Kirmanşah’ta kadınlar, şarkı söyleme yasaklarına meydan okuyarak dağlarda seslerini yükseltiyor. Bu şarkılar dijital medyaya taşınarak ataerkil baskıya karşı güçlü bir direnişe dönüşüyor
Kirmanşah’ta kadınlar, şarkı söyleme yasaklarına ve ataerkil baskılara karşı dağları direniş alanı haline getiriyor. Dağlarda yankılanan şarkılar, dijital medyaya taşınarak susturulmuş sesleri geniş kitlelere ulaştırıyor. Bu eylemler, sadece sanat değil, var olma ve protesto biçimi olarak öne çıkıyor; her video, eşitsizliğe karşı açılan bir gedik anlamına geliyor.
Kafesten kurtulmuş kuş gibi
Kirmanşahlı Shaghayegh Q., dağlarda şarkı söylerken kendini “kafesten kurtulmuş bir kuş” gibi hissettiğini anlatıyor. Bu deneyimi videolara kaydedip paylaşmaya başlayınca, erkeklerden yoğun olumsuz tepkiler, hakaret ve tehditler aldığını, ancak birçok kadından gelen destek mesajlarıyla da motive olduğunu söyledi:
“Mesele sadece şarkı söylemek değil, bu sesle doğmuş olmam ve kimsenin bunu benden alma hakkı olmaması.”
‘Kızıma bırakacağım miras’
Başka bir Kirmanşahlı kadın ise, def çalarak şarkı söylemenin sessizlik tabusunu kırdığını söylüyor:
“Kızıma bırakmak istediğim en önemli miras, kadın olmanın kendini sansürleme gerekçesi olmaması. Şarkı söylemek, kadınlar arasında derin bir bağ kuruyor ve doğduğumuz andan itibaren mahkum edildiğimiz sessizliği kırıyor.”
Kaynak: NÛJINHA









