BM öncülüğünde oluşturulan Suriye anayasa komisyonunda Kürtlerin olmamasını eleştiren Open Üniversitesi’nden Cengiz Güneş,komisyonun başarı şansının olmadığını vurguladı
Suriye’de 8 yıldır devam eden ve binlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın ise göç etmesine neden olan savaşı sonlandırıp, siyasi çözümün yolunu açacak bir Anayasa Komisyonu geçen hafta oluşturuldu. Ancak oluşturulan bu komisyona ülkenin neredeyse üçte birini oluşturan Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi temsilcileri dahil edilmedi. Bu yaklaşımın Suriye’ye dair siyasi çözümü daha baştan sakatladığı yorumları yapılırken, Kürtlerle ilişkisinden dolayı rahatsız olduğu ABD ile ‘Güvenli Bölge’ oluşturma konusunda işbirliğini sürdüren Türkiye, bölgeye harekat düzenleme planı içerisinde. İngiltere’deki Open Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Cengiz Güneş, bölgeye dair hesap içerisinde olan küresel ve yerel güçlerin politikalarını ve kurulan Anayasa Komisyonu’nun son gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik’e değerlendirdi.
‘Rusya-Türkiye zıtlaşıyor’
Öncelikle Rusya, İran ve Türkiye arasında geçen hafta Ankara’da Astana süreci çerçevesinde yapılan üçlü zirve üzerinde duran Güneş, görüşmeye İdlib’de devam eden çatışmalar ile Türkiye-ABD arasında Kuzey Doğu Suriye’de kurulmakta olan ‘güvenli bölge’ görüşmelerinin yol açtığını vurguladı. Türkiye’nin özerk bölgeye harekat için elinden geleni yapmaya devam ettiğini söyleyen Güneş, “Zirveden sonra yapılan açıklamalar yine aynı zamanda bu güçler arasında bazı konularda anlaşmazlığın devam ettiğini de gösteriyor. Ortak hareket ediyor gibi görünseler de Türkiye ve Rusya birbirine zıt politikalar izlemeye devam ediyor” dedi.
‘Başarı şansı yok’
Güneş, üçlü zirvede dile getirilip, hemen sonrasında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de kurulduğunu duyurduğu Anayasa Komisyonu’na da değindi. “Anayasa Komisyonu’nun kurulmuş olması büyük bir ilerleme ve başarı olarak lanse edilse de, savaşı sonlandırmak ve kalıcı barışı sağlamak için gerekli yeni siyasi sistem üzerine konsensüs sağlanması çok kolay görünmüyor” diyen Güneş, “Kürtleri ve Suriye toplumunun önemli bir kesimini temsil eden Özerk Yönetimin dahil edilmediği bir komisyonunun başarılı olma şansının olmadığını” vurguladı. Güneş, kurulan komisyon için “Bütün Suriye toplumunun hakkını savunan bir düzen oluşturabileceği konusunda mevcut şüpheleri artırıyor. Kürtleri ve Özerk Yönetimin dışlanması Anayasa Komisyonu’nun uluslararası güçler nezdinde kabul görmesi olasılığını da azaltıyor” ifadelerini kullandı
‘ABD’nin varlığı caydırıcı’
ABD’nin Suriye’de olduğu ve Kuzey Doğu Suriye hava sahasını kontrolünü elinde tuttuğu sürece Şam rejiminin Özerk Yönetime baskı yapıp, kendi istediğini kabul ettirme olasılığının çok zayıf olduğunu belirten Güneş, Şam rejiminin planına dair şunları ekledi: “Bu durumu değiştirmek için Türkiye’yi Özerk Yönetime karşı daha saldırgan bir pozisyon almaya teşvik eden açıklamalar yaptılar. Yani, Türkiye’yi kullanarak ABD’nin Suriye’deki askeri varlığına karşı riskleri artırmak ve dolayısıyla Suriye’de geri çekilmesini sağlayarak DSG ve Özerk Yönetimi tasfiye etmenin koşullarını oluşturmak istiyor. Türkiye ile iç savaş öncesi statükoyu tekrar oluşturmaya dayalı ortak hareket edebileceğinin sinyalini veriyor. Aynı zamanda bu açıklama (Şam’ın DSG’yi ‘terörist’ diye nitelemesi) Suriye rejiminin Kürtlerin meşru taleplerine cevap vermekten çok uzak olduğunu ve halen güç kullanarak Kürtleri kontrol edebileceğini düşündüğünü gösteriyor.”
İSTANBUL