‘Kürt Dili Kadın Meclisi’nin ilan edildiği açıklamada, Abdullah Öcalan’ın çağrısı doğrultusunda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini belirten kadınlar, ‘Kürtçe özgürse kadınlar da özgür olacak’ dedi
Aralarında Kürt dili aktivistleri, sivil toplum örgütleri üyeleri ve çok sayıda kadın, “Kürt Dili Kadın Meclisi”ni ilan etmek amacıyla bir araya geldi. Amed’in Yenişehir ilçesinde bulunan Eğitim-Sen 1 No’lu şubede yapılan açıklamanın açıklamanın Kurmancî lehçesiyle Anka Dil Kültür ve Sanat Derneği (ANKA-DER) üyesi Emine Oğuz, Zazaki lehçesiyle ise Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED DER) eşbaşkanı Şükran Yakut okudu.
‘Çağrının misyonunun yerine getireceğiz’
Açıklamada ilk olarak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta paylaşılan “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının kadınlar için çok önemli olduğuna dikkat çekildi. Bu süreçte kadınlar olarak üzerlerine düşen görevlerin yerine getirileceğinin belirtildiği açıklamada, “Kürt dilini seven kadınlar olarak bu çağrıyı kabul ediyor ve bu çağrının bize yüklediği misyonun ve sorumluluğun gereğini yerine getireceğimizi beyan ediyoruz. Bu misyon doğrultusunda, ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı üzerinden çalışmalarımızı sürdürmek ve örgütlülüğümüzü güçlendirmek amacıyla, biz Kürt dilini seven kadınlar, Kadın Meclisimizi Kürt Dili Kadın Meclisi adı altında duyuruyoruz. Ve bu vesileyle hükümete sesleniyoruz: ve Sayın Öcalan’ın işaret ettiği somut adımlar bir an önce atılmalıdır” ifadelerine yer verildi.
‘Kürt dili onurumuzdur’
Kürt Dili Kadın Meclisi çatısı altında kimliklerine sahip çıkacaklarının altının çizildiği açıklamada, Kürt dili ve kimliğine karşı yapılan saldırılara karşı mücadele edilmesi gerektiği belirtildi. Açıklamada “Kürt halkı, dilin ruh ve yaşam olduğunu, kimlik ve kimlik olduğunu, hafıza ve farkındalık olduğunu, onur ve gurur olduğunu unutmamalıdır. Dilden çıkan çığlık, namustan çıkan çığlıktır. Yüz yıldır sistemli bir şekilde yürütülen bu taciz politikalarına karşı öncelikle Kürt kadınlarının, tüm halkımızın tavrını ortaya koyması ve yüz yıldır bu tacize artık yeter demesi gerekiyor. Günümüzde çok dilli eğitim ve resmi dil hakkı dünyanın birçok ülkesinde tanınmış ve kabul edilmiştir. Nüfusu milyonları geçmeyen ama hâlâ eğitim ve dillerini resmileştirme hakkına sahip olan insanlar var ama milyonlarca Kürt en temel insan haklarından mahrum durumda. Bu temel insan hakkı ihlaline ve dilin öldürülmesine karşı sessizliğimiz, ruh ve kimlik kaybının kabulüdür” denildi.
Yapılacak çalışmalar
Kürt Dili Kadın Meclisi olarak her türlü baskı politikasına karşı mücadele edecekleri kaydedilen açıklamada, Kürt Dili Kadın Meclisi olarak yapacakları çalışmalar şu maddeler ile sıralandı:
- Anadilde eğitim hakkını koruyacağız: Okul öncesinden üniversiteye kadar Kürtçe’nin eğitim dili olması için çalışacağız.
- Kadınların dil üretimini teşvik edeceğiz: Kadınların Kürtçe edebiyat, sanat, medya ve akademik çalışmalar gibi alanlarda görünürlüğünü artıracağız.
- Kürtçe dilinin kamusal alanlarda kullanımını yaygınlaştıracağız: Kürtçenin resmi kurumlarda, medyada, sokaklarda ve sosyal yaşamda özgürce kullanılmasını teşvik edeceğiz.
- Dil bilincini artıracağız: Evde, ailede ve topluluklarda Kürtçe konuşmanın yayılmasına yönelik bilinçlendirme faaliyetleri gerçekleştireceğiz.
- Uluslararası iş birliğini güçlendireceğiz: Farklı ülkelerdeki kadın hareketleri ve halkların dil mücadelelerinde ortak bir noktada buluşup iş birliğini artıracağız.”
‘Kürtçe özgür olursa kadınlar da özgür olacak’
Kürtçe özgürse kadınlar da özgür olacak
Kürt Dili Kadın Meclisi son olarak Kürt halkına şu çağrıda bulundu: “Her kadın dilini, kimliğini, kültürünü koruma ve yaşama konusunda mücadele etmeye çağırıyoruz, Kürtçenin her kelimesi direnişimizdir, Kürtçe yaşarsa halkımız yaşayacak, Kürtçe özgürse kadınlar da özgür olacak.”
Yapılan açıklamanın ardından, “Jin jiyan azadî”, “Zimanê me hebûna me ye”, “Zarav, ziman, azadî” sloganları atıldı.
Kaynak: JINNEWS