Kırşehir halkının ve belediyesinin karşı çıktığı ve bu amaçla eylemler yaptığı altın madeni projesi onaylanmıştı. Ancak madenin altın madeni olmadığı, asıl işin NTE madenciliği olduğu iddia edildi
Kırşehir’in Kervansaray Dağları’nda Koç Holding ve Fernas ortaklığındaki Defaş Madencilik devasa büyülükteki altın madeni için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda yapılan Çevre İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında onaylanmıştı. Bu gelişme sonrası Kırşehir Kent Konseyi yaptığı açıklamada, bağımsız olarak yaptırdıkları toprak analizlerinde; titanyum, seryum, lantan, lityum, toryum ve uranyum gibi Nadir Toprak Elementleri’nin (NTE) bölgede bol miktarda bulunduğunu tespit ettiklerini ve asıl hedefin NTE madenciliği olduğunu duyurdu.
Altın’dan 800 kat titanyum
Kırşehir Kent Konseyi’nin araştırmasında, şirketin raporlarında bir ton cevherde yarım gram altından söz edilmesine karşın, aynı miktarda cevher içinde altından 800 kat daha fazla titanyum, 264 kat seryum, 140 kat lantan, 100 kat neodimyum, 85 kat lityum, 80 kat niyobyum, 71 kat itriyum, 45 kat kadmiyum, 45 kat toryum, 40 kat galyum ve 10 kat uranyum bulunduğunun tespit edildiği vurgulandı.
200 bin ton cevher yurtdışına
Kent Konseyi tarafından, Kırşehir’in Kervansaray ve Yağmurlu Dağları’ndaki madenlerin Türkiye’nin değil, çokuluslu şirketlerin elinde olduğu ve devlet eliyle değil, holdingler eliyle çıkarılacağı, her yıl 200 bin ton konsantre cevherin yurt dışına gönderileceği belirtildi. Şirketin ÇED raporunda açıkça, “Cevher, yurt dışında! zenginleştirilecektir” yazdığı vurgulanırken, cevherin taşınacağı ülkenin hangi ülke olduğunun açıklanmadığına dikkat çekildi.
Su kaynakları kuruyacak
Koç Holding’e bağlı Demir Export A.Ş. ile AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun sahibi olduğu Fernas İnşaat A.Ş‘nin ortaklığındaki Defaş Madencilik ve Sanayi Anonim Şirketi ortaklığında yürütülen altın madeni projesi, tüm olumsuz görüşlere rağmen Bakanlıktan onay aldığı gün projeye tepki gösterenler dışarıda açıklamalar yaptı. Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Başkanı Ahmet Demirtaş, ÇED raporu onaylanan projenin Kırşehir’in suyunu tüketeceği, Ankara’nın su kaynaklarını tehdit edeceği ve Seyfe Gölü’nü kurutacağı vurguladı.
900 km2 alan
Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporuna göre bölgede beş ayrı ocak açılacağını ve bunlardan birinin 180 bin metrekare genişliğinde, 482 metre derinliğinde olacağı söylenirken, madeninin kaplayacağı alanın toplamı ise 900 bin m2 yani 900 km2. İDK toplantısı sırasında BirGün’e konuşan Ahmet Demirtaş, madenciliğin 21 yıl süreceği ve 5-6 köy ile Boztepe ilçesi dahil geniş bir alanın etkileneceğini belirterek, “Bölgede su olmadığı için Kapulukaya Barajı’ndan su getirileceğini söylüyorlar” dedi.
Milli-Yerli!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ABD ile Beylikova NTE madenciliği anlaşma iddialarını Meclis’e
taşımış ve “Erdoğan’a mani olun. Mani olun. Türkiye nadir elementlerle ilgili ayağa kalkmalıdır. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz” demişti. Burada
Özgür Özel’in dikkat çektiği şey NTE madenciliğine bir karşıtlık içermediği açık. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) Özgür Özel’in açıklamasına verilen yanıtta ise, Eskişehir Beylikova Nadir Toprak Elementleri (NTE) sahasının ABD’ye devredileceği yalanlandı. Açıklamada, “Çalışmaların yerli ve millî imkânlarla yürütüldüğü, Eti Maden’in pilot tesisinin faaliyette olduğu ve endüstriyel üretim hazırlıklarının Türkiye’nin tam egemenliği doğrultusunda sürdürüldüğü” iddiasına karşın Kırşehir’deki ÇED raporu gerçekleri ortaya koyan içerikte.
Emperyalistlere teslimat örneği
NTE madenciliğinin yaratacağı ekolojik yıkım ne Özgür Özel’in ne de iktidarın gündeminde olmaması dikkat çekerken, ortaya çıkacak yıkımın Yerli-Milli meselesine indirgenmesi geleceğimizi kurtaracak bir yaklaşım olamayacağı gibi iktidarın ‘yerli-Milli’ vurgularının içi boş vurgular olduğunu bugüne kadarki pratiğinden anlamak mümkün. Kırşehir’de Kent Konseyi’nin yaptırdığı araştırma ve ÇED raporunda geçen “cevher yurtdışına taşınacak” olması, NTE madenciliğinin kısa vadede emperyalist ülkelerin eline nasıl teslim edileceğinin de bir örneğini ortaya koymakta.
EKOLOJİ SERVİSİ









