• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
7 Temmuz 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Kobanê Davası: ’38 canım olsa 38’ni de veririm’

1 Şubat 2022 Salı - 13:33
Kategori: Manşet, Politika
Kobanê Davası: ’38 canım olsa 38’ni de veririm’

Kobanê Davası’nda savunma yapan HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız, ‘İsterseniz 38 kere ağırlaştırılmış müebbetle yargılayın bizi, fark etmez. 38 canım olsa bu topraklarda yaşayan değerlere veririm’ dedi

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te yapılan eylemler gerekçe gösterilerek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eşbaşkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 9. duruşması 2. gününde devam ediyor. Ankara 22.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Kampüsünde görülen davanın duruşmasına HDP milletvekilleri, MYK üyeleri ve Ankara İl Örgütü temsilcileriyle birlikte çok sayıda avukat katıldı. Duruşma salonunda AKP Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi de yer aldı.

SEGBİS aracılığı ile başladı

Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler, duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı. Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan Ayla Akat Ata ile Kandıra 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutulan Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ ve Gülser Yıldırım, duruşmaya mazeret bildirerek katılmadı.

‘Çağ artık sosyalizm çağı’

Kimlik tespitiyle başlayan duruşma HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız’ın savunmasıyla devam etti. Parmaksız, IŞİD’in Kobanê’ye saldırdığını ve insanların can havliyle direndiğini hatırlatarak, kendilerinin de bu vahşete ilişkin destek çağrısı yaptıklarını ve davada bu yüzden yargılandıklarını belirtti. “Tarih Türk yargısını da yazacak” diyen Parmaksız, çağın artık sosyalizm çağı olduğuna değinerek, “Birilerinin birilerine hizmet ettiği kapitalist sistem yıkılmaya mahkumdur. Çağımızın yükselen gücü sosyalizmdir. 1917’den bu yana bizim moralimizi hiçbir şey bozamadı. İsterseniz 38 kere ağırlaştırılmış müebbetle yargılayın bizi, fark etmez. 38 canım olsa bu topraklarda yaşayan değerlere veririm” şeklinde konuştu.

‘Cinayetler Türkiye’nin manzaraları olmuştur’

Kadın ve iş cinayetlerine vurgu yapan Parmaksız, “Günde ortalama 3 işçi iş cinayetine, kadınlar ise erkek cinayetine kurban gidiyor. Kafa kesmeler, canı sıkılınca sokakta insan öldürmeler, mafya cinayetleri, bunlar yeni Türkiye’nin manzaraları olmuştur” dedi. Egemen sınıfların halklara büyük kin güttüğünü ifade eden Parmaksız, “Yönetenler bir avuçtur. Eskiden saray, şimdi patronlar. Bizlerin hareketleri onları çok rahatsız ediyor. Mezarlarda bile bu kini güdüyorlar. Bedrettin Osmanlı’da büyük bir direniş sergilemiştir. Öyle bir kin vardı ki, Bedrettin’in mezar taşını yaparken bile aşağılamışlar. Bizlerin hareketleri onları o kadar rahatsız ediyor ki ‘öbür tarafta’ bile, onu en aşağı taşımak istemişler. Kemiklerini 1965’e kadar beklettiler, defnetmediler” diye konuştu.

‘Birlikte yaşamak, hepimizin tarihinde var’

Komünal bir yaşamın varlığına dikkat çeken Parmaksız, “Türklerde sınıfların derinleşmesi, İslam’la tanışmadan sonra olmuştur. Yani 11. yüzyıldan sonra tanışmışlardır, fakat göçmen Türkmenler, bu sınıflaşmaya çeşitli sosyal ayaklanmalarla, isyanlarla cevap vermiştir. Tüm ayaklanmaların amacı sınıflaşmanın yarattığı adaletsizliğe karşı durmaktır. Sosyalizm bu ülkede yabancı bir ideoloji değildir. Birlikte yaşamak, hepimizin tarihinde var. Yabancı ideoloji demeleri tam bir palavra. Nazım Hikmet o yüzden Bedrettin’i yazdı. Ne zaman sınıflaşma başlamış Türklerde, o zaman isyan ve ayaklanmalar başlamış. Ama şu anda ne yazık ki Türkiye toplumu sindirilmiş” ifadelerini kullandı. Sosyalizmin bu toprakların özünde olduğunu aktaran Parmaksız, “Bu damar biz de bin yıllardır var. Mekke döneminde evrensel ve kapsayıcı ayetler indirildi. İslam dininin en önemli özelliği evrensel olmasıdır. Hz. Muhammed dönemindeki İslam anlayışı ‘Mülk Allah’ındır’ sözünün de ifade ettiği gibi yüzeysel olarak sosyalizme yakındır. Hz. Muhammed üretim araçlarına karşıydı” diye belirtti.

‘Bu dönemin geçici olduğunu herkes bilsin’

İslam ve Türk tarihinde sınıf savaşlarının hiç bitmediğini söyleyen Parmaksız, “Emeviler ve Abbasiler döneminde komünal hareketler, egemen sınıfların Emevi-İslam siyasal düzeniyle sürekli çatışmışlarıdır. Bizim tarihimizdeki bu arayışlar, modern anlamda sosyalizmin kıvılcımlarıdır. Hikmet Kıvılcımlı, Türk ve İslam tarihi üzerine en çok yazan insanlardan biridir. Kıvılcımlı, bu hareketleri tarihsel dinamitler olarak adlandırıyor. İçinde bulunduğumuz sınıflı toplum düzeni Neolotik dönemden itibaren 7-8 bin yıllık kısa bir geçmişe sahiptir. İnsanlar çok uzun bir dönem birlikte yaşadılar. Neolotik’ten sonra insanlık kısa bir sapma yaşadı, bu istisnai bir durum ama bu dönemin geçici olduğunu herkes bilsin” diye ifade etti.
İnsanlığın sosyalizmle birlikte ortak yaşamına geri döneceğini belirten Parmaksız, şöyle konuştu: “Jan Jak Russo, bir kitabında eşitsizliğin 2 temel sebebi olduğunu söyler. Doğadan kopmak ve özel mülkiyet. ‘Bunlar sona erdiğinde doğayla barışıp, kolektif dünya düzenini kuracağız’ diyor.”

‘Bu mu adalet?’

Toplumun sınıflara bölünmesinin temel nedeninin kapitalizm olduğunu vurgulayan Parmaksız, patronun işe gitmemesiyle hiçbir şey değişmediğini, işçinin ise çalışmaması sonucunda her şeyin durduğunu söyledi. “Adalet nerede” diye soran Parmaksız, “Bizim sırtımızdan zenginleşiyorlar. Toplumun yüzde biri çok yiyor, yüzde 99’u ise az yiyor. Üretilen mal payı burjuvazinin olur. Bir yıl içinde üretilen tüm ürünlerden insanların aldığı pay yüzde 74. Bu mu adalet? Adalet en kıymetli duygu ve değerimizdir, ürettiklerimizi birlikte paylaşmaktır. Adalet, eşitlik varsa, vardır. Ben kitaplardan okuyarak sosyalist olmadım. Köyde çalıştım, işçilik yaptım. Ben sosyalist fikirlere sahip olduğumda sosyalizm nedir, bilmiyordum. Ben sosyalizmin ne olduğunu sonradan öğrendim” sözleriyle sınıfsal çelişkilere dikkat çekti.

Para ve güç ilişkisi!

“Ekonomi ve siyaset farklı şeylerdir” sözüne dair konuşan Parmaksız, görüntüde öyle olsa bile gerçekte ekonomi ve siyasetin birbirinden ayrı olmadığını belirtti. Parayı ekonomik alan, gücü ise devletin siyasi otoritesi olarak tariflersek ilişki daha iyi anlaşılır. Para kimdeyse güç ondadır. Diyelim ki köyde 100 dönüm toprak var. Toprağın 90 dönümüne birkaç aile sahip, geride kalan köylüler ise kalan yüzde 10 toprağa sahip. Bu toprak sahipleri bu köyü nasıl yönetecek? Köylerde deştimanlar vardır. Ellerinde bir tüfek bazen gezerler akşam köyde. Toprak sahipleri, önce deştimanların sayısını arttırır sonra da dini araç haline getirir. Böylece geriye kalan köylüleri kolayca yönetir. İşte para ve güç ilişkisi bu derece basittir” dedi.

Duruşmaya saat 13.30’a kadar ara verildi.

ANKARA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Yurtiçi Kargo çalışanları da kontak kapattı

Sonraki Haber

18 yaşındaki kadını ifşa eden Esra Erol kendini savundu

Sonraki Haber
18 yaşındaki kadını ifşa eden Esra Erol kendini savundu

18 yaşındaki kadını ifşa eden Esra Erol kendini savundu

SON HABERLER

Berlin’de Kürt Film Festivali rüzgarı 1: Bu Ben Değilim ve Veşartî

Filistin’de, direnişin eşiğinde: Omar

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

Özgürlük bağlamında LGBT+ oluşlara bakış

Özgürlük bağlamında LGBT+ oluşlara bakış

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

çözümü toplumsallaştırmak

yangın yerinde barışı toplumsallaştırmak

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

Karamus: Küresel gelişmeler ulusal kongreyi zorunlu kılıyor

Karamus: Küresel gelişmeler ulusal kongreyi zorunlu kılıyor

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

Şeyh Said’in direnişinin 100. yılında bir hafıza düzeltmesi

Şeyh Said’in direnişinin 100. yılında bir hafıza düzeltmesi

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

‘Kaypakkaya’laşan Mayıs!

Siyaseten katl ve kahramanlık

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

Zulme Karşı Direnmek

Yeni bir eşiğe doğru

Yazar: Yeni Yaşam
7 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır