“İdeoloji ışık gibidir hem aydınlatır hem ısıtır hem de hareket ettirir; ısı enerjidir, mekanik enerjidir, ışık enerjidir.” Abdullah Öcalan böyle diyor ve bir Kürt aklının yaratıldığının altını çiziyor.
Kürtler neden kaybetti? Bu soru çok çarpıcıdır.
27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla yeni bir dönem başladı. Bu çağrıyla birlikte kaygı, endişe, korku gibi acaba ne olacak soruları sorulmaya başlandı. Gerçi yürütülen çalışmalar, açıklamalar, tartışmalar belli oranda bir netleşme sağlamıştır; ancak hâlâ endişelerin olduğu söylenebilir. Daha çok da “Acaba kandırılıyor muyuz?” sorusu için geçerli bu durum.
Evet, Kürtler epey kandırılmıştır. En yakın dönem, 1. Dünya Savaşı ve sonrasıdır. Koşullar son derece müsaittir; ancak Kürtler kendileri olamamış ve kaybetmişlerdir. Yani bir toplumsal form anlamında kendilerini tanımlayamamışlardı. Daha çok da onun bunun askeri oldular. Çünkü Kürtlerin ortak bir aklı yoktu.
1. Dünya Savaşı koşullarına baktığımızda, Kürtlerin yüzde yüzü “Biz Kürt’üz” diyor; ama Kürt olmaktan, Kürdistanlı olmaktan daha önde gelen ailesi, aşireti vardı. Ya da bir yöreye aitti. “Kürt kimdir?” sorusuna birbiriyle örtüşen cevaplar veren insan çok azdı. Herkesin cevapları farklıydı ve Kürtlük çok da kıymetli bir şey değildi. Örneğin ailesi veya kabilesi çok kıymetli olabiliyordu; ama Kürtlük veya Kürdistanlılık çok kıymetli değildi.
Neden? Nedeni açık: Kürtler ortak bir akla sahip değillerdi. Temel esaslarla bir toplumu toplum yapan ortak kavramlaştırmalar neredeyse yoktu. Dersimli Kürt farklı tanımlayabiliyordu, Serhatlı farklı tanımlıyordu, Rojava’daki ise daha farklı tanımlıyordu. Sadece bir toplum formu anlamında bile envaı türlü farklı düşünme parçalılığı vardı. Böyle bir toplumun ortak iradeye ulaşma şansı olmaz. Kürtleri yönlendiren değişik güçlerin bir ortak akılları vardı ama Kürtlerin yoktu. Kürtler ideolojik bir yenilgi ve dağınıklık içindeydiler. 1. Dünya Savaşı koşullarında başarısızlığın esas nedenlerini ortak akıl, yani ideolojiden aramak lazım.
İdeoloji nedir? Özünde ortak düşünme ve davranabilme halidir. Kürtlerle “Biz Kürt’üz” diyor. Bazı kitaplarda veya yayınlarda Kürtlükten söz ediyor. Fakat onlarla Kürt toplumunun çok cüzi bir kesimi ilgileniyor. Çoğu toplumsal kesimler bu düşüncelerden habersizdir. Ki düşüncelerin çoğu da masalımsıdır. Onlardan Kürt gerçekliğini anlamak, anlamlandırmak ve mücadele yürütmek zordu. O yüzden 1.Dünya Savaşını anlama, anlamlandırma imkânsız hale gelmişti. Ortak tavır ve tutum geliştirme, bir örgütlülük ortaya çıkarma ve mücadele verme mümkün olamadı.
İşte asıl kandırma buradan ortaya çıktı. Kürtlerin gücü yok değil. Ancak örgütlü olmak ideoloji gerektirir, ortak akıl gerektirir. İdeoloji veya ortak akıl yoksa, örgüt yoktur. Örgüt yoksa, mücadele yoktur. Mücadele yoksa, kimse ciddiye almaz ve kandırılır. Toplum olmak ciddi bir iştir. Örgüt olmak, mücadele yürütmek ciddi bir iştir. Bunun için ortak bir akla ihtiyaç vardır.
Kürtlerde neden ortak akıl yoktu?
Medlerin dağılmasından sonra tarih baş aşağı gitti. Ve Kürtler giderek adım adım ortak akıllarını yitirmeye ve toplum olmaktan çıkmaya başladılar. Yani halk olarak erime dönemine girildi. Yine ortak akıl yitimi ideolojik yitimdir. Ve yabancı akılların ya da ideolojilerin etkisi altına girmedir. Kürtler ideolojisiz bırakıldıkları için “kandırıldılar.”
Fakat Kürtler artık “kandırılamaz”. Nedeni; yukarıda Abdullah Öcalan’dan yaptığımız alıntıda gizlidir. Kürtlerin bir ideolojisi vardır artık. Bu ideoloji sadece kitaplarda yazılmakla kalmamıştır, mücadele içerisinde şekillenmiştir. 52 yıllık bir geçmişi vardır. Adım adım tarihin karanlık dehlizlerinde Kürtlük açığa çıkarılmıştır. Ve mücadeleyle Kürt toplumunda içselleşmiştir. Kürt toplumu ya da Kürt halkı var olduğu için de herkes tanıyor ve ciddiye alıyor.
Abdullah Öcalan diyor ki: “Ben hemen hemen her kitabı okudum, araştırdım, inceledim.” Araştırma, incelemeyle kalmadı; yazdı, propagandasını yaptı ve 50 yıldır mücadele içerisinde bu propaganda milyonlarca insana mal oldu ve milyonların hareketine dönüştü. Yani ortak bir akla ulaşıldı.
Ortak akıl, ortak irade demektir. Yani Kürtler ideolojikleşme, ortak düşünebilme ve davranışı açığa çıkarmıştır. Genel anlamda Kürtlerde bu durum gerçekleşmiştir.
Toplum kavramdır. Kavram anlamdır. Anlam, yorumdan gelir. Yani milyonlarca Kürt artık aynı esaslar üzerinde kavramlaştırıyor, yorumluyor. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, ortak yorumlar geliştiriyor ve pratikleştiriyor. Demokrasi ve özgürlük mücadelesine dönüştürüyor.
Kürtlerin bir ışıkları vardır. Işık aydınlatır, aydınlık ideolojidir. Aydınlatma nedir? İşte belirtildiği gibi yorumlamadır. Kürt yorumluyor, anlamlandırıyor, değerlendiriyor ve eyleme döküyor. Dolayısıyla Kürt’ün bir aklı oluşmuştur. Ortak akıl varsa, ortak irade vardır. Ortak iradesi varsa; ortak demokratik eyleme dönüşür.
Kürt toplumsal varlığı açığa çıkmıştır. Dışındaki güçlere varlığını kabul ettirmiştir. Ortadoğu’da, Türkiye’de ve dünyada “Kürt yoktur” dönemi kapanmıştır.
Kürtler vardır. Dünya genelinde sayıları 60 milyonun üzerindedir. Her yerde, temel esaslarda aynı düşünüyorlar, aynı yorumluyorlar. Yani somut durumun somut analizini yapıyorlar.
Yeni koşullarda Kürtlerin envaı türlü basın yayın faaliyeti vardır. Hemen hemen her konuda; tarih, toplum, bilim, doğa bilimleri; evren, fizik, kimya ve benzeri hemen hemen her konuda Kürtler bilgi sahibidir. Felsefe yani ortak bir bakış açısı; Abdullah Öcalan’ın kavramlaştırmasıyla Hakikat Rejimleri vardır.
Hal böyle olunca, 27 Şubat; PKK’nin feshi sonrası yeni mücadele dönemi şekillenmiştir. Temkinlilik dışında endişelenecek bir şey yoktur. Geçmişte Kürtler ortak akılları olmadığı için ortak iradeleri yoktu. Ortak iradeleri olmayınca da birleşik bir örgütleri olmadı. Ve kaybettiler.
Mevcut durumda Kürtler ortak iradeleri, hareketleri olan; özgürlük akışı içinde milyonlardır. PKK’nin feshi, yeni başlangıç yolunu açmış ve demokratik toplumun inşası bu ortak akılla gerçekleşecektir.
“Bizi kandırırlar” korku ve endişesine kapılmadan cesaretli olabilmelidir. Sömürgeciliğin yarattığı “Kürt bir şeye yaramaz” psikolojisini aşarak yapabilecek güç ve kudrete sahiptir Kürt. Çünkü aklı var, ideolojisi var, ışığı var. Bu ışık etrafında çok rahat aydınlatabilir, yürüyebilir ve yeniyi kurabilir.
Bu gerçeği görerek hareket etmek başarıya götürür. Yani kendine güven ve ortak akıl esastır. Özgürlük Hareketi 52 yıldır başardığı en büyük şey; Kürtlerde bir ideoloji inşa etmesi ve Kürt’ün ışığını açığa çıkarmasıdır. Dolaysıyla Kürt kandırılamaz. Kürt özgürlüğe yürür.