• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
14 Mayıs 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Küresel bir altın madeninde bir Yunan kanaryası-Yanis Varoufakis*

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İflasla eş anlamlı hale gelen Avro bölgesi ülkesi bugünlerde bazıları için gizli bir hazine olduğunu gösteriyor. Birkaç yıl önce Yunan varlıklarını alan yatırımcıların, başka hiçbir piyasanın sağlayamayacağı getirileri kenara koyduklarından kutlamada bulunmak için yeterince gerekçeleri var. Ancak genelde olduğu üzere, gerçek olamayacak kadar iyi bir fırsat genelde gerçek değildir. Bu seferki de küresel krizimizin bir sonraki evresinin işaretini veriyor olabilir.

2013’te Alman devlet tahvili almış olan bir yatırımcı yüzde 7’lik bir getiri elde ederken, ülkenin borç krizinin ortasında çıkartılmış Yunan devlet tahvili almış olan kişi yüzde 231’lik devasa bir getiri elde etti. İki ay önce Yunanistan’ın 2010’da kurtarılmasından bu yana çıkarılan ilk on yıllık tahvilin fiyatı yedi gün boyunca artarak bir haftada yüzde 2,8 yükseliş sergiledi. Bu oran dünyadaki başka herhangi bir devlet tahvilinden daha iyi bir performans anlamına geliyor. Durmaksızın sermaye yitimine yol açan Avrupa varlık piyasasının arka planındaki bu tahvil rallisi, son aylarda Atina Borsası’nı yüzde 26 yukarıya da taşımış olan psikolojik bir esinti yarattı.

Söz konusu etkileyici rakamlara bakarak, Yunanistan krizinin sonunu müjdelemek çekici olduğu kadar yanlış. Yunan tahvil ve hisse senedi rallisi kasvetli bir ekonomik gerçeklik ve sürdürülemez canlılık sergileyen finansal iklim arasında artan uçurumu gizliyor. Aracıların yüksek kar marjları Yunanistan’ın toparlanmasını yansıtmaktansa devam eden deflasyonist baskıları ve zorlaşan borç sürdürülebilirliğinin küresel ortamında Avrupa’daki parçalanmayı yansıtıyor. Her yerden yatırımcılar için Yunanistan’dan gelen bu kadar heyecanlandırıcı rakamlar Avrupa ekonomisi ve belki de Dünya ekonomisi için yeni sorunların habercileri olabilir.

Yunanistan’ın nominal ulusal geliriyle kamu borcu arasında açılan makasa bakıldığında Yunan tahvillerinin yükselişi nasıl mümkün oluyor? İşletmeler cezalandırıcı vergilerle engellenmişken, bankalar tahsili gecikmiş alacak dağlarıyla boğuşurken, düşen işsizlik sadece dışarı göç ve bazı güvencesiz işler anlamına geliyorken, net kamu yatırımı negatifken ve yüksek katma değerli karlı ürünlere özel yatırımlar yapılmıyorken Atina Borsası nasıl yükseliyor?

Bir neden dibi gördükten sonra gelen sıçrama. Yunanistan’ın hisse senedi piyasasının ne kadar sığ olduğu göz önünde bulundurulduğunda (toplam kapitalizasyon 52 milyar Avro, yani 58 milyar Dolar) tahvil rallisinin başında gerçekleşen sınırlı girişlerin endekste yüzde 26 artışı sağlamak için yeterli olduğu anlaşılır. Ancak bu yükselişe karşın Yunan piyasası 2009’daki düzeyinin yüzde 81 altında. Tahvil rallisine gelince, ilk iki kurtarmanın Yunan kamu borcunu nasıl özel sektörden alıp Avrupalı vergi mükelleflerine yıktığını hatırlarsak paradoks çabucak ortadan kalkar.

Yunanistan’ın borcunun yüzde 85’i bu piyasalar dışında, geri ödemeler 2032’ye kadar ertelenmiş ve gelenlere yapılacak geri ödemelerin hepsini karşılayacak 30 milyar Avroluk resmi kredi Yunan hükûmetine tahsis edilmişken, yatırımcılar özel ellerde kalmış sınırlı miktardaki Yunan borcuna odaklanabilirler. Yunan hükûmeti Avrupa otoritelerine tabi olduğu müddetçe, Alman tahvil getirilerinin sıfır civarında dolandığı bu zaman zarfında, aracıların Yunan hükûmetinin çıkardığı yüzde 3’ten fazla faiz oranına sahip tahvillerde para kaybetme gibi bir riskleri yok.

İyimserliğini koruma arzusundaki çoğu yorumcu örneğin İtalya ve İspanya için ortalama borç vadesi yedi yıl, Portekiz için on yıl iken, Yunanistan için bu vadenin, ülkeye düzgün bir toparlanma fırsatı verecek şekilde 26 yıl olduğuna işaret ediyorlar. Görmezden geldikleri nokta Yunanistan’ın kreditörlerinin bu uzatma karşılığında dayattığı imkânsız kemer sıkma koşulları: 2060’a kadar GSYH’nin yüzde 2,2’si ile 3,5’u arasında faiz dışı (borç ödemeleri haricinde) bütçe fazlası zorunluluğu. Başka bir deyişle ortalama vergi yükü komşu Bulgaristan’da yüzde 22’deyken, Yunan işletmeler gelirlerinin ortalamada yüzde 75’ini (sosyal güvenlik ödemeleri dahil) devlete ödemek zorunda kalacaklar.

Kısacası Yunanistan Avro Bölgesi Krizinin başlangıç noktası olmak ve AB otoriteleri tarafından krizin kötü yönetiminin en mükemmel örneği olmaktan çıkıp ekonomik sefalete dayalı olarak oluşan finansal taşkınlıkların mükemmel bir örneği haline geldi. Bu uyumsuzluğun en endişe verici olan kısmı kar güdüsüyle hareket eden aracıların batan bir ülkenin kâğıt üzerindeki varlıklarını havada kapma konusunda bir yanlışa düşmemeleri. Onların kısa erimli perspektifine göre, bu karşı konulamaz bir durum ve hesaplarındaki kar-zarar çizgisi bu durumu doğruluyor. Aracılar Yunan varlıklarından çok para kazandıkları için altta yatan gerçekliğin de düzelmekte olduğu sonucuna varmak ise yanlış hatta pervasızca.

Dünyanın geri kalanı ekonomik gerçeklik ve finansal veriler arasındaki kopukluğu küresel bir çıkmazın semptomu olarak ele alırsa, bu onların faydasına olur. Haziran 2017’de Arjantin 2,75 milyar Dolar değerinde ve yeni neoliberal yönetim altında Arjantin ekonomisinin vaat ettiklerine dair büyük ölçüde hatalı çıkan büyük beklentilere dayalı olarak kapış kapış giden 100 yıllık tahviller çıkardı. O tür alımların gözü karalık olduğu bilinse de, daha sık temerrüte düşen bir ülkenin borcunu satın aldıklarında yatırımcıların ortalamadan daha fazla getiri elde ettiklerine dair sağlam kanıtlar var. Ancak finansörlerin düşük kaliteli borca yatırım yapma ve olmayan fırsatlardan bahsetme arzusu kamu borcundan ziyade özel borca geldiğinde en tehlikeli halini alıyor.

Bileşik Devletler’de 2019’da ilk üç ayda yüksek borçlu şirketlere giden kredilerin dehşet verici bir oranı, yüzde 40’ı borcunu ödeme bakımından en az kapasiteye sahip olanlara verildi. Diğer kaynaklar sigortayla koruma standartlarında bozulma bildirirken, Federal Reserve’e göre yüksek kaldıraçlı borç verme 2018’de yüzde 20,1 arttı. Krediler finansman kaynağı olarak daha güvenli yüksek getirili tahvil piyasasını gölgede bırakacak şekilde düşük notlu, yüksek borçlu şirketlere aktarılıyor. Standar and Poor’s’un Küresel Piyasa İzleme biriminin bir bölümü olan LCD’ye göre kaldıraçlı borç piyasası, geleneksel çöp tahvilleri geçerek ve daha az riskli ipotek teminatlı menkul kıymetlerin de altını oyarak 1,2 trilyon doları aştı.

Ekonomik toparlanmasına yapılan sabırlı yatırımın ortada görünmediği, iyi günde yapılan cinsten sığ ve spekülatif alım-satımı çeken Yunanistan bu eğilimin öncüsü. 2008 sonrasında Yunanistan küresel kapitalizmin kredi ve ticaret akımlarını dengeleme konusundaki başarısızlığının sembolü haline geldi. Bugün ekonomik gerçeklik ve finansal getiriler arasındaki küresel uyuşmazlık arttıkça, ülkenin bir kez daha, küresel krizin yeni bir evresini haber veriyor olması ihtimali açık bir şekilde beliriyor. Akbabalar leş yiyerek semirirken, o cesetleri diriltmezler.

*Yunanistan’ın eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, Atina Üniversitesi’den İktisat Profesörüdür.

Çevirmen notu: Madendeki kanarya deyimi, zehirli gaz sızıntısını önceden haber almak için işçilerin madene taşıdığı ve sızıntıda ilk ölecek olan kanaryadan gelmektedir. Bir tehlikeye önceden işaret eden kişi ya da olayı/sembolü tarif etmek için kullanılır.

PolitikYol’dan alınan bu yazı Ali Rıza Güngen tarafından çevrilmiştir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Gözlerden kaçmasın… Sekiz yaşındaki çocuk…

Sırrı Süreyya’nın dediği gibi… ‘Çocukların gözlerine bakarak…’

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Sırrı Süreyya Önder, 11 Ocak günü, belli ki “yüreği elinde”, Selahattin Demirtaş’ın ardından Kocaeli Cezaevi’nde tutuklu bulunan Figen Yüksekdağ’ı, Pervin...

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

Keşmir’de savaş: Pakistan neden ‘dost ve kardeş’?

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

22 Nisan günü, Keşmir’de gerçekleşen bir cihatçı saldırıda 28 sivil öldürüldü. Hindistan yönetimi altındaki sınır bölgesinde gerçekleşen bu katliamda kurbanların...

Bir bilgeye vefa kitabı

‘Dil varlığın evidir’

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Bugün 'Kürt Dili Bayramı'. Celadet Ali Bedirhan’ın 1932'de çıkardığı Kürtçe Hawar (Çığlık) dergisinin yayına başladığı gün olan 15 Mayıs, 2006...

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Gönülleri birleyecek toplumsal sözleşme ve barış

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Türkiye’nin çok kültürlü ve çok kimlikli yapısı, tarihsel olarak hem bir zenginlik hem de siyasal çatışmaların kaynağı olmuştur. Özellikle Kürt...

Yalnız ekonomi mi?

Ektiğinizi biçersiniz

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Son on senede ektiği nefret söylemleriyle toplumu ayrıştırma noktasına getiren iktidar şimdi süslü vaatlerle iktidarını korumak istiyor. Özellikle de Kürtler...

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Sen hiç gerilla gördün mü?

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Aslında bu haftaki yazının başlığı 12. Kongre ve Önder Apo olacaktı. Ancak aşağıdaki yazıya öncelik vermem gerektiğini düşündüm. Bu yazıyı...

Sonraki Haber

Direniş bir kez daha kazandı-Gültan Kışanak

SON HABERLER

ABD, Türkiye’ye füze satışını onayladı

ABD, Türkiye’ye füze satışını onayladı

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Gözlerden kaçmasın… Sekiz yaşındaki çocuk…

Sırrı Süreyya’nın dediği gibi… ‘Çocukların gözlerine bakarak…’

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

Keşmir’de savaş: Pakistan neden ‘dost ve kardeş’?

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Kürtçe nasıl yaşam dili olur?

Kürtçe nasıl yaşam dili olur?

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Bir bilgeye vefa kitabı

‘Dil varlığın evidir’

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Gönülleri birleyecek toplumsal sözleşme ve barış

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Yalnız ekonomi mi?

Ektiğinizi biçersiniz

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır