• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
21 Kasım 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Editörün Seçtikleri

Kürdistan yıllarca savaşla şimdi de eko-kırımla talan ediliyor

21 Kasım 2025 Cuma - 10:41
Kategori: Editörün Seçtikleri, Ekoloji
Kürdistan yıllarca savaşla şimdi de eko-kırımla talan ediliyor

Devlet yıllarca insanlara savaşla çektirdiklerini şimdi sermaye, madencilik ve eko-kırım suçu ile çektirdiğini belirten Avukat İpek Sarıca, ‘Kürdistan’ın her yerinde bir ihale süreci hızlanmış’ dedi

7554 Sayılı Maden Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye ve Kürdistan’da madencilik faaliyetlerinin önü açıldı. Yasayla birlikte maden arama, işletme ve izin süreçlerinin kolaylaştırılması hedeflenirken, çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreçlerinde esneklik getirildi. Yasanın uygulanmaya başlanmasıyla birlikte özellikle Kürdistan’da ormanlık alanlarda, zeytinliklerde ve tarım sahalarında yoğun kesim, kazı ve sondaj faaliyetleri yürütüldü.

Şirnex, Colemêrg (Hakkari), Bêdlis (Bitlis), Dêrsim ve Mêrdin başta olmak üzere pek çok bölgede “güvenlik” gerekçesiyle yapılan ağaç kesimleri, maden ve petrol aramalarıyla birlikte genişledi. Zeytinliklerin talan edildiği Ege ve Marmara bölgelerinde de benzer şekilde maden şirketlerinin faaliyetleri arttı; köylülerin geçim kaynağı olan zeytin üretimi zarar gördü.

Doğa talanına ilişkin, Avukat İpek Sarıca, değerlendirmede bulundu. Kürdistan’da ormanların, meraların ve su kaynaklarının hızla sermayeye açıldığını ifade eden İpek Sarıca, bu talanın yalnızca Kürdistan’a özgü olmadığını, doğal varlıkların artık her yerde sermayeye rant kapısı açmak için kullanıldığını belirtti.

2000’lerdeki ekonomik kriz sonrası sermayenin üretim yerine ham madde alıp satarak para kazanmayı öğrendiğine dikkat çeken İpek Sarıca, “Türkiye’de 2000’lerde madenciliğin para ettiği öğrenildi. Bir ekonomik krizin etkisiyle de bu bir talan haline geldi. Bu talan parçası da talandan dolayı da su varlıkları, doğal varlıklar, meralar her yer etkileniyor şu an ve bu süreçte daha da etkilenecek gibi duruyor. Başımızda büyük bir bela olan 7554 sayılı kanun var. Kanunun şu an eğer ki Anayasa Mahkemesi hızlı bir şekilde bir karar çıkarmazsa veyahut Danıştay’dan veya herhangi bir açılan davadaki anayasaya aykırılık itirazları görüşülmezse işimiz daha da zorlaşacak” şeklinde konuştu.

Şirnex’ın ardından Sêrt’te kesim başlayacak

Özgürlük için Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) Şirnex’te açmış olduğu bir davayı örnek gösteren İpek Sarıca, “Bu kesimlerin güvenlik gerekçesi gösterilerek orada üç tane gerillanın öldürüldüğü veya tespit edildiği gibi bir yazıyla orası güvenlik gerekçesiyle büyük bir mezra alanını kestiklerini de söyleyen bir kâğıt vardı. Diğer bir kâğıtta da güvenlik gerekçesi karakollar yapılması ve petrol arama faaliyetlerinin yapılması içindi. Bu petrol arama faaliyetlerinin yapılması için ilgili kâğıtta çok daha ilginç bir şey var. Şırnak’taki ormanların kesilmesini hızlandırılmasını istiyordu. Dosyada kamu yararı ve ülkenin ekonomik geleceğinin çıkarı için büyümesi açısından faydalı olacağı açıklaması var. Faydalı olacağı belirtilen yazıda Şırnak’ta başlayan kesimlerin ileri süreçte Siirt’te de gerçekleşeceği için ağaçların kesilmesi ve Siirt Orman İl Müdürlüğü’ne de yazı yazılmasının talep edildiği görülüyor. Bunu Şırnak İl Jandarma Komutanlığı talep ediyordu. Bunun ilerideki sonuçları veyahut bugünden başlayan yerelde tutulan kirliliği zaten ortada. Bir Gabar Dağı kalmamış, Cudi kalmamış kesimlerden dolayı. Bir kamu yararı, faydası yok” dedi.

İşlemlerin hızlandırılması talebi jandarmadan

Kamu yararı ortaya çıkmaz kararının çıkmasına rağmen jandarma komutanlıklarının orman kesimi yapılmasını talep ettiğini dile getiren İpek Sarıca, işlemlerin hızlandırılmasının jandarma komutanlıkları tarafından talep edildiğini söyledi.

Ekoloji mücadelesinin dört ayaklı olduğunu aktaran İpek Sarıca, siyaset, hukuk, toplumsal mücadele ve basın eksenine vurgu yaptı. Kanun görüşmesi sırasında komisyona girmek isteyen yurttaşların katılım sağlamalarına izin verilmediğine dikkat çeken İpek Sarıca, “Çünkü maalesef ki Meclis’te bulunan partiler bir ekoloji anlayışına tam olarak sahip değiller. Bizler o parça haline getirmeye çalışıyoruz bir şekilde mücadele ederek. Devlet bunu denetim yapmak zorundadır” ifadelerini kullandı.

‘Kürdistan’ın her yerinde ihale süreçleri hızlandı’

İpek Sarıca, “Devlet yıllarca orada insanlara savaşla çektirdiklerini şimdi orada sermayenin işleriyle, madencilik ve eko kırım suçu işleyerek çektiriyor. Kürdistan’ın her yerinde bir ihale süreci hızlanmış, özellikle sendikacılar da bu konuları konuşuyor. Maden sürecinde ÇED süreçleri de kısaldı. Süreç şu an tamamen sermayenin lehine geliştiriliyor. Kürt iş insanları da süreçlere hemen girelim, madenlerimizi açalım diye bekliyorlar” sözlerini kullandı.

Politik sorumluluğun herkesi ilgilendirdiğini dile getiren İpek Sarıca, “Devlet zarar veriyorsa, eko kırım suçu işliyorsa direniş göstermeliyiz. Hepimiz için sorumluluk bir anayasal sorumluluk hem de var olma kavgası artık. Sağlıklı yaşayabilme kavgası aynı zamanda. Böyle olduğu zaman hepimizde bir politik sorumluluk doğuyor. Ekolojinin siyasetini yapmak zorundayız bizler” şeklinde konuştu.

‘Eko-kırım suç sayılmalıdır’

Hukukun düzenlemeleriyle koruma görevini yüklediğini, Anayasa’nın 56. maddesinin bu hakkı güvence altına aldığını kaydeden İpek Sarıca, “Hukuk caydırıcı mekanizmalar getirmelidir; örneğin ceza hukukunda ‘eko-kırım’ tanınmalıdır. Eko-kırım suç sayıldığında, çevreye zarar verenler cezalandırılacaktır. Hukuk denetim mekanizmalarını kanunda açıkça düzenlemelidir. Hukuk yararlı olduğu anlar olsa da uygulamada büyük aksaklıklar var. Mahkemeler karar verse de idari uygulama çoğunlukla gecikiyor veya uygulanmıyor” sözlerine yer verdi.

Hukuka erişimin zorlaştığını, dava masraflarının halka ağır geldiğini vurgulayan İpek Sarıca, avukat ücretlerinin ve keşif bedellerinin yurttaşların karşılayamayacağı düzeye çıktığını aktardı. İpek Sarıca, “Danıştay’da keşif için önce 180 bin TL istendi; itirazla 120 bin  TL’ye indi. Sinop örneğinde dosya başına 250 bin TL istenmesiyle keşif maliyeti milyonlara ulaşıyor. Bilirkişilik ücretleri ve diğer masraflar yurttaşın dava hakkını fiilen kısıtlıyor. Asıl sorun yürütme kısmında: idari süreçler ve denetim eksik. Tire’de acele kamulaştırma davası sürerken zeytinlikler yok edildi; idare, karar uygulanmadan işe başladı. Mahkeme kararlarının uygulanma süresi bu yüzden etkisiz kalıyor. ÇED süreçlerinde adil katılım sağlanmıyor; 13 bin sayfalık rapor 6 saatte görüşülüp halka 15–20 dakika verildi. Bölgede içme suyu ve geçim kaynakları yok; köyler göçe zorlanıyor” şeklinde belirtti.

‘Barış süreci ekolojiyi kapsamalı’

“Barış sürecine ekoloji dahil edilmezse barış eksik kalır” diyen İpek Sarıca, denetim ve rehabilitasyon mekanizmalarının kurulmasının önemini belirterek, “7554 sayılı düzenleme gözden geçirilmeli; doğanın hak öznesi sayıldığı bir çevre hukuku için düzenleme yapılmalıdır. Yerel toplulukların ve kadınların karar süreçlerine katılımı güçlendirilmeli; sahada rehabilitasyon çalışmaları planlanmalıdır. Eğer bunu yapmazsak, Kürdistan’da ekoloji açısından barış hiçbir zaman anılamayacaktır” sözlerine yer verdi.

Haber: JINNEWS

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Îlham Ehmed: Genel bir çözüme açığız, Türkiye ile ortak çıkarlarımız var

Sonraki Haber

Yazar Çetin Lodi: Barış için cesur olmamız lazım, rolümüzü oynamalıyız

Sonraki Haber
Yazar Çetin Lodi: Barış için cesur olmamız lazım, rolümüzü oynamalıyız

Yazar Çetin Lodi: Barış için cesur olmamız lazım, rolümüzü oynamalıyız

SON HABERLER

İzmirlilerden asgari ücret tepkisi: Kaşıkla veriliyor, kepçeyle alınıyor

İzmirlilerden asgari ücret tepkisi: Kaşıkla veriliyor, kepçeyle alınıyor

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

Endonezya’da toprak kayması: En az 30 ölü, onlarca kayıp

Endonezya’da toprak kayması: En az 30 ölü, onlarca kayıp

Yazar: Bedri Adanır
21 Kasım 2025

Yazar Çetin Lodi: Barış için cesur olmamız lazım, rolümüzü oynamalıyız

Yazar Çetin Lodi: Barış için cesur olmamız lazım, rolümüzü oynamalıyız

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
21 Kasım 2025

Kürdistan yıllarca savaşla şimdi de eko-kırımla talan ediliyor

Kürdistan yıllarca savaşla şimdi de eko-kırımla talan ediliyor

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

Îlham Ehmed: Genel bir çözüme açığız, Türkiye ile ortak çıkarlarımız var

Îlham Ehmed: Genel bir çözüme açığız, Türkiye ile ortak çıkarlarımız var

Yazar: Bedri Adanır
21 Kasım 2025

AVKAMED tesisinden Dicle’ye zehir akıyor

AVKAMED tesisinden Dicle’ye zehir akıyor

Yazar: Aziz Oruç
21 Kasım 2025

Engelli 3 çocuğun maaşı kesildi: Gerekçe ‘siyasi’ denildi

Engelli 3 çocuğun maaşı kesildi: Gerekçe ‘siyasi’ denildi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
21 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır