• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
3 Haziran 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Haydar Ergül

Kürtlerden yeni bir başlangıç: Demokratik komün

2 Haziran 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Haydar Ergül
Öcalan’a hayırlı-hayırsız çağrı hakikate vesiledir

Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı tarihi Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, önemli gelişmelere yol açtı ve açmaya da devam ediyor. Çağrı sonrası PKK, 12. Kongresi’ni topladı ve kendini feshetti. Bu karar üzerine farklı çevrelerde olumlu ve olumsuz pek çok tartışma başladı. Özellikle demokrasi ve özgürlük mücadelesine destek veren, Kürt halkıyla dayanışma içinde olan kesimler, yine bazı Kürtler “Ne olacak?”, “Devlet hangi adımları atacak?”, “Yine kandırılacak mıyız?” gibi soruları sıkça sormaya başladı.

Bunun yanı sıra, atılan tarihi adımları etkisizleştirmek veya engellemek isteyen çevreler de mevcut. Toplumlar, tarihsel süreçlerde farklı kesimlere ve çıkar gruplarına bölünmüş durumda. Bu nedenle, herhangi bir gelişmeden tüm çevrelerin memnun olması veya tamamen karşı çıkması gerçekçi değil. Anlaşılacağı üzere, bazı çevreler, çatışma ve savaş süreçlerinin sona ermesiyle çıkar sağladıkları zeminlerin kaybolmasından endişe ediyor.

Bazı kesimler ise karamsar bir tutum sergiliyor. Kürdistan’ı egemenlik altında tutan ulus-devletlerin yapısal sorunlarını ve çıkmazlarını anlamakta zorlanan bu kesimler, tarihin olumsuz yönlerine odaklanarak her an bir yan çizme olabileceğini düşünüyor. Bu umutsuz kesimlerin temel sorunu, mevcut durumu anlamakta zorlanmalarıdır.

Öncelikle şu soruyu sormak gerekir: Özgürlük hareketi ve Kürt tarafı, üzerine düşen tarihsel sorumlulukları yerine getirdi mi? Gerekli adımları attı mı? Evet, gerekli adımları attı. Yukarıda bahsedilen sorular zamanla cevaplarını bulacaktır. Ancak şimdiye kadar tartışmalarda eksik kalan nokta, “Devlet adım atar mı, atmaz mı? Atarsa nasıl adımlar atar?” sorularına yanıt aramaktır. Bu sorular yanlış değildir, ancak yalnızca Türkiye bağlamında değil, Irak, Suriye ve İran’ı da kapsayan dört ülke bağlamında değerlendirilmelidir.

Örneğin, Suriye’de yaşanan gelişmeler, Kürt meselesini doğrudan etkileyen önemli sorunlardır. Daha önce HTŞ ile SDG arasında sekiz maddelik bir mutabakat imzalandığı biliniyor. Bu doğrultuda bazı adımlar atıldı ve çeşitli görüşmelerin yapılacağı ifade edildi. Örneğin, SDG lideri Mazlum Abdi ile Türkiye arasında temasların olduğu, bu temasların giderek karşılıklı görüşmelere dönüşebileceği belirtiliyor.

Ancak tartışmalarda eksik kalan önemli bir soru var: PKK neden kendini feshetti? 52 yıllık bir geçmişe sahip olan bu hareket, neler yaşadı? İnkarın imkânsız hale geldiği bir döneme girildi. Kürt toplumsal direnişi ve dirilişi tamamlandı; varlık olarak kendini kabul ettirdi. 1970’lerde Kürtler, varlık olarak yok sayılıyordu. Ağrı Dağı’na atıfla çizilen bir karikatürde, mezar kazılmış ve üzerine “Muhayyel Kürdistan burada meftundur” yazılmıştı. Bu, sadece bir karikatür değil, yaşanan gerçeğin ta kendisiydi. Kürtler, Kürtlüklerinden utanır hale getirilmişti.

Bugün ise durum çok farklı. Kürtlük, sadece Kürdistan coğrafyasıyla sınırlı olmayan, küresel çapta etkiler yaratan bir varoluş hikayesine dönüştü. Bir zamanlar Kürdistan, Kürtlerden fiziki olarak arındırılmaya çalışılmıştı. Bugün Kürt nüfusunun neredeyse yarısı Kürdistan dışında yaşıyor. Bu, Kürtleri topraklarından kopararak köksüzleştirmek ve varlık olmaktan çıkarmak için yapılan bir hamleydi. Ancak 50 yılı aşkın mücadele, bu durumu tersine çevirdi.

1990’larla birlikte iki kutuplu dünya sona erdi ve yeni durumlar ortaya çıktı. Kürtler, bu süreçte dirilişini gerçekleştirme yoluna girdi. Soğuk Savaş’a göre örgütlenen ulusal kurtuluş hareketleri, giderek kapitalizme entegre olmaya başladı. Kürt toplumsal dirilişi gerçekleşiyor ve toplumsal varlığı oluşuyor.

Fesih ile yeni bir dönem başlıyor: Dirilişini tamamlayan Kürt toplumu, kendisini demokratik bir tarzda nasıl yeniden inşa edecektir? Yeni bir başlangıç nasıl yapılacaktır? Nasıl kendisini savunacaktır?

Yeni süreçte Kürt toplumunun kendisini demokratik bir şekilde inşa etmesi, örgütlenmesi gerekiyor. Devletin adım atıp atmayacağı ya da nasıl adım atacağı sorularına yanıt aranırken, daha önemli bir soru öne çıkıyor: Kürtler nasıl mücadele edecek? Çatışma ortamında demokratik ulusun inşa edilmesi, geçmiş pratiklerde de görüldüğü üzere, oldukça zor. Örgütlü bir demokratik toplumun ya da sosyalist bir toplumun varlığını geliştirme çabası, çatışma ve gerilim koşullarında güçleşiyor.

Bu bağlamda, mevcut konjonktür, Kürdistan’ı egemenlik altında tutan ülkeleri çatışmadan demokrasiye yöneltme açısından son derece elverişli. Bu şartlar güçlü; ancak hiçbir şeyin %100 garantisi yok. Yine de bu koşullar, dirilişini tamamlayan Kürt toplumunun varlığını koruma ve inşa etme aşamasına geçtiğini gösteriyor. Peki, bu nasıl yapılacak? Hangi örgütsel yapılar ve modellerle bu gerçekleştirilebilir?

İsyan hız, gerilim ve yıkıcılık ister; ancak inşa, istikrar, kararlılık, yapıcılık ve sabırla sorunların çözümüne yönelik yerelde ayrıntılı çalışmaları gerektirir. Çatışma ortamında demokratik toplumun inşa edilmesi zor olduğu için, asıl tartışılması gereken, Kürt toplumunun nasıl örgütleneceği ve bu yapının nasıl oluşturulacağıdır. “Örgütlü halk yenilmezdir” sözü doğrudur. Kürt toplumu, belli oranda örgütlenmiş ve bu nedenle yenilmezdir. Ancak yeni koşullarda, kendisini var eden ve yöneten bir toplumun, devlete fazla ihtiyaç duymadan yeniden kurulması gerekiyor.

Demokratik komün örgütlenmesi, toplumsal varlığın özünü oluşturur. Yeni dönemde Kürtlerin yapması gereken, öncelikli bu örgütlenmeyi yeniden tartışmak ve yeni bir başlangıç yapmaktır. 52 yıl önce başlayan özgürlük yürüyüşü, o dönemin koşullarında önemli roller oynadı ve tarihsel misyonunu doldurdu. Artık yeni bir başlangıç için zemin oluşmuştur. Yine geçmiş, geçmişte kalmadı; o birikimler üzerinde Kürt toplumu, demokratik esaslara göre yeniden örgütlenecek.

Önümüzdeki dönemde gerek komün örgütlenmesi gerekse yeniden örgütlenme üzerine daha fazla tartışma yapılacak, yapılmalıdır da. Her Kürt, bu konuda yoğunlaşabilmelidir. Yeni süreçte, “Nasıl örgütleneceğiz?”, “Demokratik toplum nasıl kurulur?” sorularına hem düşüncede hem de pratikte atılacak adımlara ilişkin yanıt aranmalıdır. Başlangıçta demokratik komün, tüm ihtiyaçları hemen karşılayacak bir mekanizma olmayabilir, olmazda. Örneğin, bir felsefe komünü kurulabilir. Tarım veya çiftlik komünleri kurulabilir. Öncelikli acil ihtiyacı tespit edilip komün girişimi başlatılabilir. Bu, aynı zamanda öz savunmaya götüren bir süreci de geliştirebilir.

Komün kurulurken, her bireyin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak büyük mekanizmalar beklemek gerçekçi değil. Öne çıkan ihtiyaçtan başlamak, ardından yeni ihtiyaçlara göre şekillenir. Toplum, kendi ihtiyaçlarını karşılar hale geldikçe, devletin bu alanlara müdahalesi zorlaşır. Özcesi devlet, topluma fazla karışmamalı; kendi sınırları içinde fonksiyonlarını yerine getirmeli. Toplum ise ihtiyaçlarına göre yeniden örgütlenmelidir. Yeni sürecin özü budur.

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

FilmAmed ‘kökleriyle’ buluşuyor

Sonraki Haber

Krizdeki Alevilik

Sonraki Haber
Kürt siyasallaşması ve spor

Krizdeki Alevilik

SON HABERLER

İzBB işçilerinin grevi 6’ncı gününde: Masa tekrar kurulsun

İzBB işçilerinin grevi 6’ncı gününde: Masa tekrar kurulsun

Yazar: Yeni Yaşam
3 Haziran 2025

Bahçeli boykot edenleri hedef aldı

Bahçeli: Altın fırsat kaçırılmamalıdır

Yazar: Yeni Yaşam
3 Haziran 2025

Belediye işçileri: Taleplerimiz kabul edilene kadar direneceğiz

Belediye işçileri: Taleplerimiz kabul edilene kadar direneceğiz

Yazar: Yeni Yaşam
3 Haziran 2025

Hatimoğulları grup toplantısında konuşuyor CANLI

Hatimoğulları grup toplantısında konuşuyor CANLI

Yazar: Yeni Yaşam
3 Haziran 2025

Hollanda’da mülteci krizi: Koalisyon çöktü

Hollanda’da mülteci krizi: Koalisyon çöktü

Yazar: Yeni Yaşam
3 Haziran 2025

Riha Barosu BM için ‘işkence’ raporu hazırladı

Riha Barosu BM için ‘işkence’ raporu hazırladı

Yazar: Yeni Yaşam
3 Haziran 2025

Kaya ve Melik’in isimleri Curnê Reş’te yaşatılacak

Kaya ve Melik’in isimleri Curnê Reş’te yaşatılacak

Yazar: Yeni Yaşam
3 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır