Kürt Basın Birliği Konferansı’nda konuşan YRJ Sözcüsü Arîn Siwêd, ’50 kadın ile örgütlenmeye başlayan YRJ bünyesinde bugün 500 üye var. Gün geçtikçe büyüyor ve ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sözümüze bağlılığımızı sürdürüyoruz’ dedi
Kadın Basın Birliği (Yekîtiya Ragihandina Jinê – YRJ), 4’üncü konferansını “YRJ’yi büyüterek kadın devriminin sesi olacağız” sloganıyla Qamişlo’daki Rojava Üniversitesi Konferans Salonu’nda düzenliyor.
Konferans salonu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterleri ile Gurbetelli Ersöz, Sakine Cansız, Deniz Fırat, Cihan Bilgin, Axîn Amûdê, Eylül Nurhilat, Arîn Cûdî, Agirî Yılmaz, Nûjiyan Erhan, Gulistan Tara, Dilovan Gever, Hêro Bahadîn, Şîlan Botan, Şîlan Ezgî, Rosîda Mêrdîn, Rohenda Xemgîn, Şevîn Bîngol, Roza Rênas Amed, Şîlan Baqî, Sarya Onur, Şaristan Asmîn, Dilîşan Îbîş, Koçerîn Rojîn ve Avrîn Mahsûm’un resimleriyle donatıldı.
Öcalan’ın mesajı asıldı
Konferans salonuna ayrıca, Abdullah Öcalan’ın 8 Ekim’de düzenlenen Gurbetelli Ersöz Ödülleri törenine gönderdiği şu mesaj asıldı:
“Gurbetelli’nin hatırası hepimiz için yol gösterici bir mirastır. Onun azmi, kararlılığı ve özgür yaşam uğruna verdiği mücadele herkese sorumluluk yüklemektedir. Gurbetelli’nin anısını yaşatmak, fikirlerini ve mücadelesini gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin görevidir. Bugün bir kez daha onu saygıyla, özlemle ve minnetle anıyorum. Onun ışığı, özgür basının yolunu aydınlatmaya devam ediyor.”
Konferansta 150 delege ile Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Îlham Ehmed, kadın yazarlar, Kongra Star temsilcileri, Özerk Yönetim kadın örgütleri temsilcileri, Demokratik Suriye Meclisi (MSD) ve TEV-DEM hazır bulundu.
‘Jin Jiyan Azadi’ye bağlılığımızı sürdürüyoruz’
YRJ Sözcüsü Arîn Siwêd, yaptığı açılış konuşmasında yaşamını yitiren gazetecileri anarak şunları söyledi:
“Konferansın iki yılda bir düzenlenmesi gerekiyordu ancak bölgenin ve Suriye’nin durumu nedeniyle düzenleyemedik. Bugün bölgede ve Suriye’de özellikle kadın kimliğine yönelik bir soykırım yaşanıyor. Bu nedenle YRJ’nin kurulmasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. YRJ olarak Alevi, Dürzi kadınlara yönelik saldırıları cesurca gösterdik. Sadece gazeteci kimliğine değil, aynı zamanda kadın kimliğine de sahibiz. Bugün kadınlar barış sürecine öncülük edebilir ve onun sesi olabilir. Kadın şehitlerimizi anmak istiyorum. Bugünlere onların emeği sayesinde gelebildik. 50 kadın ile örgütlenmeye başlayan YRJ bünyesinde bugün 500 üye var. Gün geçtikçe büyüyor ve ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sözümüze bağlılığımızı sürdürüyoruz.”
Açılış konuşmasının ardından konferans divanı için 5 kişi seçildi.
YRJ çalışmaları hakkında sinevizyon gösteriminin ardından Özerk Yönetim ve Kongra Star’ın mesajları okundu.
28 Haziran 2020’de 86 delegenin katılımıyla düzenlenen konferansta YRJ’nin kuruluşu duyurulmuştu. YRJ’nin bugünkü üye sayısı 557’ye ulaştı.
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Dışilişkiler Dairesi Eşbaşkanı Îlham Ehmed, konferansta konuştu. Yeni dönemde medyanın, özellikle de kadınların rolünün hayati bir önemde olduğunu söyleyen Îlham Ehmed, “Kürt halkının ve Ortadoğu’nun tarihinde, bu devrimin gelişmesinde, kadın basınının önemli bir rolü var. İnsanlık tarihinde kadınların mücadele ve devrimlerdeki rolü ortaya çıkmamıştır. Çünkü hakikatin sesini yükseltebilecek bir güç ortaya çıkmamıştır. Kadınların hakları ve rolü bugün gündemdeyse, bu da kadın basını sayesindedir. Medyadaki kadınlar bugün burada toplanıp kadınların ve ezilen halkların sesi olmaya karar verdilerse, bu çok önemlidir” dedi. Kadın mücadelesinde yaşamını yitiren kadınları anan Îlham Ehmed, “Onların hakikat yolunda yürüyeceğiz. Bugün, Ortadoğu’daki şiddetli savaşlar ve krizlerin ortasında, kadınlar seslerini yükselttiler ve uygulanan politikaların kurbanı oldular. Ancak bugün, medyanın rolünü oynaması sayesinde kadınların sesi olabilir” diye konuştu.
‘Mevcut sorunlar çözülmedi’
Suriye’nin Ortadoğu krizinin çözümünde merkezi bir konumda olduğunu kaydeden Îlham Ehmed, Suriye Geçiş Hükümeti’nin icraatlarına dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Bu nedenle dış güçler Suriye’ye uzun süre müdahale etti. İçeride bu kadar çok müdahale ve huzursuzluk varsa, asıl sorun Suriye’nin kendi içindedir. Asıl sorun, tekdüze olan ve halkın ve kadınların sesini bastırmak isteyen Suriye hükümetidir. Suriye krizinin derinleşmesinin ve dış güçlerin müdahalesine izin vermesinin ana nedeni budur. Şimdi yeni bir hükümet geldi. Herkes yenilenmeyi bekliyordu. Ortak yönetim, kadınların ve halkların hakları güvence altına alınması sağlanmadan yenilenme nasıl olabilir ki? Dediklerimiz yapılmış olsaydı bu yeni bir Suriye olurdu. Ancak şimdiye kadar geçici bir yönetim ve süreç yaşandı. Sahil ve Süveyda’daki karışıklıklar bir yanda zorla yerinden edilen insanlar bile geri dönemedi. Mevcut sorunlar çözülmedi, ancak dış güçler bunları hızlı ve kısa sürede çözmek istiyor. Şimdi süreç Washington’a taşınıyor. Hükümet liderleri terör listesinde, listeden çıkarılıyorlar, yaptırımları kaldırmaya çalışıyorlar. Yaptırımların kaldırılmasını istiyoruz, ancak değişiklikler yapılmalı. İç diyalog çok zayıf. Bunun için bir parlamento hazırlanıyor, ancak Suriye’nin bazı bölgeleri katılmadı. Eksiklikler var, halkların hakları tanınmadı. Bu yüzden birçok eksiklik var. Diyalog geliştirilmeli ve yapılan anayasa değiştirilmeli. Yaptırımlar kaldırılırsa hepimizin bu sürecin bir parçası olacağına inanıyoruz. Yaptırımlar zorluklara yol açıyor, kaldırılması önemli. Ancak kadınların ve halkların sesine kulak verilmeli. Kadınlar hâlâ baskı altında. Suriye’deki kadınların bu eylemlere karşı sesi çok önemlidir. Müzakerelerden bahsediyoruz. Önemli adımlar atıldı. Washington’dan dönüldüğünde diyalog devam etmeli.”
‘Demokratikleşme Türkiye’yi zayıflatmaz’
Îlham Ehmed, Türkiye’deki süreci hatırlatarak, “Şu anda Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de bir süreç var. Kürt tarafı ve Önder Apo güvenle önemli adımlar attı. Ancak Türk tarafında bir tereddüt ve korku var. Neden korkuyorlar? Türkiye’nin iradesine müdahale edilmesinin onları durdurduğu açıktır. Bugün Şam’la sorunlarımızı çözmek istiyoruz. Bu konuda ciddiyiz. Türkiye’nin de Kürt sorununu çözmek ve demokratikleşmek için olumlu adımlar atması gerekiyor. Türkiye’de barış varsa, Türkiye’nin Suriye’deki rolü çok önemli ve büyüktür. Burada da bir çözüm için Türkiye’nin orada da adımlar atması gerekiyor. Demokratikleşme, kadınların ve halkların haklarının tanınması Türkiye’yi veya Suriye’yi zayıflatmaz. Aksine güçlendirir. Bunun dışında, yeniden savaşlara yol açacak tehditlerin kimseye faydası olmaz. Savaşın kimseye faydası olmadığı ortaya çıktı. Şu iyi bilinmelidir ki halk kurbanlık değildir. Halkın kendini koruma iradesi ortaya çıkmıştır. Devlet, halkın iradesini tanımaya açık olmalıdır. Adaletin tecelli etmemesi savaş demektir. Savaştan bahsetmek istemiyoruz, barışın sağlanmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
‘Sürecin yöntemleri ve dili değişmeli’
Şêxmeqsûd ve Eşrefiye’ye yönelik ablukaya da değinen Îlham Ehmed,
“Şimdi Şêxmeqsûd ve Eşrefiye’ye giden yollar kesildi, amaç ne? Şam hükümeti kimi isterse zayıflatmak istiyor, bugün mevcut abluka sadece Kürtlere değil, tüm Suriye halkına yöneliktir. Eğer cezalandırırlarsa, tüm Suriye halkına ceza vermiş olurlar. Şimdi de Suriye’deki tüm silahlı kuvvetlerin Savunma Bakanlığı’nın himayesinde olduğunu duyurdular. O zaman ne olacağı Savunma Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Baas rejimi uzun zamandır aynı şeyi yapıyor, başaramadı ve bundan sonra da başaramayacak. Burada sesimizi kimsenin susturamayacağını söylemek istiyoruz. Özgür basınımız var, tüm dünyaya ulaşabilir. Eksiklerimiz var, bunları bu konferanslarla gideriyoruz. Medyamız devrim yıllarında çok önemli bir rol oynadı ve bunun için canlarını verdi. Bugün çok sayıda kadının bu rolü üstlenmesi çok önemlidir. Yeni sürece daha güçlü bir şekilde katılmalılar. Süreç, sürecin yöntemleri ve dili değiştirilmeli. Basın yoluyla kadınların ve halkların sesini nasıl güçlendirebiliriz, sorusuna cevap aramalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: JINNEWS / MA









