İsveç’ten tıbbı destek sunmak amacıyla gönüllü olarak Rojava’ya giden doktor Abbas Mansouran, 13 Ekim’de Türkiye’nin saldırılarında yaralananlar üzerinde yaptıkları incelemenin sonuçlarını paylaştı. Doktor Mansouran, ‘beyaz fosforun yanı sıra henüz tespit edemedikleri bir kimyasal kullanıldığını’ belirtti. ANHA’da yer alan habere göre, 1980’li yıllarda İran-Irak Savaşı sırasındaki kimyasal saldırılarda yaralanan veya ölen kişileri muayene etme imkânı bulduğunu belirten Dr. Mansouran, Heseke’deki hastaneye getirilen kişilerdeki yanıkların “doğrudan kimyasal silah izlenimi” verdiğini kaydetti. Dr. Mansouran, Dense Inert Metal Explosive (DIME) gibi tespit edemedikleri başka kimyasalların da kullanıldığını vurguladı. Dr. Mansouran’a göre kullanılan bombalar kobalt, nikel ve volfram gibi ağır metallerin tozlarından oluşan 1-2 milimetrelik mikro şarapnel alaşımı idi. Oldukça ağır ve alışılmışın dışındaki bu yaralanmaların ‘kimyasal dışındaki silahlara benzemediğinin’ altını çizen Dr. Mansouran, beyaz fosforun kemiklerde ölümcül yanıkların yanı sıra iç organlara da zarar verebildiği bilgisini paylaştı.
‘Yaralıların çoğu sivildi’
Dr. Abbas Mansouran’ın, Heseke’ye getirilen yaralıların durumuna ilişkin paylaştığı bilgilerden bazıları şöyle: “Yaralıların çoğu sivildi. Ziyaret ettiğim hastaların çoğu insansız hava araçlarından atılan silahlarla yaralandıklarını söylediler. Yaralar görünüşte siyah iken; derin, farklı büyüklüklerde ve çok sayıda benekten oluşuyordu. Kurbanlar serin bir kokuyla kaplanmışlardı. Yaralananların bazıları nefes alma güçlüğü çekiyordu. Bedenlerin üzerinde görülen duman izleri kömür tozunu andırıyordu. Saç ve kaşlar yanık değildi ancak farklı büyüklüklerdeki bazı derin yara benekleri dikkat çekiciydi. Yaralanmaların dıştan bir parçacıkla gerçekleştiğine dair bir iz yoktu. Hastaların çoğunda Pseudonmonas spp, E.coli ve MRSA gibi çok dirençli süper bakterilerin neden olduğu tehlikeli enfeksiyonlar gelişmişti. Nörotoksisiteden etkilendiği görülen kurbanların tümünde periferal sinir belirtileri görülürken, hastaların yanmamış derilerine dokunduğumda dahi irrite oluyorlar ve acı hissediyorlardı. Hastaların çoğunda kara mayını patlaması durumunda oluşan semptomlar görülse de yaralarda şarapnel izine dair hiçbir bulgu yoktu. Gördüğüm yüzlerce yaralıdan 30 kadarında yukarıda bahsedilen belirtiler görülmüştü.” Mansouran’ın incelemeleri ardından paylaştığı bulgular İsveç medyasında da yer aldı. Mansouran’nın bulgularını paylaşan aktuelltfokus gazetesi, Türkiye’nin kimyasal kullandığını vurguladı.
Dünya gündemine de girmişti
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de “savaş suçu” işlediğine dair haberler dünya basınında ve sivil toplum örgütlerinde de geniş yer bulmuştu. Amerikan CNN televizyonu, New York Times ve İngiliz The Times gazeteleri Türkiye’nin “savaş suçu işlediğine” dair haberler yayınlamıştı. The Times gazetesi “Hemen cevaplanması gereken soru” başlığı ile yayımladığı baş yazısında, beyaz fosfor kullanımının araştırılması gerektiğini vurgulayarak, “Eğer saklayacak bir şeyi yoksa, Türkiye’nin de soruşturmayla işbirliği yapmaması için hiçbir neden bulunmuyor” ifadelerine yer vermişti. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ise kimyasal konusu ile ilgili bilgi topladığını duyurmuştu. Uluslararası Af Örgütü de, 18 Ekim’de yayımladığı bir raporda, Türkiye’nin düzenlediği operasyonda savaş suçu işlendiğini ifade etmiş, “yargısız infaz”ların yanı sıra bombardımanlarda siviller ile birlikte gazetecilerin de hayatını kaybettiğini ifade etmişti. 12 Ekim’de, İngiltere merkezli, muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), de Suriyeli Kürt politikacı Hevrin Xelef ve şoförünün de aralarında bulunduğu 9 kişinin ‘infaz edildiğini’ yazmıştı. Haberler ve sivil toplum örgütlerinin açıklamalarına karşı Türkiye ise iddiaları reddeden açıklamalar yayınladı.
Cenevre’de ilk bölüm sona erdi
Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde 150 üyenin katılımıyla Çarşamba günü başlayan Suriye Anayasa Komitesi toplantılarının ilk bölümü Cuma günü sona erdi. BM Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, toplantıların ardından açıklama yaptı. “Elbette biliyoruz ki 8,5 yıldır süren çatışmalardan sonra çok derin farklılıklar, pek çok şüpheler ve güven eksikliği var” diyen Pedersen, sadece gündem üzerinde uzlaşmakla kalmadıklarını, toplantıların geleceğine ilişkin de anlaşmaya vardıklarını kaydetti. Pedersen toplantıda anayasa yazım kurulunun 45 üyesi konusunda anlaşmaya vardıklarını söyledi. 45 kişilik kurul Pazartesi toplanacak. Komitenin Suriye hükümetini temsil eden Eş Başkanı Ahmed Kuzbari, Pedersen’in ardından yaptığı açıklamada, pazartesi başlayacak 45 kişilik yazım kurulunun toplantılarının bir hafta süreceğini, ardından da komite toplantılarına iki hafta ara verileceğini bildirdi. Kürt güçlerinin davet edilmediği Cenevre toplantıları, 8 yıldır yapılıyor ancak bir sonuç çıkmıyor. CENEVRE
DIŞ HABERLER