• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
7 Haziran 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Haydar Ergül

Kürt’ün ormanı yurdudur!

5 Eylül 2021 Pazar - 13:29
Kategori: Haydar Ergül, Yazarlar
CHP ve demokratik cumhuriyet zihniyeti

Toprak veya coğrafya ile toplum arasında olmazsa olmaz keskinlikte bir ilişki vardır. Bu belirlemeyi şunun için yaptım: Kürtler yıl boyu orman yangınlarıyla cebelleşti. Bu durum salt bu yılla da sınırlı değil; son yüz yıldır adeta alınyazısıymış gibi her yıl tekrarlanmaktadır. Özellikle 90’larla birlikte orman yangınlarında ciddi bir artış oldu. Yangınların “güvenlik amaçlı” çıkarıldığı aleni hale getirildi. Neredeyse bunu bilmeyen kalmadı. Bunun en bariz hali; yangınları söndürmeye çalışanlara devletin engel olmasıdır. Batıda yangınlara bütün güçleriyle söndürmek için seferber olan devletin Kürdistan’daki yangınların söndürülmesine engel olma durumu, bunu açıklamaya yeterli bir kanıt olmaktadır. Yine batıdaki yangınlara kamuoyu ciddi tepki koyarken, Kürdistan’dakilere tepkisiz kalmakta, sessizce geçiştirilmek istenmektedir. Söze gelindiğinde orası da vatan parçası, pratikte ise başka bir ülke toprağı olmaktadır!

Batı-doğu arasında yangınlara yaklaşımdaki bu tutum farkı neden kaynaklanmaktadır? Dersim ormanları yandığında neden görülmek istenmiyor, seyirci kalınıyor? Hani, tasada ve kıvançta birliktik? Ortaokul yurttaşlık dersinde bile yurttaşın en temel kriteri böyle tariflenmektedir.

Yoğunluklu Kürtlerin yaşadığı coğrafya veya toprak vatan değil mi? Demek ki değilmiş, öyle anlaşılıyor. Şunun altını keskin çizmek lazım; birlikte yaşamın ortak zihinsel yapılanması ortak vatan anlayışının kökleşmesiyle mümkündür. Bunun yeterince oluşmadığı; birlikte yaşamın temelleri henüz kökleşmemiştir. Bu durumun Kürtlerden kaynaklanmadığı, batıda şovenizmin, Türk milliyetçiliğinin güçlü olduğu; Kürtlerin tamamen Türklük içinde erimesi arzulanmaktadır! Kürt asimilasyonunun tamamlanması ile Kürdistan’ın da Türkiyeleşmesi düşünülmektedir. Bunun yaygın bir düşünme biçimi olduğu, bir de orman yangınlarına yaklaşımda açığa çıkmaktadır.

Her toplumun üzerine yaşadığı toprak parçası veya coğrafya onun yurdudur. Yurtsuz toplum varlığının olabileceği insan düşüncesinin ötesindedir. Çünkü topraksız toplum oluşamaz. Toprak o toplumun yurdudur. Orada var olmuş, yurt tutmuş; dili, kültürü ve kimliği toprağa dayalı oluşmuştur. Kürtler için de bu durum farklı değildir.

Toprak topluma kimlik kazandırma ile birlikte yaşam olanaklarını da sunan mekandır. Ormanlar bu mekanın parçaları ve yaşam damarlarını oluşturmaktadır. Ormanları yok etmek, toplumu tarih ve kültürüyle yok etmeye götürmektedir. Dersim, Botan gibi yerlerde yaygın orman yangınlarını salt “güvenlik” amaçlı düşünmek çok eksik kalır. Asıl olan; Kürt’ü yurduna kanıksatma, duyarsız kılma, yabancılaştırma ve terke zorlamadır. Coğrafyanın tahribatına seyirci kalma ve onu kanıksama toplum kimliğine de yabancılaşma olmaktadır. Bundan sonrası asimilasyona açık hale gelme ve başka kimlikler içinde erime kaçınılmaz olmaktadır. Orman yangınlarının bir de bu yanı vardır.

Türk’ün Kürt’le yaşam istemi varsa, onun yaşadığı toprağa da duyarlı olma, orman yangınlarında Marmaris’e gösterdiği hassasiyeti Dersim’e, Botan’a da gösterdiğinde anlamlı bir yaklaşım ortaya koymuş olur ve birlikte yaşam zeminine ulaşılabilir. Aksi halde güvenli yaşam koşulları oluşmaz. Kürt’ü Türkleştirerek buna ulaşılacağını düşünmek; hayal kurmanın ötesinde sonuç vermeyeceği defalarca kanıtlanmıştır. Kürt ise yurduna sahip çıkmanın kimliğine, diline, kültürüne sahip çıkmak olduğunu derin bilince çıkarmalıdır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Şehir Hastaneleri ile soygun sürüyor

Sonraki Haber

Elveda Theodorakis

Sonraki Haber
10 Kasım ya da siyasal İslamın Oedipus kompleksi

Elveda Theodorakis

SON HABERLER

Demokratik toplum çağrısı ve Ortadoğu

Demokratik toplum çağrısı ve Ortadoğu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Yahya Orhan: Artık kendimiz için çalışacağız!

Hafız Akdemir: Özveri, disiplin ve tevazunun timsali

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

El koyma, çökme, ele geçirme

Gerçeklerin iz düşümünden ekoloji politik çıkışa

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Hak savunuculuğunun bedeli!

İzBB grevinin hatırlattıkları…

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın sorumluluğu…

İzmir’in şişmanı, işçi düşmanı!

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Eşitlik ve özgürlük ya da ortak hayallerin şafağında

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Amed’deki yangınla ilgili 4 gözaltı

Amed’deki yangınla ilgili 4 gözaltı

Yazar: Yeni Yaşam
6 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır