Ne Kürtçe mektup, şiir, roman dışarıya gönderebiliyoruz ne de dışarıdan gelen Kürtçe mektup ve kitap alabiliyoruz. Bizden tercüme etmemiz isteniyor. İstediğim Kürtçe kitaplar aylardır bu nedenle verilmiyor
Hüseyin Aykol / İçeriden
Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan kadim mahpuslardan Ergin Atabey, 30 Aralık 2024 tarihli faks mesajında şöyle diyor: “İktidarın-devletin ilk geliştirildiği bu topraklarda barış ve özgürlük kolay elde edilmiyor. Son on yıla bile bakılsa bunun zorluğu kolaylıkla görülür. Ama zor diye elbette barış ve özgürlük arayışından vazgeçilmez. Nitekim, on yıl önce diz çöktürmek isteyenler yine elleri boş döndü.
Şimdi ise özel savaş ile sanki dünyayı fethetmişler gibi toplumu ‘Pirus Zaferi’ne inandırma telaşındalar. Onlar kendilerine yakışanı yapıyorlar. Barış ve özgürlük arayışçıları için önemli olan yeni mücadele döneminin perspektifidir. Tüm gücümüz ve benliğimizle gelen demokrasi, barış ve kardeşlik perspektifini yeni mücadele döneminde hayata geçirmeye çalışacağız.
Hapishanelerin kronikleşen sorunları burada da var. Güya artık Kürt diline yönelik yasaklamalar kaldırılmış. Ama fiilen yasak uygulanıyor. Ne Kürtçe mektup, şiir, roman dışarıya gönderebiliyoruz ne de dışarıdan gelen Kürtçe mektup ve kitap alabiliyoruz. Bizden tercüme etmemiz isteniyor. İstediğim Kürtçe kitaplar aylardır bu nedenle verilmiyor. Kürtçe mektuplar da gönderilmiyor. İnsan hakları ve dil kurumlarının bu sorunumuzla ilgilenmesini bekliyoruz.
Yine mahpus olsak da anayasal olarak bilimsel, sanatsal konularda araştırma yapmamız, kitap yazmamız bir haktır. Fakat bu hak askıya alınmış, yaptığımız bu yönlü çalışmalarımıza keyfi bir şekilde el konuluyor. Haliyle anayasal bir hak sudan gerekçelerle askıya alınıyor. Oysa bugünlerde Suriye hapishaneleri üzerine haklı olarak o kadar tartışma yapılıyor ya, insan ister istemez kıyaslama yapılıyor. Birlikte kaldığımız H. Deniz (Kaytan) ve Rojvan (Akdoğan) arkadaşların da selamları var!”
* * *
İzmir-Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Dursun Kaş, 16 Aralık 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Ülkemizde hapishanelerde yüzlerce hasta tutsak ciddi sağlık sorunları yaşıyor. Bir kısmı ölümle burun buruna olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Özellikle hasta tutsaklar Hasan Karapınar, Yasemin Karadağ, Melek Akgün ve Ali Osman Köse’nin durumları ciddidir.
Lenf kanseri olan hastalığı ileri evreye gelen Hasan Karapınar, Adana-Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde tek başına tutuluyor. 2022 yılında Marmara Hapishanesi’ndeyken, kemoterapisi sürerken tahliye edilmişti. Dışarıda tedavisi yapıldıktan sonra 6 Şubat 2024 günü yeniden tutuklandı. Şimdi de Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde, arkadaşlarının yanında kalmasına izin verilmiyor ve hücresinde yakın zamanda düştü ve başına sekiz dikiş atıldı. (Hasan Karapınar, geçen hafta yeniden tahliye edildi.)
Yasemin Karadağ, 2021 yılından bu yana Marmara Hapishanesi’nde tutuklu. Kısa süre önce oldukça riskli bir beyin ameliyatı geçirdi. Böyle bir ameliyatın ardından, iyileşmesi için uygun koşullarda bulunması gerekirken, hakkında cezaevinde kalabilir, raporu verildi.
Melek Akgün, Kayseri-Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunuyor. Melek Akgün, tek böbreğinin yalnızca yüzde 14’ünü kullanabiliyor. Tedavi koşullarının sınırlı olması nedeniyle hapishanede kaldığı her gün sağlığı giderek kötüleştiği halde tahliye edilmiyor.
Ali Osman Köse, Tekirdağ 1 nolu F Tipi Hapishanesi’nde ‘ağırlaştırılmış müebbet’ hükümlüsü olarak tutulmakta. 1994 yılından beri çok ciddi sağlık sorunlarıyla tutsaklığını sürdürürken 2020 yılında beyin kanaması geçirdi ve ardından kanser teşhisi konuldu. Kanser nedeniyle sol böbreği alındı. Ali Osman Köse, yüksek tansiyon, kalp, kanser, prostat, fıtık ve varis hastalıklarının yanı sıra tek böbrekle yaşıyor. Tedavisinin dışarıda yapılması gerekirken, halen hücrede tutulmaktadır.”
* * *
Kobanê davasıyla cezalandırılmak istenen siyasetçilerden Günay Kubilay, 30 Aralık 2024 günü yazdığı kısa mektubunda şöyle diyor: “2025 yılının bütün dünya, bölge ve Türkiye halkları için barış ve özgürlük yılı olmasını diliyorum.
Mahkeme kararı sonrası hapishane hayatımı zenginleştirmek için Almanca dil öğrenimi ve nota tekniği ile bağlama çalışmasını, mevcut kitap okumalarımın yanına ekledim. Dil, bağlama ve okuma ‘üçü bir arada’ olunca 24 saat az gelmeye başladı. Yeni başladığım her iki alanda da dışarıdan aşinalığım var.
Hakkımda verilen hükmün henüz gerekçeli kararı çıkmadı. Karar verileli yedi ay geçti ama ortada gerekçesi yok. Yani siyasi rehine olduğumuz kanıtlanıyor. Bahçeli’nin çıkışıyla birlikte gelişmeleri izliyoruz. En son bizim partinin İmralı ile görüşmesine dair notları/mesajına bakılırsa, diğer taraftan Suriye’deki yeni durum, süreci çok hızlı sonuca ulaştırabilir.”
* * *
Bandırma 1 nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Vedat Cirasun, 31 Aralık 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Bir süre önce koğuşlarımızın içine kamera takıldı. Kamera tüm yaşam alanlarımızı, tuvalet ve banyo kapılarımızı görecek şekilde yerleştirildi. Kişinin özel yaşamı ve mahrumiyeti tümüyle ortadan kaldırıldı.
Bizler de özgür iradeli insanlar olarak, insan hakları ve evrensel hukukla bağdaşmayan, insan iradesini zayıflatmayı amaçlayan bu kamera uygulamasını ve benzeri hak ihlallerini kabul etmediğimizi sizin aracılığınızla demokratik kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.”
* * *
Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta olan Yakup Akkan, kalp hastalığı için reçetesine yazılan 14 kutu Citoles ve 1 kutu Ecopirin ilacının kendisine verilmiş gibi reçete yazıldığını ve böylece yolsuzluk yapıldığını kurum müdürüne bildirdikten sonra, kendisine cezaevinde kötü davranılmaya başlandığını ve gönderildiği şehir hastanesinde hastalığı için çok önemli olan ve sürekli kullanması gereken Ecopirin ilacının da iptal ettirildiği ve bu yüzden yaşamına kast edildiğini belirtiyor.
Bu arada cezaevi yönetiminin beş yıldır süren diş tedavi randevularını da iptal ettirdiğini belirten Yakup Akkan’ın Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif İşleri Genel Müdürlüğü’ne bu sorunlarını anlatmak üzere göndermiş olduğu dilekçenin akıbeti meçhul durumdaymış. Biz de, durumu buradan bir kez daha anlatmış olalım.
MEKTUBU GELENLER:
Vedat Cirasun – Bandırma 1 nolu T Tipi CİK
Ergin Atabey – Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi
Yakup Akkan – Elazığ 2 nolu Yüksek G. CİK
Dursun Kaş – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Günay Kubilay – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi