Barış için Kadın Girişimi komisyonda, savaş ve çatışmalardan en çok etkilenen kadınların taleplerini dile getirdi. Beş acil talep sunan kadınlar ayrıca Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşme yolunun açılmasını talep etti
Barış için Kadın Girişimi, Meclis’te yaptığı toplantıda, savaş ve çatışmalardan en çok etkilenen kadınların taleplerini sundu. İlk olarak söz alan Avukat Ruşen Seydaoğlu, savaş, zorla kaybettirilme, göç ve tutuklamalara rağmen kadınların yaşamı yeniden kurma çabasını anlattı. Seydaoğlu, 2016’da Cizre’de 79 günlük ablukanın ardından Sur, Nur, Cudi ve Yafes mahallelerinde yıkıntılar arasında yaşam alanı kurmaya çalışan kadınların örneğini paylaştı: “Beslememiz gereken çocuklarımız var, oturup üzülecek vaktimiz yok” dediler.
Devletin rolü ve kadınların yoksullaşması
Seydaoğlu, savaşın en çok kadınları yoksullaştırdığını belirterek, Kürt illerinde 1990’lardan bu yana uygulanan kalkınmayı engelleme ve göç ettirme politikalarının kadınların katmerli yoksulluğu ile bağlantılı olduğunu vurguladı. Barışın sağlanabilmesi için demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü yaşamın kurulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca devletin sürecin şeffaf ve öngörülebilir olmasına dair adım atmasının elzem olduğunu söyledi.
Kadın Girişimi taleplerini sundu
Ruşen Seydaoğlu ve Feride Eralp, öncelikli taleplerin askeri operasyonların durdurulması ve tezkerelerin iptali ile ortamın barış için hazırlanması gerektiğini vurguladı. Talepler şunları içeriyor:
Siyaset Suç Olmaktan Çıkmalı: Siyaset suç kapsamından çıkarılmalı, TMK ve benzeri yasal düzenlemeler kaldırılmalı. Demokratik haklarını kullanan vekiller, gazeteciler, akademisyenler, belediye başkanları ve öğrencilerin rehin tutulması çifte standart oluşturuyor. Hasta tutsaklar serbest bırakılmalı, ATK siyasi baskı aracı olmaktan çıkarılmalı.
Kayyımlar Geri Çekilsin: Kayyım uygulamaları sonlandırılmalı ve OHAL dönemli Cumhurbaşkanı Kararnamesi iptal edilmeli. 164 belediyeye kayyım atanmış olup bunların çoğu Kürdistan’daki belediyelerdir. Kayyım uygulamaları, kadınların kurduğu sığınak, danışma merkezi ve kadın birimlerini kapatmıştır. Örnek olarak Wan’da Jin Kart’ın iptali, Şamîran Kadın Merkezi’nin kapatılması ve kadın kooperatiflerinin dağıtılması gösterildi. Kayyım sistemi eş başkanlık modelini kriminalize etmektedir.
Anadilde Eğitim ve Eşitlik: Sürecin altyapısı tüm kimlik ve aidiyetler için eşitlik ve kapsayıcılık temelinde kurulmalı. Anadilde eğitim ve hizmet alma hakkı Kürt halkının eşit yurttaşlık hakkının ayrılmaz parçasıdır. Kadınların yüzde 80’inden fazlası okuma-yazma bilmemektedir ve Türkçe bilmeyen kadınlar kamusal hizmetlere erişimde ciddi engellerle karşılaşmaktadır. Çok dilli toplumların daha güçlü ve demokratik örnekler sunduğu hatırlatıldı. İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesi çağrısı yapıldı.
Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu: Savaş suçlarını araştıracak bağımsız bir komisyon kurulmalı. Kadın bedenine yönelik cinsel şiddet görünür hale getirilmeli, failler ve koruyan yapılar yargılanmalı. Zorunlu göçlerle boşaltılan köyler sahiplerine iade edilmeli, tahrip edilen doğa ve kadın emeği telafi edilmelidir.
Abdullah Öcalan ile Görüşme: Barış sürecinin şeffaf yürütülmesi ve tüm tarafların, özellikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sürece dahil edilmesi gerektiği vurgulandı. Kadın örgütleri ve sivil toplum süreçte aktif rol almalı, gerillaların güvenli biçimde sivil hayata katılımı sağlanmalıdır. Kadınların dağa katılım nedenleri yalnızca etnik değil, patriyarkal baskı ve erkek şiddetinden kaçış gibi toplumsal faktörlere dayanmaktadır.
Feride Eralp’in sözleri kesildi
Feride Eralp konuşurken, devlet kaynaklı cinsel şiddete dikkat çektiği için komisyon üyeleri tarafından sözleri bölündü. Eralp, bunun İsrail askerlerinin soykırım ve cinsel şiddet örneklerine benzediğini belirtti.
Meclis Başkanı’ndan açıklama
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, konuşmacılara saygı duyulduğunu belirterek, geçmiş acılar üzerinden radikal suçlamalar yapılmasının yapıcı sonuç getirmeyeceğini söyledi. Kurtulmuş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bütünüyle suçlamanın fayda sağlamayacağını ve ortak bir çaba ile 86 milyon insanın müşterek geleceğinin inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
Kaynak: MA