Hasta tutuklu yakınları, cezaevlerinde 457’si ağır olmak üzere bin 333 hasta tutuklu bulunduğunu söyleyerek, ‘Sivas Katliamı sanığının serbest bırakılması vicdani değil politik bir karardır. Yasa eşit uygulansın’ dedi
İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre 2019 yılında adli ve siyasi olmak üzere toplamda 50 hasta tutuklu yaşamını yitirdi. Farklı cezaevlerinde 457’si ağır olmak üzere bin 333 hasta tutuklu bulunuyor. Hasta tutuklular, Adli Tıp Kurumu (ATK) ve hastanelerin “Cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen serbest bırakılmıyor.
Böylesi bir tabloda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Sivas Katliamı sanığı Ahmet Turan Kılıç’ı yaşı ilerlediği gerekçesiyle serbest bırakmasına tepkiler sürüyor.
Tarsus 3 No’lu T Tipi Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklu Abdülaziz Özdemir’in kardeşi Güler Özdemir, 25 yıldır cezaevinde tutulan abisinin sayısız hastalığı olduğunu söyledi. Özdemir, “Eli ve ayakları yatağa kelepçeli bir şekilde yaşamını yitiren Koçer Özdal gibi yüzlerce tutuklu halen cezaevinde tutulmaya devam ediliyor” dedi.
Özdemir, ağabeyinin 9 Şubat 2016 tarihinde kalp krizi geçirdiğini ve anjiyo ameliyatı geçirdiğini söyledi. Özdemir, şu bilgileri verdi: “Sağ testiste kist oluşmuş ve bu kist ameliyatla alındı. Prostat rahatsızlığından kaynaklı bir kez ameliyat oldu. Çenesinde çıkan kemikten iki kez ameliyat olmuştur. 2018 yılı Şubat ayında belindeki kaslardan cilt kanseri nedeniyle ameliyat geçirmiştir. 2008 yılında böbrekteki oluşan taş, 4 seansla kırılmış, ancak taş tekrar oluşmuş ve çok sancı çektiğini ifade etti. Ciğerlerinde büyüme var ve oynak tansiyon hastasıdır; aniden 4-5’e düşüyor ya da tersi olarak 18-19’lara kadar çıkıyor. Ayrıca mide rahatsızlıklarının yanı sıra hemoroid, faranjid, sinüzid gibi hastalıkları da var.”
Sivas Katliamı sanığı Kılıç’ın serbest bırakılmasının vicdani olmadığının altını çizen Özdemir, kararın politik olduğuna değindi. Özdemir, “Topluma ‘Ben istediğim kişiyi bırakır, istemediğimi de içeride tutarım’ demek istiyorlar. Cezaevlerinde tutulan bütün hasta tutuklular ayrım gözetmeksizin serbest bırakılmalı. Hasta tutuklular serbest bırakılana kadar bütün vicdan sahibi insanlar bir araya gelerek sesini yükseltmesi gerekiyor” diye konuştu.
‘Bir Alevi olarak beni üzdü’
Tekirdağ 2 Nolu F tipi Cezaevi’nde tutulan Teyfik Kalkan’ın ablası Cevriye Kalkan, kardeşinin 29 yıldır cezaevinde tutulduğunu belirterek, Hepatit B, ülser, deride halen tam çözülemeyen kaşıntı, dökülme, morarma gibi belirtiler gösteren rahatsızlıkları bulunduğunu söyledi.
Serbest bırakılan Kılıç için, “Herhangi bir tutuklu olsaydı belki etkilenmezdim fakat Sivas gibi acı bir felaketin aktörü olması çok üzücü. ‘Dede’ denip masumlaştırılmaya çalışılması, bir Alevi ve hasta tutuklu yakın olarak beni ve vicdan sahibi herkesi üzdü” ifadelerini kullandı.
Kalkan, “Bu karar Erdoğan’ın bu ülkede katillerle mafya arasında nasıl bir gönül bağı olduğunu açıkça gösteren tutumdur. Bu ülkede söz konusu Kürtler olunca vicdan kalmıyor. Kimse sesimizi duymuyor. Bu zulüm bitsin artık ve hasta tutuklular derhal serbest bırakılsın” şeklinde konuştu.
‘Yasa eşit uygulansın’
Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde tutulan Tiroid kanseri Cihat Özdemir’in ablası Elif Özdemir de, kardeşinin 20 yıldır cezaevinde tutulduğunu, kanser dışında onlarca hastalıkla mücadele ettiğini belirtti. Kardeşine hastanelerde yanlış teşhisler konulduğunu ve kelepçeli muayene dayatıldığını söyleyen Özdemir, İHD aracılığıyla Adalet Bakanlığı’na kardeşinin serbest bırakılması için başvuruda bulunduğunu, ancak olumlu ya da olumsuz bir cevap alamadıklarını ifade etti.
Özdemir, şunları söyledi: “Sivas’ta 33 canı katleden sanığı bıraktılar oysa cezaevlerinde binden fazla hasta tutuklu var. Bu şunu gösteriyor ‘biz zalimden yanayız, canilerden tarafız. Bu yasayı da canımızın istediği kişilere uygularız’ diyorlar. Hasta tutukluların sayısı cezaevlerinde tabutlar çıktığı zaman azalıyor. Yasa varsa herkes için uygulansın, eşit davranılsın bir kişi aradan seçilip cımbız ile çekilerek bırakılması kabul edilemez” diye konuştu.
Ankara’da daha önce İnsan Hakları Anıtı önünde hasta tutuklular için duyarlılık çağrılarının yapıldığını ve eylemlere katılımın yüksek olduğunu dile getiren Özdemir, “Siyasi iktidar katılımları azaltmak için eylemleri yasakladı ve dar alanlara sıkıştırdı. Cezaevlerinde hasta tutukluların sesini kısanlar dışarıda onlar için ses yükselten bizlerin sesini de kısmaya çalışıyorlar” diye belirtti.
