• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Leyla Güven

17 Ocak 2019 Perşembe - 00:00
Kategori: Yazarlar

Şaşırma kaybına uğradık. Sağ kolumuz yok gibi ya da bir gözümüz görmüyor, belki ikisi de. İşin kötüsü farkında bile değiliz. Yani bacakları yeni kesilmiş birisinin bilek ağrısını bile çekmiyoruz. Yok olmuş şaşırma kaybımız, hiç yokmuş ve hiçbir zaman olmamış gibi davranıyor bize.

Alışkanlık insanın en zayıf, aynı zamanda en güçlü tarafı. En güçlü tarafı çünkü bu kadar dehşetli şeylere eğer alışmasak bu hayatın sürdürülebilir tarafı yok ama en zayıf tarafı, bu hayatı katlanabilir kılıyor.

Çok genç bir devrimciyken -ki insanlar şimdi, çocuk diyorlar o yaştakilere- Kuzey İrlanda’da parlementer Bobby Sands ve arkadaşlarının ölüm oruçlarını girmiş olması, günlerce ölüm orucunu sürdürüyor olması çok şaşırtmıştı beni. Nasıl bu kadar gün aç kalabiliyorlardı? Sadece su içerek insan ne kadar gün yaşayabilirdi? O günler için dünyanın en çok açlık grevi-ölüm orucu deneyimine sahip bir ülke, İrlanda’da, ellerinde yaşamlarından başka bir şeyi kalmayan insanların, ortaya kendi bedenlerini koyması beni şok etmişti doğrusu.

Bir diğer tarafı ‘Parlamenter’ yani Burjuva sisteminde bile olsa, halkın seçtiği bir kişinin ölüm orucuna girmiş olması daha da şaşırtıcıydı benim için. Tabii ki her insanın yaşamı çok değerliyken, seçilmiş birinin, binlerce kişin oyunu verdiği kişinin bunu yapmasının sembolik başka yönü de vardı. Madem meclis kürsüleri, kıyafetleri, tüzükleri falan önemliyse ve onlara, ‘Temsili Demokrasi’lerinde bir kutsallık atfediliyorsa yani madem sembollerle devam ediyorlarsa, o zaman meclis de ölüyordu.

Bir de o zamanlar alışıktık biz parlamenterler filan önemli insanlardı. Çarın gölgesindeki Duma, padişah yokuşunda Meclis-i Mebusan ve hele İngiliz Kraliçesi’nin meclis mensupları, bütün yaşayanların ters göstereni, yansıması olduğundan, onlardan birisi ölüme yattığında, temsili demokrasinin, temsili tiyatrosu bile perdelerini hiç görmemek için kapatamazdı.

Sonra, sesi olmaya çalıştığımız, katıldığımız, sadece seyrettiğimiz ve herşeyin gözlemizin önünde ceryan ettiği o kadar çok ölüm orucu günü yaşadık ki, iktidarların duyarsızlığının farkına bile varmadık. ‘Şaşırma Kaybı’ daha uzun günlere taşındı. B1 kullanımıyla birlikte, 200 günü aşan ölüm oruçları, sanki hiç kimseyi öldürmemiş gibi hatırlanmak istenmeyen anılar bölümünde kaldı. 100’den fazla kişinin ölüm orucunda yaşamını yitirdiğini hepimiz unuttuk.

500’den fazla Wernicke-Korsakoff hastası eski tutsak, sanki ölüm oruçlarından değil de önlenemez bir salgına yakalanmış bahtsız insanlar gibi hala hayatta var olmaya çalışıyorlar.

Daha uzun direnebilmek için B1 vitamini kullanmış olmaları, ne ölümü durdurdu, ne Wernicke-Korsakoff ne de parça parça ölen bedenlerinin parçalarını geri getirdi. Sadece herşeye rağmen iktidarların ne kadar daha uzun süre hiç bir şey yapmadan durabileceğini gösterdi bize ve biz buna da alıştık.

Bütün bu yaşadıklarımız arasında, alışkanlık batağına saplanmış, şaşırma kaybını arıyor bu yazı.

Biliyor musunuz, milletvekili Leyla Güven, süresiz açlık grevinde, 71. gününde…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Seçime ‘hayalet’ el

Sonraki Haber

Kürtlere destek Türkiye’ye uyarı

Sonraki Haber

Kürtlere destek Türkiye’ye uyarı

SON HABERLER

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Emine Ocak: Türkiye’nin vicdanına yazılan ağıt

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Sancı, umut ve başka haller

Konforlu tartışmalar

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Dersim kültürünü yaşatmak

Dersim kültürünü yaşatmak

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Dêrsim’de çeteleşme ve şiddet artıyor

Dêrsim’de çeteleşme ve şiddet artıyor

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Yeni anayasa tartışmaları ve DHP’nin sorumluluğu

Faili aramak!

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Yeni bir başlangıcın eşiğinde: Barışa ve demokrasiye tarihsel sorumluluğumuz

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Muhalefet mi dediniz?

Ulus krizine iki zıt çözüm

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır