• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
13 Haziran 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Kürt mantolu Madonna

29 Aralık 2020 Salı - 00:05
Kategori: Yazarlar

Bir yazarın, karakterleri ile kurduğu yatay ve demokratik ilişki sadece kurgusal bir dünyada asılı kalan bir ilişki biçimi değildir. Kurgusal karakterler, belki de yaşamımızdaki gerçek karakterlerden çok daha fazla kişilerin, toplumların yaşamını etkilemiştir. Edebiyat, tiyatro, sinema gibi kurmaca dünyası tanrının, devletin, babanın en güçlü şekilde yaratıldığı, buradan topluma aktarıldığı ve erkeklik ve iktidarın tahkim edildiği alanlar olmuşlardır. Demokratik gelişmeler yaşandığında, erkek egemenliği ve iktidarcılık sarsıldığında, meşruiyet kaybettiğinde erkekliğin imdadına yetişen ve onu yıpranmış biçimlerinden kurtararak yeniden ve daha güçlü biçimde üreten yine anlatı dediğimiz bu ideolojik aygıt olmuştur. İnsanlık tarihinin sözlü yahut yazılı kültürel aktarım dünyasına baktığımızda bir bütün devletçi sistem boyunca insanlık tarihinin nasıl evrildiğini, tarih metinlerinden değil edebi kurgusal metinlerden takip etmek çok daha öğretici olacaktır. Tüm bu yüzyıllar boyunca tanrı, kral, devlet, baba ve yazar aynı şeylerdir.

Bir yazarın, özellikle de bir erkek yazarın, kadın karakterlerini kurgu içerisinde nasıl hareket ettirdiğine, nasıl bir duruş içerisinde gösterdiğine, onlar için nasıl bir son tahayyül ettiğine ve onları nasıl konuşturduğuna bakarak yazarlığına kaynaklık eden motivasyonu görebilirsiniz. Ve ne yazık ki edebiyat ve sanat dünyası bu anlamda, imtihanı çok nadir geçebilmeyi başarabilmiştir. Bütün kurgu ve anlatı dünyası bize nasıl hareket edeceğimizi, nasıl yaşayacağımızı, nasıl duygulanacağımızı, nasıl sevineceğimizi ve sonumuzun ne olacağını söyleyen tanrı-yazarlar ve yazara itiraz etmeyen iradesiz hikâye karakterleri ile doludur.

Kimi yazarlar vardır ki yazdıkları öyle okuyunca birdenbire sizi çarpmaz. Öyle “Bir kitap okudum, bütün hayatım değişti” dedirtmez size. Bilginize, bilincinize, duygunuza, ruhunuza usul usul sokulur yazdıkları. Usul usul yerleşir yaşam alışkanlıklarınızın, sevme biçimlerinizin, öfkelenişlerinizin, vazgeçişlerinizin ve yeniden başlangıçlarınızın içine. Size bütün bu durumlar karşısında ne yapacağınıza, nasıl davranacağınıza dair öğütler vermez, reçeteler sunmaz asla. Öykülemesinde, kurgusunda “Hayat böyle yaşanır” yahut “Böyle yaşanmamalı bir hayat” demez.  Yaşamlarını, acılarını, kederlerini, çıkmazlarını, sevinç ve umutlarını bizim ruh ve yargı dünyamıza taşırken, karakterleri bize anlatırken bu karakterleri kendisi yaratmış olmanın ve onlara istediği şeyi yapabilme hakkının kendinde olduğu kibriyle hareket etmez. Karakterleriyle hiyerarşik değil, yatay ve rızaya dayalı bir ilişkisi vardır.

Yazar; tanrı, devlet ya da baba değildir. Karakterlerine istedikleri gibi buyurma, hayatlarının istikametini kendi gönüllerine göre yönlendirme hakkını kendilerinde bulmazlar. Yazar var olan durumlar üzerinden yaptığı analizler ve çıkarımlarla, yaşam deneyimlerini paylaşır yalnızca karakterlerle. Yaşamlarının nereye evrileceğine karakterlerin kendisi karar verir. Yazar burada sadece bir aktarıcı, bir anlatıcıdır. Ve sadece bir kere okunarak anlaşılmaz bu yazarlar. Siz onları ömrünüzün farklı zamanlarında, farklı yaşanmışlık iklimlerinizde, vardığınız farklı istikametlerde okuduğunuzda her seferinde yaşamınıza nasıl tesir ettiğini, bilgi dayatan ve buyuran değil duygu ve bilgi paylaşan metinler olduğunu görürsünüz.

Bütün bu yazdıklarımı bana yazdırtan şey, yirmi yıl aradan sonra tekrar okuduğum “Kürk Mantolu Madonna” romanıydı. Sabahattin Ali, ne edebi yeteneği ve birikimi ne karakterleri ile kurduğu demokratik yatay ilişki ne tanrıya, devlete, baba ve kocaya rağmen kendini var edebilen kadın karakterleriyle yeterince gün ışığına çıkarılabilmiş ve hakkınca değerlendirmeye tabi tutulabilmiştir. Romanın yazıldığı 1940’lı yılların dünyası göz önüne getirildiğinde “Kürk Mantolu Madonna” karakteri, erkek dünyası karşısında bu kadar güçlü bir kadın duruşuna sahip olması ve erkekler ile ilgili yaptığı analizlerle insanı hayrete düşürüyor. Bir kadın olarak romanın ana karakteri olan Maria Puder’in, Kürt kadın hareketinin, sevmek, erkeklik, kadın erkek ilişkileri üzerine söylediklerine ne kadar çok benziyor kadın karakterin söyledikleri.

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

2021’de Türkiye’nin aydınlık yüzü görülecek

Sonraki Haber

Demirtaş’ın annesi konuştu: Benim oğlum ‘terörist’ değildir!

Sonraki Haber

Demirtaş'ın annesi konuştu: Benim oğlum 'terörist' değildir!

SON HABERLER

ABD Dışişleri Bakanı: Operasyonda rolümüz yok

ABD Dışişleri Bakanı: Operasyonda rolümüz yok

Yazar: Yeni Yaşam
13 Haziran 2025

İsrail’den İran’a saldırı: Genelkurmay Başkanı hayatını kaybetti

Hamaney: İsrail kendisi için acı bir son hazırladı

Yazar: Yeni Yaşam
13 Haziran 2025

Netenyahu: Tehdit ortadan kaldırılana kadar operasyon sürecek

Netenyahu: Tehdit ortadan kaldırılana kadar operasyon sürecek

Yazar: Yeni Yaşam
13 Haziran 2025

İsrail’den İran’a saldırı: Genelkurmay Başkanı hayatını kaybetti

İsrail’den İran’a saldırı: Genelkurmay Başkanı hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
13 Haziran 2025

Ortadoğu’da kadın özgürlüğü

Ortadoğu’da kadın özgürlüğü

Yazar: Yeni Yaşam
13 Haziran 2025

Irak ve Kürdistan Bölgesi arasında mali kriz – I

Irak ve Kürdistan Bölgesi arasında mali kriz – I

Yazar: Yeni Yaşam
13 Haziran 2025

Spinoza’dan neşeye: Radikal düşüncenin canlı izleri

Spinoza’dan neşeye: Radikal düşüncenin canlı izleri

Yazar: Yeni Yaşam
13 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır