Milyonlarca kamu emekçisini yakından ilgilendiren ve önümüzdeki 2 yıllık süreci, yaşam ve çalışma koşullarını doğrudan etkileyecek olan toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmeleri öncesi 29 Temmuz’da 4 koldan yürüyüş başlatan Kamu Emekçileri Sendikası (KESK), dün Ankara’ya ulaştı. Kamu emekçileri sendikaları ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı arasında gerçekleşen görüşmeler öncesinde Edirne, Van, Artvin ve Muğla’dan başlatılan ve “Güvenceli iş, güvenceli gelecek, insanca yaşayacak ücret” sloganıyla yürüyüş yapan emekçiler, Ankara girişinde polis tarafından engellendi. Çalışma Bakanlığı önünde yapılmak istenen açıklamaya engel olan Polis, Valilik kararını gerekçe gösterdi. Polisin ‘dağılının’ anonsuna emekçiler ‘Direne direne kazanacağız’ sloganları ile karşılık verdi.
Aynı taktikler
KESK ise, emekçiler adına hazırladığı basın metninde, 2020-2021 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmelerine işaret ederek, “Günlerdir sesimizi ve taleplerimizi duyurmak için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Çünkü 3 milyon kamu emekçisinin, 2 milyon kamu emekçisi emeklisinin gelecek iki yılına dair mali ve sosyal hakları bu görüşmelerle belirlenecek” dedi. Aileler ile birlikte 20 milyonu etkileyecek görüşmelerde hükümetin süreci ‘oldubittiye’ getirmek istediği vurgulanan metinde, Merkez Bankası’nın enflasyon tahminlerini düşürdüğü hatırlatılarak, “Merkez Bankası Başkanının görevden alınması gibi bu açıklamanın da hükümetin baskısı ve yönlendirmesi ile yapıldığına inanıyoruz” vurgusu yapıldı. Hükümetin her seferinde Merkez Bankası’nın ve Orta Vadeli Mali Planların enflasyon hedefini esas alarak TİS masasına geldiği belirtilen açıklamada,”Bu yıl da aynı taktikle görüşmeleri devam eden kamu işçilerinin toplu sözleşme sürecini ve kamu emekçilerinin başlayacak TİS sürecini sonlandırmak istedikleri anlaşılmaktadır” denildi.
‘Kötü gün bittiyse neden zam’
Basın metninde şu ifadelere yer verildi: “Mevcut haliyle sürecek bu düzenekteki TİS masasının kamu emekçilerinin temel sorunlarını çözmekten hayli uzak olduğu ve bu sistemin iflas ettiği artık anlaşılmıştır. Dört defa kurulan masadan, insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvencesiz, sözleşmeli istihdama son verecek, gelir vergisi ve ek gösterge adaletsizliğini ortadan kaldıracak, ek ödemelerin emekli aylıklarına yansıtılmasın sağlayacak hiçbir düzenleme çıkmadı. Hiçbir temel sorunumuz çözülmedi. Aylardır işyerlerinde masalar kurarak, anketler düzenleyerek, bire bir görüşmeler yaparak kamu emekçilerinin gerçek taleplerini ve beklentilerini ortaya çıkarmaya çalıştık. Konfederasyonumuz bu çerçevede oluşturduğu TİS teklifini 24 Temmuz’da hükümete iletmiştir. Taleplerimizi 23 Temmuz’da da kamuoyuna bir basın toplantısı ile açıkladık. Dört kol şeklinde onlarca ili gezerek yaptığımız yürüyüşte de taleplerimizi duyurmaya çalıştık. Taleplerimiz insan onuruna yakışır iş ve insanca yaşayacak bir ücret için asgari taleplerdir. Damat her gün kamera karşısına geçip ‘kötü günler geride kaldı’ diyor. Madem ki, kötü günler geride kaldı gece neden doğalgaza %14.97 oranında zam yaptınız. Zamları sıralamaya kalksak basın açıklamamız saatleri bulacak, o yüzden geçelim. Ancak şunu istemek de en doğal hakkımız; madem ki kötü günler geride kaldı o halde refah payımızı verin, taleplerimizin gereğini yerine getirin. İktidara ve yetkilendirilmiş yandaş konfederasyona değil, kendi mücadelemize güveniyor, inanıyoruz.”
EKONOMİ SERVİSİ