• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
9 Mayıs 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Arif Mostarlı

‘Kişinin ruhu büküldüğünde, omurgası da bükülür’ 

12 Haziran 2022 Pazar - 00:00
Kategori: Arif Mostarlı, Manşet, Yazarlar
‘Kişinin ruhu büküldüğünde, omurgası da bükülür’ 

Muktedirlerin fıtratı bu. Ellerindeki kudret hiç bitmeyecek sanıyorlar, tünedikleri dalın hiç kırılmayacağını düşünüyorlar. Ama öyle olmuyor gerçek hayatta. Toscanini ve Mussolini’nin hikâyesinin kıssası bu olsa gerek

Arif Mostarlı

14 Mayıs 1931 akşamı, hafif kır saçlı bir beyefendi, eşi ve kızıyla birlikte Bologna’daki Teatro Comunale’nin kapısına geldiğinde biraz endişeliydi. Çok korkunç bir şey de beklemiyordu aslında; en çok biraz gerginlik, laf atmalar filan… Hepsi o kadar.

Ama olanlar oldu, hem de fazlasıyla oldu. Önce Kara Gömlekliler arabasının etrafını sardı. Cesurca dışarı çıkıp opera binasının kapısına giderken, iyice coştular; üzerine çullandılar, yumruklar birbiri ardına geldi ve adam yere yuvarlandı. Şoförü tarafından hızla arabasına bindirildi ve aceleyle oteline götürüldü ama otel de aynı güruh tarafından kuşatılmıştı. Sonunda, ancak sabaha karşı otelden ayrılıp Milano’ya geri dönebildi.

Dehanın zikzakları

Dünyaca ünlü orkestra şefi Arturo Toscanini, o gün bunları yaşadığında 64 yaşındaydı ve arkasında son derece parlak bir müzik kariyeri vardı. 19 yaşında orkestra yönetmek gibi eşine sık rastlanmayan bir durum ona nasip olmuştu örneğin. 1886’da çalıştığı orkestranın Rio de Janeiro turnesinde sorunlar patlak verince hiçbir şeflik deneyimi olmamasına rağmen, Aida operasında sahne aldıktan sonra başlamıştı her şey ve kısa sürede büyük başarılara imza atmıştı. Daha sonraki yıllar, özellikle İtalya dışında festivaller ve büyük konserlerle geçmiş, Toscanini, olağanüstü müzikal yeteneklerinin yanı sıra fotoğrafik bir hafızaya da sahip olmasıyla artık dünyanın en iyileri arasına girmişti.

Siyasal alanda ise biraz tuhaf bir çizgisi vardı başlangıçta. Garibaldi’nin askeri olan devrimci bir babanın oğluydu ama kafasının karıştığı zamanlar oldu. 1919’da Mussolini, İtalya genel seçimlerine girerken öyle oldu mesela. Bir ara İtalyan Sosyalist Partisi’nin yayın organı ‘Avanti!’nin editörü olan ve monarşinin, soyluların, bankaların ve borsanın kaldırılmasının yanında kilisenin mallarına el konulmasını içeren bir platformu savunan Benito Mussolini cezbetmişti onu. Böylece Mussolini’nin Milano’daki Kasım 1919 parlamento seçimleri için hazırladığı aday listesinde yer aldı. Ancak Faşist Parti, seçimde ağır bir yenilgiye uğrayınca Mussolini artık ‘başka bir yoldan’ iktidara yürümeyi kafasına koydu ve böylece Kara Gömlekliler sokakları kana bulamaya başladı. “Büyük Faşist Yürüyüş”ün yapıldığı 1922’de Toscanini, “Bir adamı öldürebilecek durumda olsaydım, Mussolini’yi öldürürdüm” diyordu. Her yerde Mussolini’yi yüksek sesle eleştiriyor, ‘tiran’ ve ‘zalim’ sözcükleriyle yerden yere vuruyordu.

Ancak yine de uluslararası şöhreti onu uzun süre korudu. Toscanini’yi İtalya operasının başından atmak, Mussolini’nin henüz göze alabileceği bir şey değildi.

Kara Gömlekliler sahnede

1931 Mayıs ayına böyle gelindi işte. Bu arada, iktidara iyice yerleşmiş olan Mussolini, tüm İtalyan tiyatrolarının başköşede kendi fotoğraflarını sergilemesine ve her gösterimden önce Faşist marşının çalınması emrini yayınladı.

Kriz, büyük besteci Giuseppe Martucci’nin 75. doğum yıldönümüne adanmış olan Bologna’da konserde patladı. Konserden önce kaldığı otele gelen Faşist Parti yetkilileri gösteriye kraliyet marşı ve Faşistlerin favorisi “Giovinezza” ile başlaması gerektiğini söyledi. Toscanini’nin cevabı açıktı. Bunu asla yapmayacaktı. Konser salonuna geldiğinde Kara Gömlekliler hazırdı. Bir kez daha etrafını çevirip marşları çalıp çalmayacağını sordular ve yine aynı yanıtı alınca saldırı başladı.

Bu olay bir işaretti. Toscanini susmadı ama Mussolini de boş durmadı. Ünlü müzisyeninin önce pasaportu elinden alındı. Evi 24 saat gözetleniyor, telefonu dinleniyor ve tüm mektupları okunuyordu. 1938’de pasaportuna tekrar el konuldu ve uluslararası baskı sonucu iade edildiğinde İtalya’yı terk etti ve II. Dünya Savaşı sonrasına kadar geri dönmedi.

“Bana öğretmek istedikleri ders işe yaramadı çünkü dün yaptığımı yarın tekrar edecektim” diye yazdı sonradan: “Hayatımın gidişatı her zaman hayatımın yansıması olmuştur ve olacaktır. Gerçeğe ne pahasına olursa olsun sahip çıkmalıyız ve bu bedel ödense bile konuşma özgürlüğüne sahip olmalıyız. Faşistlere defalarca söyledim: İsterseniz beni öldürebilirsiniz ama yaşadığım sürece ne düşündüğümü söyleyeceğim.”

İtalya’dan çıktıktan sonra Hitler’e karşı da aynı tavrını sürdürdü. “Kişinin ruhu büküldüğünde, omurgası da bükülür” diyordu. 1933 Bayreuth festivaline Hitler tarafından bizzat mektupla davet edildiği halde gitmedi ve Yahudi müzisyenlere boykotu ve ırkçı politikasını protesto eden bir telgrafla yanıt verdi.

Nihayet, 1957’de bir felç geçirdikten sonra yaşamını yitirdi. Mezar taşına “Burada opera bitti, çünkü maestro öldü” diye yazıldı.

Tarihin cilvesi! 1931’deki saldırıdan sonra Toscanini’nin yazdığı mektubu aldığında şöyle demişti Mussolini: “O yüz kişilik bir orkestrayı yönetiyor; bense kırk milyon kişiyi!”

Hepi topu beş-on yıl sonra bacağından asılacak biri için biraz iddialı bir cümle olmuş sanki; öyle değil mi?

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Eskisi gibi olmaz

Sonraki Haber

Ukrayna bahane mi?

Sonraki Haber
Ukrayna bahane mi?

Ukrayna bahane mi?

SON HABERLER

Seçenek biziz

 Arkadaşlık taklit edilemez

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

Sırrı Süreyya Önder ve sanat-mizah-barış

Sırrı Süreyya Önder ve sanat-mizah-barış

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

Yaşam yazı turayı onaylamaz

Özgürlük yolculuğunda Barış’ın durağında

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

İslam’ın şartı gerçekten kaçtır?

Araç fetişizmini aşmak

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

M. Sait Yıldırım: Çağrı bizim için yaşamsal bir ihtiyaç

M. Sait Yıldırım: Çağrı bizim için yaşamsal bir ihtiyaç

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

Neler oluyor?

27 Şubat çağrısı ve Ortadoğu’nun geleceği

Yazar: Yeni Yaşam
9 Mayıs 2025

SOHR: Silahlı gruplar Şam’da yurttaşların evlerine el koydu

SOHR: Silahlı gruplar Şam’da yurttaşların evlerine el koydu

Yazar: Yeni Yaşam
8 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır