Suriye’nin kıyı kentlerinde Alevi kadınların kaçırıldığını söyleyen Kongra Star Dış İlişkiler Üyesi Ronahi Hesen, ‘Alevi halkını bir bütünen yok etmek istiyorlar. Birçok kadından haber alınamıyor’ dedi
Baas rejimini yıkılmasıyla birlikte HTŞ Şam’da geçici hükümet ilan etti. İlan edilen hükümet içerisinde farklı etnik kimlikler, diller ve dinler yok sayılırken, Suriye’nin Lazkiye, Hama, Humus ve Tartus başta olmak üzere kıyı kentlerinde Alevilere yönelik katliamlar başladı. Gerçekleşen katliamlarda kadınlar ve çocuklar hedef alındı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) 15 Nisan’da yayınladığı rapora göre, son bir ay içinde 17 kadın ve çocuk kaçırıldı, 5 Alevi ise katledildi.

Alevi kentlerindeki katliam ve kaçırmalara dair dair kıyı kentlerinde çalışma yürüten Kongra Star Dış İlişkiler Üyesi Ronahi Hesen, değerlendirmelerde bulundu. Baas rejiminin yıkılmasıyla beraber Suriye’de bir umudun oluştuğunu belirten Ronahi Hesen, “Bu umut aynı zamanda Alevi halkı arasında da oluştu. Çünkü Alevi halkı Baas rejiminden kaynaklı onların da yaşadığı çok sorun vardı. Rejimin düşmesinden sonra Alevilere yönelik saldırılar oluyordu. Ancak 7 Mart’ta Alevilere yönelik büyük bir saldırı oldu. Alevileri Baas rejimi ile bağlantılı hale getirmeye çalışıp, onları katliamdan geçirmek istiyorlardı. Ve bunu kimi bölgelerde yaptılar. Bu saldırılar kapsamında birçok kadın kaçırıldı, katledildi” diye ekledi.
‘Alevi kadınlar pazarda satılıyor’
2014 yılında DAİŞ’in Êzîdî kadınlarını pazarlarda sattığını hatırlatan Ronahi Hesen, “Bugün Alevi kadınları pazarlarda satılıyor. Evleri talan ediliyor. Yapılan saldırılarda şunu gördük ki Alevi halkını bir bütünen yok etmek istiyorlar. Birçok kadından haber alınamıyor, bu kadınların nereye götürüldüğünü bilmiyoruz. Paylaşılan resmi rakamların çok ötesinde kadınların kaçırıldığı bilgisi var. Dijital medya mecralarında HTŞ üyelerinin paylaştığı bazı videolarda kıyı kentlerinde yapılan operasyonlarda kadınları da beraberinde kendileri ile birlikte götürüldüğü belirtiliyor” dedi.
‘Katliamlara karşı bir sessizlik hakim’
HTŞ’nin geçmişine değinen Ronahi Hesen şöyle devam etti:
“Şuan kurulan hükümette tek bir milleti esas alınıyor. Oysa Suriye’de tek bir halk yaşamıyor. Arapların yanı sıra Kürtler, Dürziler, Aleviler, Hıristiyanlar, Türkmenler yaşıyor. Bundan kaynaklı kimse Şam hükümetine güvenmiyor. Dürzilerin ve Alevilerin Özerk Yönetime güvenleri var. BM başta olmak üzere insan hakları örgütleri Alevi katliamını durdurmak için herhangi bir adım atmıyor. Özerk Yönetim, Aleviler için yardımlar göndermeye çalıştı, ancak bu yardımlar engelleniyor. Yaşanan katliamlara karşılık büyük bir sessizlik hakim.”
‘Birlik olmak zorundayız’
Alevilere yönelik gerçekleşen katliama ilişkin uluslararası insan hakları örgütlerine çağrıda bulunan Ronahi Hesen, “Bizler Suriye’de yaşayan kadınlar olarak birlik olmak zorundayız. Saldırılara karşı çıkmanın tek yolu örgütlenmektir. Örgütlülüğün olmadığı zaman saldırılara açık hala gelme durumu oluyor. Bizler de Özerk Yönetim olarak Alevi kadınların yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Kıyı bölgelerinde yaşayan kadınlar bize ulaşıyorlar ve kendilerine destek olmamızı talep ediyorlar. Orada yaşanan katliamı önlemek ve kadınları güvenli bölgelere taşımak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Haber: Derya Ren \ JINNEWS