• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
28 Ekim 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Abdullah Aysu

Küçük aile çiftçiliği dedikleri

28 Ekim 2025 Salı - 00:00
Kategori: Abdullah Aysu, Yazarlar
Tarım ‘vize’ kriteri (mi?)

Köylüler; hiç toprağı olmayanlar ile az, orta ve çok toprağı olanlar diye ayrılırlar. Çok toprağı olanlar, toprak ağaları ve kapitalist şirket tarımcılığı yapanlar olmak üzere iki kesimdir. Bunların her ikisi de işçi çalıştırırlar. Küçük aile çiftçiliğinin ortadan kalkmasından yanadırlar.

Ücretli işçi çalıştırmadan, kendi aile bireyleri ile toprağını ekip biçenlere de küçük aile çiftçileri denmektedir. Türkiye’de çiftçilik yapanların çoğunluğu küçük aile çiftçileridir. Bugün tarımda uygulanan politikalar nedeniyle küçük aile çiftçiliği yapanlar, değirmen taşı arasındaki buğday tanesi misali, ezilmekte, öğütülmekte, un ufak edilmektedir.

Türkiye’de küçük aile çiftçileri de kendi aralarında endüstriyel tarım tarzı ile üretim yapanlar ile üretim sürecinde kimyasal kullanmayanlar olarak ikiye ayrılırlar.

Endüstriyel tarım tarzıyla üretim yapan küçük aile çiftçileri, üretim sürecinde kimyasal kullanırlar. Küçük aile çiftçiliğinin çoğunluğunu da bunlar oluşturmaktadır. Toplum/halk, bu tarz üretim yapan küçük aile çiftçilerin üretime hem devam etmelerini hem kimyasal kullanmamalarını insan ve doğa sağılığı için talep etmektedir.

Toprağa saygı

Üretim sürecinde kimyasal kullanmayan küçük aile çiftçileri, üretimin beşiği-anası olan toprağa saygı duyarlar, toprağı hor görmez ve davranmazlar. Onlar, toprağın altını da üstünü de severler. Toprak altı canlılarını, üzerindeki bitkiye besin ürettikleri, sağladıkları için gözetirler, kollarlar. Topraktaki canlılarına zarar verir kaygısıyla kimyasal kullanmazlar. Toprağın üstündeki canlılara da zehir kullanmaz, öldürmez onlar. Önlem alır, üretim alanlarından uzaklaştırırlar. Bu yolla onları doğal avcılarıyla buluşturarak ekolojik dengenin oluşmasına destek olurlar. Doğanın kendisini onarmasına böyle yardım da etmiş olurlar. Çiftçi ile toprak canlıları böyle dayanışma içindedirler. Toplum ve ekolojistler bu tarz üretim yapan aile çiftçiliğinin korunması ve sayılarının artmasından yanadırlar.

Çokça konuşulan, savunulan, eleştirilen küçük aile çiftçiliğini içerden görüp, bir günlüğüne de olsa onlarla yaşayıp sizlere aktarmak istedim. Bu amaçla Ula’ya bağlı Portakallı Köyüne/Mahallesinde kimyasal kullanmadan bilgi ve tecrübelerine dayalı olarak ürün üreten, yani ekolojik bilge tarım yapan bir aileye konuk oldum.  Bu çiftçi ailenin yirmi dört saatini izledim, gözlemledim. Fotoğrafladım. Sizinle paylaşmak istedim.

Buyurun keyifli okumalar.

Horoz sesiyle uyanmak

Sabah erken horoz sesi ile uyanıldı.

İlk Güzellik (köpeğin adı) Gülümser Sarı ablanın önüne dikildi. Kuyruğunu bir pervane gibi döndürerek, sağa sola sallamaya başladı.

“Bütün gece uyumadım. Tavuk ailesini tilkilerden korudum. Çok açım, dinleneceğim artık” dedi.

Süt, yumurta ve etten oluşan Güzellik’in yemeği kabına kondu. Yedi. Görevine karşılık hakkını aldı. Dinlenmeye geçti, ama tedbiri elden bırakmadan, evi kollamaya devam etti.

Ayağına dolanan kediler; “Sayemizde fare uğramıyor bu yöreye; bahçeye, bostana. Farelerin bekçileriyiz, aç kedi fare ile oynamaz” dediler. Bekleşen, ayak altında dolanan kediler beslendi Güzellik’in ardından.

Sabah “ü ürüüü üüüü!” diye ünleyerek uyandırdık sizleri” diyen horoz, tavuk ailesi için yeminin verilmesini beklemeye koyuldu. Kedilerden sonra sıra kivilerin gölgesinde yaşayan tavukların beslenmesine gelmişti. Tavukların yemi bahçenin çeşit çeşit, sebzelerden derlenip, toparlandı, bir de yemek artıkları kaplarına konuldu. Yeşilliklere yumulan horozlu tavuk ailesi, öğleden sonra ikindiye doğru, “gıt gıt gıdak, yumurtam sıcak!” diyerek yumurtladıklarını muştuladılar. Omega üç bakımından zengin, sarıları gerçek sarı olan, içinde yeni bir canlının embriyonunu taşıyan, tadı lezzeti çok güzel, nefis yumurtalar ikindi üzeri toplanacaktı.

Herkesin sırası var

Gezen tavukları çevreleyen tel örgüler lif kabaklarıyla sarılı. Ortada on yıllar yaşında bir dut ağacı var; olgunlaşan, dökülen dutlarından tavukların beslendikleri. Yaşam alanlarının bir kısmında kivi çardağı var; gölgesinden tavuk ailelerin faydalandıkları.

Tavuklar da dışkılarını, kivi bitkisi, lif kabağı ve onlara gölgelik yapan dut ağacına besin olarak sunuyorlar her daim. Alacak verecek bırakmadan- ertelenmeden “karşılıksız faydaya” dayalı doğal alışverişlerinin böyle tamamlıyor, bitkiler ile hayvanlar. Böyle bir döngü işte küçük aile çiftçiliğinin bir bölümü.

Bakım sırası, melemeleriyle karınlarının aç olduğunu duyuran keçilere geldi. Onların, bu sabahki kahvaltıları için muz yaprakları, dut dalları kesilerek verildi kendilerine. Melemelerini kesip, yapraklara yumulan keçiler yedikleri doğal, yeşil yaprak yemlerle karınlarını doyurdular. Memeleri süt ile kabardı, şişti. Sütleri sağıldı. Keçilerin dışkıları onları besleyen bahçe, bostan bitkilerine verildi.

Doğal döngü

Gülümser ablanın küçük aile tarzı tarımsal üretiminde; topraktan bitkinin, bitkiden hayvanın ve insanın, hayvanın dışkısından toprağın beslendiği döngü dünyası böyle. Bu döngüyü katlanır kılan ise canlıların birbirlerinden esirgemeden takas ettikleri sevgileri…

Keçilerin yapraklarını yedikleri arta kalan dallar toplanıp ocakta yakacak olarak kullanılacaktı, ocakta yemekler pişecek, çaylar demlenecek. Kısacası Gülümser ablanın üretim ve yaşam alanında her şey doğal döngüye tekrardan dahil oluyor, geriye çöp namına bir şey kalmıyor.

Evin ihtiyacı olan, biber, havuç, patlıcan, domates, bamya hasadına geldi sıra. Toplanan tazeler yıkandı. Renk, renk, tat, tat kimyasalsız, ilaç kalıntısız, besin bakımından zengin tazeleri pişirmek ve közlemek için kuru dallar ocağa yerleştirildi. Dal parçalarıyla ocak tutuşturuldu. Bacada duman tüttü. Ocaktaki odun alev aldı. Kahvaltılıklar ateşte közlendi, pişirildi. Alın teri ve yoğun emek ve bilgelikle üretilmiş ürünlerden hazırlanmış kahvaltıya oturuldu.

Kahvaltı sonrası damlama sulama boruları gözden ve elden geçirildi. Otlar ayıklandı. Ve öğle yemeği hazırlandı. Üzerine çay içildikten sonra dinlenmeye geçildi.

İkindi vakti tavuk ailesinin yumurtaların toplanması, yemlerinin ve suların takviyesi yapıldı.

Kedilerin, keçilerin içeceği suyun eksiği tamamlanıp, yenilendi, tazelendi.

Saygı değer bir iş

Üretilen ürünlerin aile ihtiyacından fazla olanları satışa gönderildi. Akşam yemeği hazırlıkları başladı. Tavukların kapısı kapatıldı.

Bir günlük iş bu. Küçük aile çiftçilerinin günlük çabası böyle, ama bununla bitmiyor işleri. Birde sezonluk olarak toprak işlenmesi, buğday ve susam ekilmesi, zeytin budaması, bakımı, hasadı var.

Meyve üretim sürecinin periyodik bakımları, hasad dönemi meyvelerin toplanıp ihtiyaç fazlasının satışa gönderilmesi işleri var daha. Görüldüğü üzere küçük aile çiftçiliği sürekli işleyen, işledikçe ışıldayan saygı değer bir uğraş…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bir yolcu

Sonraki Haber

‘Aile Yılı’ kuşatmasına Rojava’dan bir bakış

Sonraki Haber
‘Aile Yılı’ kuşatmasına Rojava’dan bir bakış

‘Aile Yılı’ kuşatmasına Rojava’dan bir bakış

SON HABERLER

Sıra devlette!

Sıra devlette!

Yazar: Heval Elçi
28 Ekim 2025

Tam zamanında yapılan uyarı

Tarihi ‘fedakârlık ve samimiyet’ adımı

Yazar: Bedri Adanır
28 Ekim 2025

‘Amed’de konser bir rüyaydı’

‘Amed’de konser bir rüyaydı’

Yazar: Aziz Oruç
28 Ekim 2025

‘Aile Yılı’ kuşatmasına Rojava’dan bir bakış

‘Aile Yılı’ kuşatmasına Rojava’dan bir bakış

Yazar: Heval Elçi
28 Ekim 2025

Tarım ‘vize’ kriteri (mi?)

Küçük aile çiftçiliği dedikleri

Yazar: Heval Elçi
28 Ekim 2025

Bir yolcu

Bir yolcu

Yazar: Bedri Adanır
28 Ekim 2025

Avrupa’nın yeni savunma mimarisi ve Türkiye

Avrupa’nın yeni savunma mimarisi ve Türkiye

Yazar: Heval Elçi
28 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır