İslam Kaya’yı cezaevine götüren polisler silah dipçiğiyle darp etti, beyin kanaması geçirdi, kaldırıldığı hastanede, başında nöbetçi askerler varken intihar ettiği iddia edildi. İslam Kaya’nın ölümüne dair soruşturmalar takipsizlikle sonuçlanırken eşi Meryem Kaya, 6 yıldır adalet arıyor
İslam Kaya, eşiyle birlikte Wan’ın Elbak (Başkale) ilçesinden Wan’a gelirken merkez Kurubaş köyü yakınlarında gözaltına 2019’da alındı. Gözaltında sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Tutuklanmasına karar verildiği 16 Ağustos tarihine kadar sağlıkla ilgili bir problemi olmayan İslam Kaya, Van M Tipi Cezaevi’ne götürüldüğü sırada polisler tarafından darp edildiği iddia edildi. Olay, polis tutanaklarına ise “seyir halindeki araçtan atladı” diye geçildi. İslam Kaya, götürüldüğü Van M Tipi Cezaevi’nde beyin kanaması şikayetiyle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi’ne kaldırıldı. Burada askerlerin gözetiminde olan ve tutanağa göre, iki kolu yatağa kelepçeli halde tutulan İslam Kaya’nın “yoksunluk sendromu” iddiasıyla hastane odasının penceresinden atlayarak intihar ettiği ileri sürüldü. İslam Kaya’nın 27 Ağustos 2019’daki ölümüne dair epikriz raporunun tanı kısmında “kafa içi yaralanma ve başkası tarafından darp veya çarpma” tespiti yapıldı.

İslam Kaya’nın ölümüne ilişkin yapılan tüm başvurular cezasızlıkla sonuçlandı. Kaya ailesinin avukatının “başkasını intihara yönlendirme”, “intihara yardım etme”, “taksirle ölüme sebebiyet verme” ve “kasten öldürme” suçlarından yaptığı şikayet başvuruları Van Cumhuriyet Savcılığınca “takipsizlikle” sonuçlandırıldı. İdare Mahkemesi’nde Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı aleyhine açmak istediği davalar ise reddedildi.
Eşinin katilinin tespiti için mücadele veren İslam Kaya’nın eşi Meryem Kaya, takipsizlik kararlarına tepki göstererek, eşinin öldürüldüğünü söyledi.
Polisler darp etti, beyin kanaması geçirdi
Eşinin polisin darbıyla beyin kanaması geçirdiğini ifade eden Meryem Kaya, ol günü yaşananları, “Eşimle birlikte Elbak’ta köyde yaşıyorduk. 15 Ağustos 2019’da Wan’a gelmek üzere yola çıktı. Yapılan ihbar üzerine Kurubaş yolu üzerinde polisler tarafından çevrilerek gözaltına alındı. 2 gün karakolda kaldı 3 gün ise adliyeye getirilerek tutuklandı. Eşim tutuklandıktan sonra ben de köye evime gittim görüş gününde elbiselerini getirip ziyaretine gidecektim. Eşimin yeğeni beni aradı ve amcasının beyin kanaması geçirdiğini belirti. Eşimi mahkeme salonunda gördüğümde hiçbir şeyi yoktu. Polisler cezaevine götürürken yolda işkence etmişler ve işkence sonunda beyin kanaması geçirmiş. Eşimin kafasına silah dipçiği ile vurulmuştu, cezaevine teslim edilirken yere yığılmış ve Jandarma tarafından hastaneye kaldırılmış. Ben de hastaneye gittim orada 2 kere eşim yoğun bakımdayken gidip gördüm. Birkaç günden fazla hastanede kaldı. Bilinci açıldıktan sonra servise kaldırılınca oraya gidip gördüm. Bulunduğu odada 6 asker olmak üzere dışarıda da 2 kapı nöbetçisi vardı” sözleriyle anlattı.
‘Noterin içeri girmesine izin vermediler’
Eşinin katilinin kendini cezaevi müdürü olarak tanıtan kişi olduğunu söyleyen Meryem Kaya, “Eşimle görüştüğümde ‘Sana ne oldu?’ diye sordum. O da ‘Beni cezaevine götüren polisler saatlerce aracın içinde beni darp ettiler ve silahın dipçiği ile kafama vurdular’ dedi. Eşime avukat tutuk ve hastanedeyken noter geldi, vekâlet vermek için ama orada daha önce hiç görmediğim sivil elbiseli bir kişi, noterin içeriye girmesine izin vermedi ve noteri oradan gönderdi. Ben de askerlere birkaç dakika müsaade etmelerini eşimle görüşmek istediğimi söyledim. Onlar bana eşinin lavaboda olduğunu söyledi. Beni odadan çıkardılar, hastane koridorunda biri dolaşıyordu ve askerle sohbet ediyordu. O kişi yanıma gelerek ‘Teyze senin burada ne işin var?’ diye sordu. Ben de kendisine hastanın eşi olduğumu söyledim. O kişi bana ‘Buradan git hastanın başında biz varız size gerek yok’ dedi ve kendini cezaevi müdürü olarak tanıttı. Benim de içim rahatladı, biz de oğlumla beraber eve döndük” ifadelerini kullandı.
‘Askerler eşimin kanını temizliyordu’
Sabaha doğru eşinin ölüm haberi aldığını söyleyen Meryem Kaya, “Gece saat 03.00 sıralarında 6 askerin gözetiminde ve elleri yatağa kelepçeli olan bir insan nasıl camdan atlayarak intihar edebilir ki? Gece 03. 00’te yaşanıyor bu olay, ama bizlere sabah saat 07.00’de haber veriliyor. Bizler direkt hastaneye gittik, eşimin bulunduğu odaya gittim, ama hastane boştu. Ne bir temizlikçi, hemşire, doktor, kimse yoktu. Eşimin bulunduğu odanın kapısına vurdum, açılmadı, ikinci defa vurduğumda içeride asker fırça ve paspaslarla kanı temizliyordu. Askerler, eşimin kanını temizliyordu, beni gördükleri gibi kapıyı hemen üstüme kitledir” diye konuştu.
‘Katilleri arıyorum’
Yıllardır eşinin katilini aradığını ifade eden Meryem Kaya, “Ben, adalet talep ediyorum. Kamera kayıtları yok. Koskoca devlet hastanesinde nasıl da olur kamera olmaz? Benim tek isteğim sadece sabah saatlerinde, eşimin odasına kimler girdi ve kimler eşimi öldürdüğüdür. Eşimin otopsi işlemlerine bizleri almadılar. Çıkan otopsi raporu bizlere verilmedi. Kocam hayatı seven, canını seven biriydi. O intihar etmedi öldürüldü” şeklinde konuştu.
Haber: Bilal Babat – Özlem Yacan / MA