İmralı’da yapılacak tarihi bir çağrının hazırlıklarının yapıldığını ifade eden DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, ‘Bu büyük çağrıya kulak kabartmaya ve barış aklını hâkim kılmaya herkesi davet ediyoruz. Komplocular kaybedecek, tarihsel Kürt-Türk ittifakı barışı kazanacak’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat 1999’da yapılan komploya dair Meclis Genel Kurulu’nda söz aldı.
‘Komployu lanetliyorum’
Gülistan Kılıç Koçyiğit, 15 Şubat’ın Kürtler, Türkler, Araplar, Farslar ve bütün Ortadoğu halkları açısından tarihi bir önemde ve bir dönük noktası olduğuna vurgu yaptı. Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Şubat 1999’da Sayın Öcalan uluslararası bir komployla, öncülüğünü ABD’nin ve İsrail’in yaptığı bir komployla Kenya’dan kaçırıldı ve Türkiye’ye getirildi bir operasyon sonucu. Öcalan bu yasa dışı operasyonla Türkiye’ye getirildiğinde, Kürt halkının ifadesiyle o gün aslında kara bir gündü. Bu komployu ve bu komployu gerçekleştirenleri bir kez daha lanetlediğimi buradan ifade etmek istiyorum” dedi.
‘Kendi ajandalarını işlettiler’
Gülistan Kılıç Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu komployu gerçekleştiren küresel güçlerin aslında amacı gayet açıktı. Özellikle Sayın Öcalan şahsında Kürtlere, halklara yönelik büyük bir komplo gerçekleştirmek istediler ve aslında, amaçları, halkları birbirine düşürmek ve yüzyıl sürecek bir Kürt ve Türk savaşını devam ettirmek istedikleri netti. Belki de yüzyıl sürecek bir savaşın yaşanması planlandı ve bütün bu savaş üzerinden de aslında Ortadoğu halklarının geleceğine ve Orta Doğu’ya da müdahale edilmek istendi. Bugün uluslararası komployla, aslında, emperyalistlerin farklı veçhelerle de olsa adım adım kendi emellerini, kendi amaçlarını, kendi ajandalarını işlettiklerini görüyoruz. O anlamıyla Ortadoğu’yu kendi istekleri doğrultusunda dönüştürmek isteyen bu uluslararası güçlerin karşısında durmak bugün de en büyük tarihsel sorumluluklardan biridir.
Abdullah Öcalan’ın yoğun bir çabası var
15 Şubat 1999, Orta Doğu halkları açısından, dediğim gibi, önemli bir tarihtir ve bugün ne olup ne bittiğini anlamak, tahlil etmek açısından da 15 Şubat 1999’a iyi bakmak gerekiyor. Bugün bölgemizde büyük bir altüst oluşun yaşandığını çok iyi biliyoruz, haritaların yeniden değiştirilmek istendiğini çok iyi biliyoruz ve aslında, bütün bunların ilk tohumlarının da 15 Şubat 1999’da atıldığını da yine hepimiz çok iyi biliyoruz. Şimdi, tabii, 15 Şubat komplosuna karşı Sayın Öcalan’ın da bu komployu boşa çıkarmak için yoğun bir mücadelesi, yoğun bir çabası olduğunu ifade edelim. Emperyalistler değil, haklar kazansın diye 1999’dan, Türkiye’ye getirildiği günden bugüne bir mücadele yürüttüğünü ve emperyalistlerin ‘Tavşana kaç, tazıya tut.’ politikasını boşa çıkarmak, ifşa etmek için de yoğun çaba harcadığını yine çok iyi biliyoruz.
Durduğu çizgiyi hiç değiştirmedi
Bugün, her zamankinden fazla, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümünün önünün açılması ihtiyacı da tam da bu komplo nedeniyle daha da önemlidir. Evet, aradan geçen 26 yılda, Sayın Öcalan Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözüm noktasında aslında durduğu çizgiyi hiç değiştirmedi ve uluslararası bu komployu boşa çıkarmak için de her zaman çalıştı, çabaladı, kendi çözüm önerilerini, Türkiye’nin demokratikleşmesi, bölgenin demokratikleşmesi, Kürt sorununun şiddetten arındırılmış, demokratik ve barışçıl yollardan çözülmesi için de görüş ve fikirlerini her zaman söyledi.
Kritik bir eşikteyiz
Şimdi kritik bir eşikteyiz, yeniden 15 Şubat’ın arifesindeyiz ve 26’ncı yılına girecek 15 Şubat komplosu. Tam da böyle tarihî bir dönemde, aslında, İmralı’da yapılacak tarihî bir çağrının hazırlıklarının yapıldığını da hepimiz çok iyi biliyoruz. O anlamıyla, tarihsel Kürt-Türk ilişkilerinin demokratikleşmesi ve bu büyük çağrının gerçek anlamda toplumsal karşılık bulması, bu anlamıyla tecrit politikalarının, katliam politikalarının ve bütün antidemokratik yapılan işlerin ortadan kaldırılması için burada yapılacak bu çağrıya yani büyük Kürt-Türk ittifakına, Kürt sorununun demokratik çözümüne ilişkin yapılacak bu çağrıya kulak kabartmaya ve barış aklını hâkim kılmaya, barış dilini hâkim kılmaya, çözüm aklını hâkim kılmaya da -hepimiz- herkesi davet ediyoruz. Evet, bugün her kim ki Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünün taraftarıysa aynı zamanda emperyalistlerin Ortadoğu politikasını da boşa çıkaran bir pozisyon almış olacaktır. O anlamıyla, emperyalistlerin Ortadoğu’sunu değil halkların Ortadoğu’sunu, inançların Ortadoğu’sunu, kimliklerin Ortadoğu’sunu ama en önemlisi, demokratik bir Ortadoğu’yu ve demokratik bir Türkiye’yi inşa etmek bugün tarihsel bir sorumluluğumuzdur.
Sahipleneceğiz
Bizler DEM Parti olarak Sayın Öcalan’ın yapacağı çağrıyı sahipleneceğimizi bir kez daha vurguluyoruz ve bu konuda üzerimize düşen bütün çabayı harcayacağımızın da altını çiziyoruz. 26’ncı yıl dönümünde komplocular kaybedecek, 26’ncı yıl dönümünde komplolar kaybedecek; tarihsel Kürt-Türk ittifakı, tarihsel Kürt-Türk barışı kazanacak diyorum.”
ANKARA