Kız ortaokulları açılması tartışmasının kız çocuklarını toplumsal yaşamdan uzaklaştırma politikalarının bir parçası olduğunu söyleyen Eğitim Sen Kadın Sekreteri Simge Yardım, ‘Çocukluktan itibaren bir inşa süreci ile karşı karşıya kalacağız’ dedi
İktidarın eğitim politikalarıyla toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alırken, son dönemde gündemde olan sadece kız öğrencilerin gidebileceği kız ortaokulları ile ‘karma eğitime’ saldırıyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Meclis’e soru önergelerine verdiği yanıtta; kız ortaokullarının toplumsal bir ihtiyaç olduğunu iddia etti. Eğitimciler ise bu ayrımcılıkla çocuk yaşta evlilikte artışın ve bu uygulamanın kadın haklarına yönelik saldırıların devamı niteliğinde olduğunu dile getiriyor.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Kadın Sekreteri Simge Yardım, kız ortaokullarının kadın haklarına yönelik bir saldırının devamı olduğunu vurgularken, bu konudaki değerlendirmelerini paylaştı.
‘Kız çocuklarını eve hapsetme politikası’
Kız ortaokulları meselesinin son dönemlerde gündeme geldiğini kaydeden Simge Yardım, uzun bir süredir karma eğitimin kaldırılmasına yönelik söylemlerle karşılaştıklarını söyledi.
İktidarın uzun bir süredir kadınların haklarına yönelik saldırı politikası yürüttüğünü kaydeden Simge Yardım, şunları söyledi:
“Kadınları kamusal alandan çıkarma, ev içi alan olarak tanımlama, aile yılı üzerinden de hayata geçirilmeye çalışılıyor ve ‘kadının yeri evidir’ söylemiyle aslında yaşamın her alanından kadını geri çekme durumu söz konusu. Dolayısıyla bu karma eğitim tartışması, kız okullarının açılma meselesi de aslında kız çocuklarını toplumsal yaşamdan uzaklaştırmak, izole etmek, kendi içerisine hapsetmek ve belki de buradan ‘makbul’ kadınlığı inşa etmek ve bunun üzerinden önümüzdeki dönemde kadınların haklarına yönelik saldırıları da artıracağını gören bir tutum oluyor. Çocukluktan itibaren bir inşa süreci ile karşı karşıya kalacağız.”
‘Şiddet ve cinsel saldırı riski artacak’
Çocukların eğitimin dışında kalmasıyla daha fazla şiddet ve cinsel saldırı riski ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Simge Yardım, şunları kaydetti:
“Çocuk yaşta evlilikler çok daha fazla artan bir pozisyona gelmiş durumda. Geçici koruma altındaki çocukların sadece yüzde 48’i eğitime erişebilir durumda. Kalan yüzde 52’sinin neden eğitime erişemediği, Milli Eğitim Bakanı’nın söylediği gibi ailelerin göndermek istememesinden kaynaklı değil. Milli Eğitim Bakanı’nın toplumsal ihtiyaç dediği, toplumun gerçekten yaşadığı sorunu görmemek, toplumun özünü bilmemek, anlamamak ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda bir sistem inşa etmeye çalışmak.”
Kadınların yaşamın her alanında karşı karşıya kaldığı birçok soruna karşı çocukluktan itibaren cinsiyet eşitliğinin esas alındığı bir eğitimle toplumsal inşanın gerçekleştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Simge Yardım, bu inşanın mevcut olmadığını belirtti.
‘Cinsiyet eşitsizliği derinleşecek’
Son dönem müfredatında cinsiyet eşitsizliklerinin derinleştiğine işaret eden Simge Yardım, şöyle devam etti:
“Bu son dönem müfredata baktığımızda, cinsiyet eşitsizliklerini derinleştiriyor. Burada bir erkeklik inşa eden eğitim sistemi var. ‘Kız çocukları açısından kadın nasıl olmalı? Makbul kadın nasıl olmalı?’ ile inşa edilen bir sistemle karşı karşıyayız. Kadına dönük şiddet artacak, kadınların haklarına dönük saldırılar artacak. Kadınlara dair ciddi bir saldırı politikasıyla karşı karşıya kalacağız. Bu bağlamda da kız ortaokulları, buraya hizmet eden bir duruma dönüşecek. Kız ortaokulları hem karma eğitimi kaldırma, demokratik eğitime, bilimsel eğitime, laik eğitime bir savaş açma hali olduğu gibi aslında özünde çok daha derinden bir toplumsal inşanın zeminini oluşturma anlamına gelecek.”
Kız öğrencilerin karma bir eğitim içerisinde yer almadığında, kadın ve erkeğin bir arada özgür, demokratik bir yaşamın inşasının hedeflendiği bir dönemde bu uygulamanın ayrıştırmayı artıracağının altını çizen Simge Yardım, “Birbirinden uzaklaştırma, bir kutuplaştırma halini de beraberinde getiren bir duruma sebep olacak” dedi.
‘Eğitim demokratikleşmeli’
Toplumun eğitim politikalarına ilişkin güçlü bir söz üretmesi gerektiğini vurgulayan Simge Yardım, şunları ifade etti:
“‘Barış ve Demokratik Toplum’ inşasını, demokratikleşmeyi konuştuğumuz bir yerde eğitim sisteminin de daha fazla demokratikleşmesi gerekir. Tüm bu iktidarın ihtiyaçlarına göre şekillenen çocuk haklarını, toplumun ihtiyaçlarını görmeyen eğitim sistemi yerine yeni bir eğitim sisteminin inşa edilmesine ihtiyaç var ve toplumun demokratikleştirilmesi isteniyorsa özellikle eğitimin demokratikleştirilmesinden başlanması lazım. Kız çocuklarının eğitim hakkına erişimi, göçmen ve mülteci çocukların eğitim hakkına erişimi, ana dilde eğitim hakkının yasal olarak tanımlanması, uygulanması gibi pek çok şey sayabileceğimiz gibi müfredatın da cinsiyet eşitliğini esas alan barış müfredatının esas alındığı bir sisteme evrilmesi gerekiyor. Tüm bunlar için daha güçlü bir mücadele, daha güçlü bir tepkiye ihtiyaç var.”
Kaynak: JINNEWS