkınca, Lübnan Hizbullah’ı silahsızlandırma devreye sokulunca ve 8 Aralık 2024’te cihadistler Şam’ı ele geçirince Kıbrıs’a yeni stratejik hamleler için İsrail denkleminde önemli rol biçildi. Gelinen aşamada İsrail hem Suriye’de, hem Lübnan’da hem Doğu Akdeniz’de ‘Buffer Zone’ istiyordu. Tampon bölgeleri ontolojik sorun yaşamamak için hedefliyor ve önleyici müdahale doktrini kapsamında bazı ülkelerde saldırılar düzenliyordu.

Öyle ki Kuneyra, Hermon Dağı ve Qatana bölgesinde ilerleyen İsrail, Şam’ın burnunun dibine girmiş, bazen helikopterli indirmelerle 10 km kadar yaklaşmıştı. Şam’ın güneyindeki Yafur’da ve Şam’ın güneybatısındaki Mani Dağı’nda askeri üslere farklı zamanlarda hava indirme operasyonları yapmış, üslerde arama-taramada bulunmuş, HTŞ, SMO ve TSK karşılık vermemişti. İsrail ilerledikçe Şam’da hükümet kuran HTŞ Lideri Ahmed Şara Türkiye’ye daha çok yaklaşıyordu.

İsrail’in bir mesajı 16 Temmuz 2025’te Şam’da Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Genelkurmay ve Savunma Bakanlığı’nı bombalayarak olmuştu. İsrail, Ankara’da HTŞ ile anlaşma imzalanmasını not ettiğini, Türkiye’nin dinleme-gözleme cihazları kurduğuna işaret ettiği başkent Şam’daki askeri üsleri 26-27 Ağustos’ta vurarak ve yine üslere çıkarma yapıp cihazları imha ederek, Türkiye’nin eğitiminden geçen seçilmiş yapıların olduğu 56. Tümen’i vurarak göstermiştir.

Suriye ile Türkiye’nin deniz yetki anlaşması yapmasını önlemeye çalışan, Filistin açıklarını kendisi kontrol etmek isteyen, Lübnan ile 27 Ekim 2022’de deniz yetki anlaşması yapan İsrail bu kez Kıbrıs ile deniz yetki anlaşması gibi stratejik anlaşmalar yaparsa AKP yönetimi ve gelecekteki hükümetler kızgın sac üstüne basmış durumuna düşebilir.

Eğer Türkiye; İsrail’i Suriye, Libya, Mısır gibi arenalar üzerinden daha fazla zorlarsa, İsrail yönetimi Kıbrıs’ta bazı sarsıcı hamleler yapabilir. Ki gelişmeler gösterdi ki, Şam-Şara da, Türkiye de, 25 Ağustos 21. Olağanüstü toplantısını Gazze için merkezi Cidde’de yapan 57 İslam ülkeli İİT de İsrail’i görünce sopasını saklıyor. Türkiye, İran’ı küçük düşüren, Yemen-Husi kabinesini yok eden İsrail karşısında küçük düşmemek için temkinli davranıyor. İsrail de bundan Kıbrıs’ta yararlanacak görünüyor. AKP yönetimi Suriye’de ateşi çok harlarsa İsrail, Kıbrıs’taki TSK üslerinin çekilmeleri için bazı manevralarla zorlayabilir. Yunanistan hamlelerini bu noktaya taşımamıştı ancak İsrail taşıyabilir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘223 işçi arabuluculuk sürecindeyiz’

Sonraki Haber

Türkiye’nin devirdiği masaya yer aranıyor!

Sonraki Haber
Türkiye’nin devirdiği masaya yer aranıyor!

Türkiye’nin devirdiği masaya yer aranıyor!

SON HABERLER

QSD: Üst düzey bir DAİŞ’liyi yakaladık

QSD: Üst düzey bir DAİŞ’liyi yakaladık

Yazar: Yeni Yaşam
2 Eylül 2025

Sındırgı’da 4 büyüklüğünde deprem

Sındırgı’da 4 büyüklüğünde deprem

Yazar: Yeni Yaşam
2 Eylül 2025

Mexmurlu çocuklardan resim sergisi

Mexmurlu çocuklardan resim sergisi

Yazar: Yeni Yaşam
1 Eylül 2025

Hapishanelerde umut hakkının inkarı

Hapishanelerde umut hakkının inkarı

Yazar: Bedri Adanır
1 Eylül 2025

Batı medeniyetini nasıl bilirsiniz?

Batı medeniyetini nasıl bilirsiniz?

Yazar: Heval Elçi
1 Eylül 2025

Türkiye’nin devirdiği masaya yer aranıyor!

Türkiye’nin devirdiği masaya yer aranıyor!

Yazar: Heval Elçi
1 Eylül 2025

Kıbrıs’ta yaklaşan fırtına

Kıbrıs’ta yaklaşan fırtına

Yazar: Aziz Oruç
1 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır