Çocuklara yönelik taciz ve tecavüz suçları tüm Türkiye’de büyük bir sorun. Kürt kentlerinde ise bu suçların çok daha farklı boyutları da var. Bunlardan en önemlisi ise çocuğa taciz ile tecavüzün özel savaş politikalarının bir parçası olarak da uygulanması. HDP’li siyasetçi Ayla Akat, bu farklılıklara dikkat çekti
Nevin Cerav-Yadigar Aygün
Türkiye’nin genelinde yaygınlaşan ve artan çocuklara yönelik taciz ve tecavüz suçları, kadın örgütlerinin uyarılarına rağmen önlenmiyor. Daha doğrusu önlenmesi için gerekli olan çalışmalar yapılmıyor, eğitimler verilmiyor ve en başta da yasalar uygulanmıyor.
TÜİK’in 2014-2017 yılları verilerine göre, çocuğa yönelik taciz ve tecavüz suçları Kürt illerinde de son yıllarda tırmanışa geçti. Özellikle okullarda öğretmen, okul müdürü, okul görevlisi tarafından yapılan toplu taciz ve tecavüzler öne çıkarken, dini eğitim veren kurs hocaların, esnaf erkeklerin, kolluk kuvvetlerindeki erkeklerin çocuklara yönelik tecavüz ve fuhuşa sürükleme suçları da had safhaya ulaşmış durumda. Kadın örgütleri ile konuya yönelik çalışan sivil toplum kurumları, açığa çıkarılan çocuklara yönelik taciz ve tecavüz suçlarının yargıda verilen kararlarla daha da cesur bir şekilde devam ettiğine dikkat çekiyor. Bunu söylemelerinin en temel nedeni ise Kürt illerinde çocukların maruz bırakıldığı cinsel şiddetin özel savaş politikalarının bir parçası olduğu ve yargıda bu suçların özellikle cezasızlıkla sonuçlandırıldığı tespitlerine dayanıyor.
‘Açığa çıkarmak sonuçtur’
Kürt kentlerinde yükselişe geçtiği edinilen verilerle de ortaya çıkan çocuklara yönelik taciz ve tecavüz suçlarını HDP’li siyasetçi Ayla Akat değerlendirdi. Konuşmasına “Bölgedeki çocuk istismarı verilerinin açığa çıkması bölgedeki bilinçli ve örgütlü bir çalışmayı ortaya koyuyor” diyerek başlayan Akat, “Devlete rağmen verileri açığa çıkarmayı bir sonuç olarak değerlendiriyorum. Aynı çalışma, aynı duyarlılık, bilinç ve örgütlülükle ülkenin hangi yerinde yapılsa, artan çocuk istismarı verileriyle karşılaşacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuşuyor.
‘Herkes sorumlu’
Çocuklarla ilgili her geçen gün artan cinsel saldırıların nedenlerini ve farklı boyutlarını da ele alan Ayla Akat, birçok yöne işaret ediyor: “Çocuk istismarı konusunda bu ülkeyi yöneten cumhurbaşkanından bakanlarına, toplumsal yaşam üzerinde etkili olan eğitim kurumlarından inanç kurumlarına kadar sorumluluk göstermesi gereken kesimlerin ortaya koyduğu sorumsuz bir tavır var. Kamuoyuna verilen mesaj çocuk istismarını görünür olmayan boyutuyla destekler nitelikte.”
‘Uyuşturucuya göz yumuluyor’
Kürt kentlerindeki birçok kadın örgütünün, HDP ve STK’lerin, bölgede çocuklara yönelik taciz ve tecavüzlerin, istismarın artmasını devletin özel savaş politikalarına bağladığını biliyoruz. Bundan hareketle görüşüne başvurduğumuz Akat, şu ifadelerde bulunuyor: “Savaş ve çatışma ortamı nedeniyle bölgede çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bazı sorunlu alanların kapağını açtığımızda arkasından çok ciddi şekilde savaş ve çatışmanın etkileri çıkıyor. Bu fuhuş meselesinde de uyuşturucu meselesinde de karşımıza çıkıyor. Batman’da küçük yaşta çocuklara uyuşturucu satıldığı ve buna göz yumulduğu söz konusuydu. Anneler satıcıları engellemek için okulun önünde nöbet tutmuştu. Halbuki bunun kökten engellenmesi devletin sorumluluğundadır.”
‘Yasalar sıkıntılı’
Peki çocuklara yönelik cinsel istismarı önlemek için ne yapılmalı? Suç işleyen erkeklere ceza verilmesi yeterli mi? Bu soruya da Akat, şu cevabı veriyor: “Var olan yasaların tam olarak işletilmesi hayati önem taşıyor. İlgili mekanizmalar var. Özellikle AB ile uyum sürecinde belirli mekanizmalar oluşturuldu ama bugün işlerliklerine baktığımızda çok sıkıntılı. Uluslararası sözleşmelerde, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasadan sonra iç hukukumuzla desteklenen yasalar var. Fakat bu yasaların uygulanmasında sıkıntılar var. Yasalar, istismarı önlemekte yeterli mi? Yeterli değil. Mücadele mekanizmalarını ortaya koyabilmek önemli.”
‘İstismar eğitimde başlıyor’
Halkların Demokratik Partisi’nde siyaset yürüten Ayla Akat, çocuklara yönelik istismar ile hak ihlallerine yönelik parti olarak çeşitli çalışmalar yaptıklarının altını çiziyor. Özellikle eğitim sistemindeki kargaşaya dikkat çeken Akat, “Eğitim sistemine yönelik yeni çalışmalarımız olacak” diyor. 4+4+4 eğitim sistemine geçilirken çok ciddi muhalefet ettiklerini hatırlatan Akat, şu bilgileri veriyor: “4+4+4 kız çocuklarının eğitim haklarının elinden alınması demekti. Eğitim hakkı elinden alınarak eve hapsedilen 12-13-14 yaşındaki kız çocuğunun elindeki tek alternatif evlilik tercihi oluyor. Şu an kız çocuklarının okullaşma oranında nispeten bir artış görülse de eldeki verilere baktığımızda, ortaokuldan sonra liseye dahil olan kız çocuklarının sayısının çok az olduğunu gözlemliyoruz. Bu da aslında çocuğa yönelik cinsel şiddettir. İstismar burada başlıyor. Bu konuda çalışmalarımız devam edecek. Eğitim meselesini çok önemsiyoruz.”
‘Büyük mücadele gerekiyor’
Akat, her an Meclis’e getirilmesi düşünülen “tecavüzcüye evlilik yoluyla af” tasarısına da değinerek, kadına yönelik şiddet ile kız çocuğuna yönelik şiddetin arasında ciddi bir bağ olduğuna vurgu yapıyor. “Çocuk yaşta evlilik sorunu çok hayati bir öneme sahip” diyen Akat, şöyle devam ediyor, “Var olan kazanımlarımızı da ortadan kaldırmayı hedefleyen bir yasanın hazırlığının yapıldığını biliyoruz. Her gün bu yasa tasarısını destekleyen açıklamaların toplumun değişik bir kesiminden topluma yansıdığını görüyoruz. Bu daha önce yapılan açıklamalardan bağımsız değil. Kadını oturma şekliyle, giydiği kıyafetiyle, gülüşüyle, hamileliğiyle değerlendiren egemen bakış açısıyla karşı karşıyayız. Bu engelleri aşmak için kadın ve çocuk hakları savunucularının çok büyük mücadele etmesi gerekiyor.”
Çocuk istismarı nedir?
Ayla Akat, taciz ve tecavüzün yerine de kullanılan ama aslında genel bir kavram olan istismara da bir açıklık getiriyor: “Genel olarak İstismar kavramını toplumda bazı şeyleri unutturmaya yönelik bir kavram olarak ele alıyorum. Toplumun yarısı istismar nedir bilmiyor. İstismarı ‘acaba bir tokat mı attı’ diye değerlendiriyorlar. Oysa bunun içerisinde taciz ve tecavüz de var. Bunun içerisinde erken yaşta evlendirilme var. Çocuğun çocukluğunun elinden alınması var. Eğitim hakkının engellenmesi var. Bunları bir bütün olarak değerlendirdiğimizde de karşımıza özellikle de bölgede çocuklara yönelik devletin özel politikaları olduğu meselesi çıkıyor.”
Dersim Pertek’te sistematik tecavüz
2020’de Dersim’in Pertek ilçesinde 40’lı yaşlardaki Harun Yıldırım isimli esnafın çok sayıda çocuğu istismar ettiği öğrenildi. Çocukların istismar videolarını CD’lere aktardığı iddia edilen Yıldırım, dükkanına düzenlenen baskınla gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen fail daha sonra tutuklanarak Elazığ Cezaevi’ne gönderildi. 2 kişinin daha tutuklandığı olayın çok daha büyük olduğu, onlarca çocuğun sistematik tecavüze maruz bırakıldığı öğrenildi. Olayda uzman çavuş ve polislerin de yer aldığı iddia edildi. Dosyaya gizlilik kararı getirildi.
Batman’da çocuklar fuhuşa zorlandı
2017’nin mayıs ayında, Batman’da çocuklara tecavüz ederek fuhuşa sürükleyen 4 kişi tutuklandı. Olayın, aralarında AKP’ye yakın olduğu belirtilen bir muhtarın da olduğu 4 kişiyle sınırlı olmadığı ilerleyen zamanlarda ortaya çıktı. Tecavüze uğradıktan sonra fuhuşa zorlanan 14 yaşındaki çocuğun ifadesiyle ortaya çıkan olayda, onlarca çocuğun ‘kentin ileri gelenleri’nin de aralarında bulunduğu erkekler tarafından tecavüze uğradığı ve fuhuşa zorlandığı öğrenildi.
Hacdan yeni gelmiş!
14 yaşındaki G.’nin verdiği ifade doğrultusunda, kendisini fuhuşa zorlayan Yıldız Ç., cinsel istismara maruz bırakanlardan esnaf Şakir A. ile Batman’da AKP’ye yakınlığıyla bilinen ve olaydan 5 gün önce hacdan geldiği öğrenilen muhtar ve iş insanı Abdulkadir T. ile ismi bilinmeyen bir kişi daha gözaltına alındı. İfadeleri alınan failler, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Daha sonra ise dosyaya gizlilik kararı getirildi. Olaya ilişkin adı geçen erkeklerin bir kısmının ‘kentin tanınmış isimleri olduğu için’ kefaletle serbest bırakıldığı iddia edildi.
Şırnak Cizre’de okulda istismar
2020’nin ocak ayında, Şırnak’ın Cizre ilçesinde U.E. isimli bir öğretmenin 4 öğrenciyi istismar ettiği ortaya çıktı. Serbest bırakılan U.E. açığa alındı. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından U.E. hakkında soruşturma başlatılarak, ifadesi alındı. Savcılık adli kontrolle serbest bırakılması talebiyle U.E.’yi mahkemeye sevk etti. Mahkeme, U.E.’yi haftada bir gün imza ve ‘yurt dışı yasağı’ tedbiriyle serbest bıraktı.
Urfa Barosu: 2019’da 733 çocuğa taciz ve tecavüz
Urfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, 2019 yılı içerisinde kentte 782 tecavüz ve istismar vakası nedeniyle müdafi avukat ataması yapıldığını, bunların 733’ünün 4 ile 18 yaş aralığında çocuklar olduğunu kaydetti. Komisyon, tecavüz ve istismara maruz bırakılanların 570’inin kız çocuğu, 163’ünün ise erkek çocuğu olduğunu aktardı.
Diyarbakır Barosu: Bin 116 çocuğa cinsel saldırı
21 Kasım tarihinde Diyarbakır Barosu önemli bir açıklama yaptı. Açıklamada; 1 Eylül 2018 ile 10 Eylül 2019 tarihleri arasında CMK sanık ve mağdur müdafi atamaları verilerine göre, bin 240 kişinin cinsel istismara ve saldırıya uğradığını söyledi. Cinsel istismar ve saldırıya uğrayan bin 240 kişiden bin 116’sının çocuk olduğu ortaya çıktı. Cinsel istismara uğrayan bin 116 çocuğun 240’ı 12 yaşından küçük, 273’ü 15 ile 22 yaş arası, 603’ü ise 15 ile 18 yaş arasından oluşuyor. Baro, cinsel istismara uğrayan bin 116 çocuktan 883’ünün kız çocuğu, 233’ünün ise erkek çocuğu olduğunu belirtti.