MED-DER yöneticisi İbrahim Halil Taş, ‘Dilin bir statüsü olmalı o da yasal düzenlemelerle anayasada garanti altına alınmalıdır. Kürt dili resmi dil olmalıdır’ dedi
Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Kurulu 1991’de 21 Şubat gününü “Dünya Anadil Günü” olarak kabul etti. UNESCO’ya göre, dünya üzerinde 6 bin dil konuşulurken bu dillerin 2 bin 500’ünün varlığı tehlike altında. UNESCO’nun Tehlike Altındaki Somut Diller Atlası’nda Türkiye’de 18 dil tehlike altında görünüyor. Tehlike altında kabul edilen dillerden biri ise Kürtçenin Kirmançkî/Zazakî/Kirdkî lehçesi. Özellikle Cumhuriyet tarihinden bugüne tekçi zihniyetin baskı ve asimilasyon politikaları Zazacanın giderek unutulmasındaki etkenlerden biri oldu. Günümüzde ise başta Kürtçe olmak üzere birçok dil resmi kurumlarda “Bilinmeyen dil” veya “X dil” olarak geçiyor.
Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) Yöneticisi İbrahim Halil Taş, ve Kürtçenin Kirmançkî/Zazakî/Kirdkî lehçesinde kaleme alan 66 yaşındaki Şair Ali Şeker anadilin önemine dair konuştu.
‘Annemizin karnında öğrendik’
“Biz dili annemizin karnında onun kalp atışıyla öğrendik” diyen Ali Şeker , anadili konuşmanın çok önemli olduğunu vurguladı. Ancak genç nesillerin anadillerini fazla bilmediğini kaydeden Ali Şeker , “Belki bizim bu konuda çabalamamız gerekiyor, ama yapmıyoruz. Bizim dilimiz yazılı olarak önceki dönemlere göre gelişti, okullar veya kursalar açıldı. Herkes inancına veya kimliğine göre yazıyor. Tabiatta bir bitki veya hayvan nasıl ki neslini kaybettiği zaman insanın canı acıyorsa dil de kaybedildiği zaman insanın canı acıyor. Bizim dilde klamlar dinlediğim zaman çok duygulanırım ve ağlarım. Gimgim’a ayak bastığım gibi gözümden yaşlar akıyor. Çocuklukta yaptıklarım aklıma geliyor. Dil ve çocukluk arasında da ayrı bir ilişki var” ifadelerini kullandı.
İnsanın anadilde yazmadığı durumda biat ettiğini söyleyen Ali Şeker, hem Türkçe hem de Kirmançkî yazdığını aktardı. Ancak erken yaşlarda toprağından ayrıldığı için kendini yeterli bulmadığını dile getiren Ali Şeker , “Ana dil konusunda klamlar çok önemli, çünkü müzik herkese hitap edebiliyor ve ayrı bir hafızadır” dedi.
‘Toprağından uzaklaşmanın etkisi’
Anadilin unutulmasında insanların toprağından uzaklaşmasının büyük bir etkisi olduğuna işaret eden Ali Şeker, “Büyüklerinin İbrahim Halil Taşından toprağından uzaklaşırsan dil kaybolur. 1966’da Gimgim’daki depremden dolayı insanlar yerlerini terk etmek zorunda kaldı. Ayrıca Avrupa’da yaşayan insanlar kendi memleketinde değil de gidip batıda ev satın alıyor. Demek istediğim koşullarımız ne kadar iyileşiyorsa toprağımızı terk ediyoruz. ‘Anlıyorum, ama konuşamıyorum’ diyen insanların sayısı çok fazla” diye konuştu.
‘Dilin statüsü olmalıdır’
Konuşulmayan dilin tehlike altında olduğunu ifade eden İbrahim Halil Taş, “Bizlerin, çocuklarımızın, gençlerimizin Kürtçe konuşması gerekiyor. UNESCO’nun bir tespitine göre; bir ailede çocuklar tarafından konuşulmayan dil tehlike altındadır. Kürtçe de bu durumdadır. Bu konuda devlete gerekli baskıları yapılması gerekiyor. Çünkü dilin evlerden, dernek ve sivil kuruluşların dışına çıkıp sokaklara, pazarlara ulaşması gerekiyor. Dilin bir statüsü olmalı o da yasal düzenlemelerle anayasada garanti altına alınmalıdır. Kürt dili resmi dil olmalıdır” diye konuştu.
‘Sorumluluk alınmalı’
Kürtlere de anadilin gelişmesi ve kaybolmaması için sorumluluk düştüğünü kaydeden İbrahim Halil Taş, “Bu anlamda asimilasyona karşı mücadele edip dilimize sahip çıkmalıyız. Kültürümüz ve dilimiz sadece 21 Şubat’ta değil her zaman aklımızda ve yaşamınızda olmalı. Kendimizi kültürümüzü, sözlü edebiyatımızı, şarkılarımızı ve söylemlerimizle yaşamsallaştırmalıyız. Dil toplumun sorunudur. Toplumda yaşayan herkesin sorumluluk alması gerekir. Kürtçe, Kürtlerin sorunudur” dedi.
Kaynak: MA