‘Jin jiyan azadi’ eylemlerinin üçüncü yılında rejimin artan baskılarına karşı kadınların geri adım atmadığını belirten KJAR Koordinasyon üyesi Deniz Derya, ‘Değişimin en büyük taşıyıcı gücü kadınlardır’ dedi
İran’da Kürt kadın Jina Emînî’nin 13 Eylül 2022 tarihinde gözaltına alındıktan 3 gün sonra (16 Eylül 2022) katledilmesinin ardından “jin, jiyan, azadî” sloganıyla başlayan direnişin üzerinden üç yıl geçti. Birçok anlamda değişim ve dönüşümün öncüsü olan direnişe dair Rojhilatê Kürdistan (Doğu Kürdistan) Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) Koordinasyon üyesi Denîz Derya değerlendirmelerde bulundu
Bu eylemler bin yıllık bir isyandı
Jina Emînî ve Şiler Rasulî’ye yönelik saldırıların ardından gelişen toplumsal tepkinin yalnızca bir isyan değil, uzun süredir biriken öfkenin dışavurumu olduğunu belirten Denîz Derya,”’Jin, jiyan, azadî’ devrimi bir kez daha sahneye çıktı. Önder Apo öncülüğünde kadınlar bir kez daha iradelerini ellerine aldılar. Bu, hem zihinsel hem de kültürel, toplumsal ve devrimsel açıdan büyük bir dönüşümü beraberinde getirdi. Rasulî’ye yönelik saldırı ve Tahran’da Jîna Emînî’ye yönelik saldırı, İran rejimine karşı halkın yeniden ayaklanmasına neden oldu. ‘Jin, jiyan, azadî’ isyanı, bin yıllardır kadınların erkek egemen, devletçi sisteme karşı yürüttüğü, kadın iradesinin yok sayıldığı, kadınların köleleştirildiği düzene karşı bir isyanıydı. Kuşkusuz İran rejimi, halkların ve kadınların taleplerini bastırmak için tutuklama, idam ve şiddetle karşılık verdi. Ama devrimde gördük ki evlerde, dört duvar arasında bekleyen kadınlar, korku duvarlarını yıkıp, sokağa aktı. Kadınlar tutuklamalardan ya da idamlardan artık korkmuyorlar” diye belirtti.
Tarihsel bir değişim yaşandı
Kadınların sokakta ve toplumsal alanda yeniden söz sahibi olduğunu söyleyen Denîz Derya, “Pek çok kişi ‘devrim bitti, sona erdi’ diyor. Ama bir gerçek var ki ‘jin, jiyan, azadî’ devriminin yarattığı etki, Kürdistan ve İran’da mücadele için yeni bir çizgi oluşturdu. Bu çizgide de ‘toplum, kadınlar ve gençler ne istiyor’ çok net bir şekilde ortaya çıktı. Bugün görüyoruz ki ‘jin, jiyan, azadî’ devrimiyle İran rejimi içinden parçalanmaya başladı. Çünkü ilk kez bu kadar tarihsel bir değişim yaşandı. Daha önce de devrimler, isyanlar olmuştu ancak bu başkaldırı kendi içinde toplumsal bir kırılma yarattı. Bu nedenle ‘jin, jiyan, azadî’ devrimi, toplumda tarihsel bir dönüşüm oluşturdu. Bu da ‘jin, jiyan, azadî’ devriminin geleceği açısından çok önemli” ifadelerini kullandı.
Kadınlar baskılara karşı direniyor
Rejimin baskı politikalarına rağmen kadınların geri adım atmadığına dikkat çeken Denîz Derya, devrimin yarattığı etkilerin toplumda kalıcı bir değişim yarattığını vurgulayarak, ekledi: “Rejim, devrimi değersizleştirmek, halkları tepkisiz bırakmak ve topluma korku salmak için kadınlara karşı saldırılarını arttırdı. Kadınlara geri adım attırmak, demokratik ve özgür yaşamdan uzaklaştırmak için özel savaş yöntemleri, tutuklama, idamla kadın mücadelesini bir kez daha kırmak istiyor. Ancak kadınlar artık bu durumu hiçbir şekilde kabul etmiyor. Bugün bu öncülüğü İran zindanlarındaki kadınlarda görüyoruz. Zeyneb Celaliyan, Werişe Muradiyan ve Pexşan Ezizî şahsında bu iradeyi çok net görüyoruz. Bu temelde özgürlük ve demokrasi isteyen tüm halklar, yazarlar, sanatçılar ‘jin, jiyan, azadî’ devrimine sahip çıktı. Biz de bu inançla değişimi daha ileriye taşıyacağız. Çünkü bu değişimin en büyük taşıyıcı gücü kadınlardır.”
Halk artık iktidarı kabul etmiyor
Mücadelenin yalnızca siyasal değil toplumsal bir örgütlülük ve öz savunma temelinde gelişmesi gerektiğini belirten Denîz Derya, “İran rejimi üzerinde ciddi bir baskı var. Hem dışarıdan gelen hem de içeride halkın baskısıyla büyük bir sorgulama sürecine girdi. Rejimin demokratikleşmesi, halkla demokratik temelde anlaşması gerekirken, tam tersine daha fazla baskı kurmak, kendisini güçlü göstermek istiyor. Ancak halk, bu rejimi artık hiçbir şekilde kabul etmiyor. Bu talepler sadece iktidarın yıkılması ya da başka bir hükümetin gelmesi değil. Halkların tutumu bir kez daha gösterdi ki, özgürlük isteyen halklar ve kadınlar, mevcut hegemonyayı kabul etmiyor ve her zaman karşısında duruyor. Bu gerçeği iyi görmek gerekir” diye konuştu.
Özsavunmamızı sağlamak zorundayız
İran rejiminin yaşadığı içi krize değinen Denîz Derya, mevcut durumda rejimin ya yıkılacağını ya da halkın taleplerine yanıt vermek zorunda kalacağını söyledi. Denîz Derya, şöyle devam etti: “Kuşkusuz toplum ve kadınlar olarak iktidarın lütfuna bağlı değiliz. İktidarlar mücadeleyle durdurulabilir. Kendi örgütlülüğümüz ve öz savunmamızla bunu başarmak mümkündür. Herkes ‘jin, jiyan, azadî’ devrimini demokratik ve özgür bir yaşamın temeli haline getirilmelidir. Bu temelde örgütlenebilir ve mücadele edebiliriz.”
Haber: Zeynep Durgut / MA