• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
20 Haziran 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Mazlum Ebdî: Tarihi aşamadayız, Kürtler yerini almalı

20 Haziran 2025 Cuma - 02:04
Kategori: Manşet, Ortadoğu
Mazlum Ebdî: Tarihi aşamadayız, Kürtler yerini almalı

Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Komutanı Mazlum Ebdî Yeni Özgür Politika gazetesinden Gülcan Dereli’nin sorularını yanıtladı

Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Komutanı Mazlum Ebdî; Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı, Suriye’nin yeniden inşa süreci, Efrîn, Girê Spî ve Serêkani’ye dönüşler, İsrail-İran savaşı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlayan süreç üzerine soruları yanıtladı.

‘Konferans, tarihine önemine denk kararlar aldı’

Suriye yeniden yapılandırılırken, Kürdistan’ın diğer parçalarındaki temsillerin de katılımıyla gerçekleştirilen Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı’nın önemli olduğunu ifade eden Mazlum Ebdî, konferansın tarihi önemine denk düşecek kararlar aldığını söyledi. Alınan kararlardan birinin Şam ile görüşmek üzere tüm Kürt parti temsilcilerinin içinde bulunduğu bir heyetin oluşturulması olduğunu dile getiren Mazlum Ebdî sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu karar pratikleştirildi, bir heyet oluşturuldu ve bu heyet yakın bir zamanda çalışmaya başlayacak. Bu heyetin yapacağı çalışmaların Kürt ulusal birliğine katkı sunacağına inanıyorum. Yanı sıra Suriye nezdinde de demokratik cephenin geliştirilmesinde ve demokrasiye doğru adımların atılmasında önemli bir rol oynayacağına inanıyorum.”

“Önder Apo’nun da birlik temelinde Kürtlere çağrısı ve bu yönlü büyük bir emeği de söz konusu. Kürtler açısından gerekli olan tarihsel ulusal birlik ihtiyacına, bu uğurda harcanan emeğe ve gösterilen çabalara cevap olabilmek için bu konferansı gerçekleştirdik,” diyen Mazlum Ebdî, konferansın dört parça Kürdistan’ın ulusal birlik temelinde bir araya getirilmesinde önemli bir katkı ve zemin oluşturduğuna inandığını ifade etti.

10 Mart anlaşması

“Kürtlerin Rojava’da gerçekleştirmiş olduğu Birlik ve Ortak Tutum Konferans’ıyla Şam ile geliştirilen anlaşma birbirinin zıttı ya da karşıtı değil,” Mazlum Ebdî, 10 Mart anlaşmasına ilişkin şunları söyledi:

“Şam ile görüşmelerimiz 10 Mart anlaşması temelinde devam ediyor. 10 Mart anlaşmasının ilk iki maddesi Suriye’nin siyasi sistemi ve Kürtlerin oluşturulacak yeni anayasada nasıl yer alacağı üzerineydi. Konferansta özellikle bir komitenin oluşturulması ve Kürtlerin yeni anayasada nasıl yer alacağı üzerine görüşmeler gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştı. Siyasi anlamda ademi merkeziyetçi bir Suriye içerisinde Kürtler nasıl yer alacak üzerine bir mücadele yürütülecek. Kürt siyasi partilerinin konferansta açığa çıkan talepleri üzerine Şam ile bir diyalog oluşturulması, görüşmelerin gerçekleştirilmesi gerektiği karara bağlanmıştı. Sonuç itibariyle Şam ile hangi konular üzerine anlaşılacaksa onlar esas alınacaktır.”

‘Dürzilere uygulanan baskılara karşıyız’

Suriye’deki diğer tüm bileşenlerle olduğu Dürzilerle de iyi bir iletişim ve diyaloglarının olduğunu söyleyen Mazlum Ebdî, Suriye’de tüm bileşenlerin haklarının anayasada garanti alınması gerektiği konusunda Dürzi toplumuyla ortak görüşte olduklarını ifade etti:

“Dürzi toplumuyla belli bir ilişkimiz de var. Suriye Baas rejimi sürecinde Dürzilere uygulanan baskılara biz de karşıyız. Oluşturulacak olan yeni Suriye’de de temsil edilmeleri ve hakları elde etmelerinden yanayız.”

Alevi katliamları

Ciddi bir tehdit altında olan ve katliamlara maruz kalan Arap Alevilerin Suriye’nin asli unsurları olduğuna vurgu yapan Mazlum Ebdî, tüm Alevi toplumunu Baas rejimiyle ilişkilendirmenin büyük bir haksızlık olduğunu söyledi. 10 Mart anlaşmasının esas nedenlerinden birinin de katliamların önünü almak olduğunu dile getiren Mazlum Ebdî konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:

“Alevi toplumunun diğer Suriye bileşenleri gibi kendi içlerinde bir birlikleri yok. Baas rejimi döneminde de çok fazla parçalanmışlardı. Bu parçalılık onlar açısından da bir zayıflık. Alevi toplumuna zulüm uygulanmaması ve yeni Suriye’de de hak ettikleri gibi yer bulmaları için onları destekliyoruz. Suriye’nin birliği temelinde onlarla ilişkilerimiz var ve bu ilişkileri daha da geliştireceğiz.”

Rojava yönetim modeli

Suriye genelinde ırkçılık temelinde süregiden çatışmalar olduğunu ama kendi bölgelerinde böylesi çatışmaların, ayrılıkların söz konusu olmadığını, ortak yaşam, birlik ve barış içinde yaşamayı esas alan bir yönetim modeli oluşturduklarını söyleyen Mazlum Ebdî, bu kazanımların tüm Suriye’ye mal edilmesini esas aldıklarını ifade etti:

 “Eksik ve hala tamamlanması gereken yanları varsa da, bu anlayış ve yaklaşımla tüm inançları, farklı renkleri kapsayan ortak bir yaşam modeli örmeyi, birlikte çalışmayı ve mücadele etmeyi esas aldık. Bu modelin elbette tüm Suriye’yi içine alması ve etkilemesi gerekir. Bu ancak siyasal mücadele temelinde oluşur. Bölgemizde pratikleştirdiğimiz bu modelin Suriye geneline de yansıması gerekir. Doğal olarak böyle olması lazım. Mevcut Suriye yönetimiyle yapmış olduğumuz görüşmelerde de kazanımlarımızın korunması temelinde diyaloğu sürdürüyoruz. Yanı sıra bu kazanımların tüm Suriye’ye mal edilmesini esas alıyoruz.”

‘En temel farkımız kadın öncülüğü’

Kuzey ve Doğu Suriye’yi, Suriye’nin diğer kalan bölgelerinden ayrıştıran en temel farkın da kadın öncülüğü olduğunu, başta siyasi ve askeri alan olmak üzere yaşamın tüm alanlarında kadın öncülüğünü, iradesini ve rengini esas alan bir sistem inşa ettiklerini söyleyen Mazlum Ebdî sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi Suriye genelinde kadınların geleceğe yönelik kaygı ve korkuları var. Bu kaygı ve korkuları da haklı sebeplere dayanıyor. Bu konuda da bir mücadele gerekiyor. Kadın hakları yeni anayasada şeffaf ve güvenilir bir şekilde garanti altına alınmalıdır. Kuzey ve Doğu Suriye’deki modelimizin Suriye geneline de etki etmesi gerektiğine inanıyorum. Suriyeli tüm kadınların mücadeleyle elde ettikleri kazanımlardan geri adım atacağını düşünmüyorum. Bizim için de önemli bir mücadele konusudur. Elde edilen haklar ve kazanımlar konusunda da geri adım atılmayacaktır. Kadınların özgürlük bilinci temelindeki örgütlülükleri Suriye’ye de kazandıracaktır. Başta siyasal alan olmak üzere hayatın ve yönetimin tüm kademelerindeki varlıkları Suriye’yi her anlamda güçlendirecektir. Biz bunu esas alıyoruz. Şam ile devam eden görüşmelerimizde de kadın rengini, iradesini ve örgütlü gücünü esas alarak komite ve heyetler oluşturuyoruz. Güçlü bir Suriye’nin kadın öncülüğü, iradesi ve rengi olmadan inşa edilmesi mümkün değil. Kısacası kadınlar olmadan yeni Suriye inşa edilemez.”

İşgal edilen kentlere dönüşler

Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniye konusunda halkın geri dönüş beklentilerine ilişkin bir soruyu da cevaplayan Mazlum Ebdî, şunları söyledi:

Qamişlo ve Kobanî’de halkımız nasıl bir sistem içerisinde yaşıyorsa bu Serêkaniye ve Efrîn için de geçerlidir. Anayasal güvence altına alınması gereken haklar ve bölgeler kapsamına Serêkaniye ve Efrîn de dahildir. Şimdi elbette Efrîn ile Kobanî, Qamişlo’daki durum bir değil. Efrîn hala Türk devleti ve ona bağlı silahlı çete gruplarının işgali altında. Orada halkımıza yönelik büyük bir zulüm uyguladı bu gruplar. Halkımız topraklarından zorla göç ettirildi. Bu gruplar Efrîn, Serêkaniye ve Girê Sipî’de hala varlar. Her şeyden önce bu grupların çıkartılması gerekir ki halkımız topraklarına dönebilsin. Şimdi biz bu grupların tamamıyla çıkartılmasını bekliyoruz. Bunun gerçekleşebilmesi için komiteler oluşturuldu. Önümüzdeki günlerde de oluşturulan ortak komiteler bu konu üzerine çalışmaya başlayacaktır. Bu detayların hepsi tartışılacak. Efrîn halkımız için şu an en önemli husus güvenliklerinin garanti altına alınması, el konulan mal ve mülklerinin geri verilmesi gerekir. İlk atılması gereken adımlar bunlar olacak. Arkasından atılacak olan adımlar da idari sisteminin nasıl olması gerektiği yönünde olacak.”

QSD’nin Suriye ordusuna entegrasyonu

QSD’nin Suriye ordusu ile entegrasyonu ve Şam ile yapılan son görüşmeler hakkında son duruma ilişkin de konuşan Mazlum Ebdî, kısa bir süre içerisinde oluşturulacak askeri komitelerin bu konuda çalışmaya başlayacağını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Ayrıntılar orada da tartışılacak. Savaşçılarımız ve komuta kadememiz son 12 yıldır DAİŞ’e karşı mücadele ediyor. Biz tüm Suriye’nin geleceği için bu konuda bir savunma rolü oynadık. Dolayısıyla haklarının göz ardı edilmemesi gerekir ve bu bizim de kırmızıçizgimizdir. Yeni Suriye’nin ordusu ve savunma alanında askeri yapımızın herkes gibi yeri olmalıdır. Yanı sıra Suriye’nin sahil bölgelerinde yaşanan olaylar güvenliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. QSD’deki savaşçılar bu halkın çocukları. Elbette halkını koruyacaktır. Bu temelde de bir formül bulunacaktır. Elbette şimdi olduğu gibi kalmayacaktır. Gelecekte Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı yeni Suriye ordusunun bir parçası olacağız. Şu an kontrolümüzde olan bölgelerin güvenliğini gelecek açısından riske atmayacak bir formülasyonla olacak bu. Atılması gereken ilk adımlardan bir tanesi QSD’nin temsilcilerinin de Savunma Bakanlığı bünyesinde yer alması ve bu yönlü DAİŞ’e karşı ortak bazı operasyonel faaliyetler yürütülmesi. Askeri kurumların, oluşumların birleşmesi ve ortaklaşması da adım adım geliştirilecek bir husus. Askeri alanın nasıl şekilleneceğine dair de yakın zamanda ortak çalışmalar başlayacaktır.”

İsrail-İran savaşı

İsrail’in İran’a müdahalesiyle ilgili sorunların diyalog ve müzakere yoluyla çözümünden yana olduklarını söyleyen Mazlum Ebdî şunları söyledi:

“Çatışma ve savaş hiçbir zaman kalıcı çözüm ve barış için tek yol değildir. Ortadoğu’nun gerçekten barışa ve istikrara ihtiyacı var. Her iki güç arasında yaşanan çatışma durumu Suriye için de bir tehdit oluşturuyor. Çatışma durumunun yayılmasıyla birlikte Suriye de etkilenecektir. Bunun için de hazırlıklı ve tedbirli olmamız gerekiyor. Biz hala da müzakere masasına dönülmesi, sorunların diyalog yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz.”

Bölgesel ve uluslararası ilişkiler

“ABD-İsrail ve İran arasındaki gerilimde yaklaşımız nedir? Bu güçlerle ilişkiniz nasıl?” sorusuna da cevap veren Mazlum Ebdî, Suriye sorununun da küçük çaplı yerel bir sorun olmadığını, hem bölgesel, hem de uluslararası bir soruna dönüştüğünü, dolayısıyla Suriye’deki mevcut durumun bölgesel güçleri de uluslararası güçleri de bağladığını söyleyerek Suriye’de varlık gösteren, yaşayan ve DAİŞ ile mücadele eden önemli bir güç olarak, nasıl bölgesel ve uluslararası güçler birbiriyle iletişim ve diyalog halindeyse, kendilerinin ilişki ve diyalog kurabileceğini söyledi. Mazlum Ebdî konuyla ilgili devamla şunları söyledi:

“DAİŞ ile mücadele, bölgesel sorunların çözümü çerçevesinde hem uluslararası hem de bölgesel açıdan geliştirdiğimiz ilişkiler var. Böyle bir ilişkinin olması doğal ve olacaktır da. Biz Suriye sorununu çözmek istiyoruz. Bölgesel ve uluslararası güçlerin bu yönlü yürüttüğü siyaseti de dikkate alıyoruz. Ancak bizim için başat ve önemli olan şu anki mevcut yönetimle sorunu ortak çözmek. Biz bölgesel güçlerin kendi iç meselelerimize karışmasını istemiyoruz.”

‘Güçlü bir ulusal Kürt birliğine ihtiyaç var’

Kürt halkının özgürlük mücadelesinin tarihi bir aşamadan geçtiğini ve Ortadoğu’nun tarihsel değişimlere gebe olduğunu söyleyen Mazlum Ebdî, . Kürtler Ortadoğu’nun yeni yüzyılında ve geleceğinde hak ettiği yeri bulması gerektiğini söyleyerek şunları kaydetti:

“Bunun için güçlü bir ulusal Kürt birliğine ihtiyaç var. Dönemsel çelişkiler, küçük çıkarlar bir kenara bırakılmalı. Ortak stratejimizi Kürt halkının özgür geleceği ve çıkarları üzerine kurmalıyız. Tüm Kürt taraflarının tutumu bu olmalı. Kürt halkının birlikte yaşadığı diğer halklarla birlikte Suriye’nin geleceğinde hak ettiği yeri bulmasının imkan ve fırsatları doğmuştur. Kürdistan’ın diğer parçalarındaki siyasi güç ve oluşumların bu mücadele süreci boyunca büyük destekleri, katkıları oldu. Bunun için bir kez daha sizin aracılığınızla Kürdistani güçlere teşekkür ediyorum. Ancak bundan sonra da bu desteğin sürdürülmesi, güçlendirilmesi ve Kürt ulusal birliğiyle taçlandırılması gerekir. Bunun için üzerimize düşen tüm sorumlulukları bizler de yerine getireceğiz.”

‘Önder Apo ile görüşmek büyük bir onurdur’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın KDP, YNK ve SDG temsilcileri ile görüşmek istemesini de değerlendiren Mazlum Ebdî şunları söyledi:

“Önder Apo ile görüşmek her şeyden önce benim için büyük bir onur ve mutluluk kaynağı olur. Görüşebilmemiz Kürt sorununun dört parça Kürdistan’da çözümüne yönelik de büyük bir katkı sağlayacaktır. Öyle bir talep ve imkanın oluşması beni de mutlu edecektir.”

Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın yansımaları

Türkiye’nin Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası tutumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Mazlum Ebdî, çağrının Kuzey ve Doğu Suriye’ye çatışmasızlık ve istikrar yönünde yansıması olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:

“Bir ateşkes durumu var. Bu da elbette bu çağrının sonuçlarından bir tanesi. Türk devletiyle belli bir iletişimimiz var. Mevcut ateşkesin de kalıcı bir ateşkese dönüşmesini isteriz. Yine Türk devletiyle aramızda sorun olarak duran diğer tüm hususlar için de bunun kalıcı bir çözüme dönüşmesi lazım. Burada bulunacak ortak yol ve çözüm de Kürdistan’ın diğer parçalarında ulaşılacak ortak çözümle olacaktır. Birbiriyle içiçe geçmiş sorunlar var çünkü. Dolayısıyla bulunacak çözüm de sadece Kürdistan’ın bir parçasını değil, diğer tüm parçaları da kapsayacaktır. Bu anlamda diyalog ve iletişimi sürdürmek çözüm açısından gerekli ve önemli.”

HABER MERKEZİ

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Darbe mekaniği ve papatya falı

Sonraki Haber

İran-İsrail savaşı 8’inci gününde

Sonraki Haber
İran-İsrail savaşı 8’inci gününde

İran-İsrail savaşı 8’inci gününde

SON HABERLER

Antalya cezaevleri raporu: Tedavi hakkına engelleniyor

Antalya cezaevleri raporu: Tedavi hakkına engelleniyor

Yazar: Yeni Yaşam
20 Haziran 2025

UYP açığı Nisan’da 319,5 milyar dolar oldu

UYP açığı Nisan’da 319,5 milyar dolar oldu

Yazar: Yeni Yaşam
20 Haziran 2025

Hamaney: İsrail sert bir şekilde cezalandırılacak

Hamaney: İsrail sert bir şekilde cezalandırılacak

Yazar: Yeni Yaşam
20 Haziran 2025

Wan’da şüpheli çocuk ölümü: Korucu silahıyla vurulmuş   

12 yaşındaki çocuğu kaçıran fail serbest

Yazar: Yeni Yaşam
20 Haziran 2025

DEM Parti: Geri Kabul Anlaşması feshedilmeli

DEM Parti: Geri Kabul Anlaşması feshedilmeli

Yazar: Yeni Yaşam
20 Haziran 2025

Kanun teklifi kabul edildi: Zeytinlikler maden talanına açılacak

Kanun teklifi kabul edildi: Zeytinlikler maden talanına açılacak

Yazar: Yeni Yaşam
20 Haziran 2025

‘Barış’a giden yol’ paneli düzenlenecek

‘Barış’a giden yol’ paneli düzenlenecek

Yazar: Yeni Yaşam
20 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır