• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
14 Aralık 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Murat Çakır

Merkel sonrası Pasifik politikaları

10 Ekim 2021 Pazar - 09:53
Kategori: Murat Çakır, Yazarlar
Hibrid savaş ilânı

Merkel dönemi Almanya’sının dış politikada, bilhassa Hint-Pasifik-Bölgesine yönelik yaklaşımlarında dengeleri koruma, aynı zamanda ABD’nin Pasifik siyasetine ters düşmeme tavrı hakimdi denilebilir. Şimdi, henüz yeni hükümet kurulmak üzereyken sermaye kesimleri ve burjuva medyasında yürütülen tartışmalar, bu tavrın terk edilmekte olduğuna işaret ediyor. Dahası Merkel’in yarattığı “vakumun doldurulması gerektiğinden” bahsediliyor.

Aslına bakılırsa bu değişim beklenmekteydi. Transatlantikçilerin karar mekanizmalarına hâkim oldukları bir ortamda Almanya’nın Pasifik politikalarının eskisi gibi “ticaretle dönüşüm” stratejisi temelinde şekillendirilmesi pek olası değil. Zaten son iki yıl içerisinde giderek belirginleşen tartışmalarda öne çıkan Merkel eleştirisi “Hint-Pasifik-Konseptleri geciktirildi” olmuştu. O nedenle Almanya’nın Pasifik politikalarının önümüzdeki dönem daha da militarize edileceğini şimdiden öngörebiliriz.

Alman devleti Hint-Pasifik-Bölgesinin dünyanın “stratejik açıdan en önemli bölgesi” olduğunu ve “geleceğin uluslararası düzeninin şekillendirilmesinin bu bölgede yön alacağını” tespit ederek, “kurala dayalı uluslararası düzenin korunabilmesi için” Almanya’nın Pasifik politikalarını “bölgede sorumluluk üstlenerek uygulaması gerekliliğini” kamuoyu görüşü hâline getirmeye çalışıyor. Medyada öne çıkan “uzmanlar” sürekli olarak, “diktatörlüklere karşı insan haklarını korumak ve en önemli müttefikimiz ABD ile dayanışmayı sağlamak için, Almanya sorumluluk üstlenmelidir” tezini işliyorlar.

Hint-Pasifik-Bölgesine, ama özellikle Güney Çin Denizi’nin coğrafi konumlarına baktığımızda, Alman devletinin burasını neden “stratejik açıdan en önemli bölge” ilân ettiğini anlayabiliriz. Bir kere bölge küresel tedarik zincirleri açısından yaşamsal öneme sahip. Olası en ufak aksamanın Avrupa’daki üretimi durdurma potansiyeli var. Örneğin Çin’in konteyner limanlarındaki yüklemenin yavaşlaması, yarı iletken darboğazı yaratarak Alman otomotiv sektöründe üretimin kesintiye uğramasına neden oldu. Yani bölge, sadece bölge ülkelerinde değil, dünya çapında milyarlarca insanın gündelik yaşamını etkileyebilir. Bununla birlikte yüksek teknoloji ürünleri için gerekli olan nadir topraklar, enerji, cevher ve kömür nakliyatı, balıkçılık hakları, deniz altı hammaddelerinin çıkartılması ve uluslararası kurumlardaki çoğunluklar, Çin ve Hint-Pasifik-Bölgesinin öneminin altını çizen faktörlerdir.

ABD emperyalizmi on yıl önce, yani Obama yönetimi döneminde açıkladığı “Pasifik Stratejisiyle” ağırlığını bu bölgeye kaydıracağını ve dünyanın diğer coğrafyalarından ordularını çekerek, görevi müttefiklerine devredeceğini ilân etmişti. Şimdi ise Anglosakson askeri ittifak AUKUS’u oluşturarak, Avrupalı müttefiklerine bundan sonraki adımlarını dikte ettirecek. O açıdan, emperyalist mantıkta kalırsak eğer, Almanya ve Avrupa sahiden de geç kaldılar. Alman emperyalizmi bu geç kalışı kompanse etmek için yayılmacılığı ve militarizmi dış politikanın ana unsurları hâline getirecek. Nitekim Yeşiller ve FDP’nin ortak olacağı bir hükümet bunun için biçilmiş kaftandır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Komplo, Kürt sorununu dünya sorunu haline getirdi

Sonraki Haber

Devlet gözcülük yapmış, IŞİD de katliam

Sonraki Haber
Devlet gözcülük yapmış, IŞİD de katliam

Devlet gözcülük yapmış, IŞİD de katliam

SON HABERLER

Nazım ve Cihan’ı anlamak

Nazım ve Cihan’ı anlamak

Yazar: Aziz Oruç
14 Aralık 2025

Holloway: Değişim komünal örgütlenmede

Holloway: Değişim komünal örgütlenmede

Yazar: Heval Elçi
14 Aralık 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
14 Aralık 2025

Muaviye oyunları, Hüseynî direniş: Barışın sınavı

Tıkandığı yerde yeniden güçlenmek

Yazar: Heval Elçi
14 Aralık 2025

Kürt sorunu artık uluslararası bir sorun (2)

Kürt sorunu artık uluslararası bir sorun (2)

Yazar: Aziz Oruç
14 Aralık 2025

Suriye’de Aleviler siyaset sahnesinde: İki eylemle federasyon talebi

Suriye’de Aleviler siyaset sahnesinde: İki eylemle federasyon talebi

Yazar: Bedri Adanır
14 Aralık 2025

Yine bir Osmanlı oyunu

‘Biz önemsiyoruz ama…’

Yazar: Bedri Adanır
14 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır