Kadına yönelik şiddet davalarında koruma tedbiri başvurularında delil istendiğini söyleyen Avukat Hediye Gökçe Baykal, ‘Elektronik kelepçe’ yetersizliği öne sürülerek tedbir kararı uygulanmadığını belirtti
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği 2021’den beri artan şiddet ve kadın cinayetinin yanında kadınlar, şiddete karşı “koruma” veya “uzaklaştırma” kararına erişemiyor. Türkiye’de 2025 yılı içerisinde en az 17 kadın koruma kararı varken katledildi. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatlarından Hediye Gökçe Baykal, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle birlikte kadına yönelik şiddetin arttığını belirten Hediye Gökçe Baykal, “6284 Sayılı Kanun’a göre koruma kararı verilebiliyor. Orada da ikili bir durum ortaya çıktı. İstanbul Sözleşmesi ile 6 aya kadar koruma kararı verilebiliyorken sözleşmeden çekildikten sonra bu süre bir aya kadar gerilemiş durumda” dedi.
‘Delil isteniyor’
Bazı mahkemelerin kanuna aykırı olarak koruma kararı başvurusunda delil istediğini kaydeden Hediye Gökçe Baykal, şunları söyledi:
“Sorun bu kararı alabilmekte başlıyor. Eskiye göre bu kararı almakta zorlandığımızı söylemek mümkün. Bununla birlikte koruma kararlarının da etkili şekilde uygulanmadığını görüyoruz. Karar ihlal edilirse yine şikayet süreci ve uzun yargılama süreci başlıyor yani hemen müdahale edilebilecek bir şey değil. Elektronik kelepçe uygulanmasını talep ediyoruz ama çoğu zaman yeterli elektronik kelepçe olmadığı için reddediliyor. Daha çok muhaliflere yönelik elektronik kelepçe kullanıldığı için başvurulara ret veriliyor. Devletin kadınları koruyamayacak kadar elektronik kelepçe alımında bütçesinin yetersiz olduğunu düşünmüyorum ama devletin öncelikleri başka.”
‘Ceza indirimi uygulanıyor’
Hediye Gökçe Baykal, kadın cinayetlerinin artışında en büyük nedenlerden birinin cezasızlık politikası olduğunu ifade etti. Faillerin iyi hal indirimi, haksız tahrik indirimi gibi gerekçelerle verilen cezaların da düşürüldüğünü ifade eden Hediye Gökçe Baykal, şu ifadeleri kullandı:
“Failler genelde suç üstü yakalanıyorlar. Burada en önemli konu cezanın miktarı ve yapılan indirimler. Orada da toplumsal cinsiyet bakış açısının hakimlerde de olması gerektiğini, o bakış açısıyla davalara bakması gerektiğini düşünüyorum. Verilen cezalar, Türkiye’de yaşayan tüm kadınların güvenliği için verilmiş durumda. Hakimlerin kadın cinayetleri dosyalarında daha duyarlı olmaları gerektiğini hatırlatmaya çalışıyoruz.”
Kaynak: MA









