• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Temmuz 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

‘Metamorfoz’ ve umut

21 Mayıs 2023 Pazar - 00:00
Kategori: Yazarlar, Zafer Yörük
Felaket kapitalizmi, seçimler ve yaratıcı yıkım

Bay Kemal bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir milliyetçiye dönüşmüş olarak buldu. Derhal parti binasındaki genel başkan makamına giderek masaya yumruğunu vurdu. O esnada bir televizyon kanalında canlı yayında olan Binali Bey’i fena ürküttü. Çünkü metamorfoz öncesinde her ne kadar munis Kemal amca imgesiyle bilinse de “Ben Kemal, geliyorum!” sloganlı videolar çekmişliği de vardı.

Ardından gözüne odanın köşesindeki davul ve zurna ilişti. Küçükken okuduğu “Fareli Köyün Kavalcısı” masalından aldığı ilhamla vermiş olduğu “Mültecileri davul zurnayla iki yıl içinde Suriye’ye geri göndereceğim” sözünü hatırladı. Bir nara eşliğinde davul ve zurnayı fena tekmeledi, sonra ikisini de tuttuğu gibi merdivenlerden aşağı fırlattı. Ardından dolabını açıp banyo terliğini eline aldı ve “onların hepsini işte bu terlikle derhal kovalayacağım” diye haykırdı. Önce masaya attığı yumruğun ve ardından da on ikinci kattan tangır tungur aşağı yuvarlanan davul-zurnanın gürültüsünü duyup telaşla odaya yönelen basın mensuplarına: “Bu kaçaklar, sığınmacılar, potansiyel suç makineleri; bunlar kalırsa memleket batacak” mealinde bir demeç verdi. Gözlerine ve kulaklarına inanamayan gazeteciler panik ve korku içinde odadan kaçarken kapıyı da arkalarından çektiler. İyi ki öyle yaptılar çünkü yeni Bay Kemal’in arkalarından fırlattığı terlik istenmeyen bir kazaya neden olabilirdi.

Kılıçdaroğlu’nun geçirdiği değişim, cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci tura kalmasından kaynaklanıyor. Üçüncü aday Sinan Oğan’ın yüzde beş civarındaki oylarını kendi hanesine yazmak için mültecilere yönelik dilini sertleştirmesi gerektiğine karar vermiş. Öyle ki ‘ilk Türk Le Peni’ unvanını ziyadesiyle hak eden Ümit Özdağ bile “Adeta benim fikirlerimi savunuyor” buyurmuş, Kılıçdaroğlu’nun son beyanları hakkında.

Metamorfozun bir tarafı böyle. Diğer yanı ise, ‘Erdoğan: sen değil misin?’ ile başlayıp ‘Senin ne haddine!’ diye devam eden ve ‘Nokta’ diye biten cümlelerden oluşan sert retorik. Bu kalıbın içine de yine ‘vatandaşın milliyetçi hassasiyetlerini’ dolayısıyla da ‘devletin kırmızı çizgilerini’ dürtükleyen temaların yerleştirildiği görülüyor: PKK’yle görüşme ve Ergenekon/Balyoz davaları gibi. Önümüzdeki hafta boyunca bu içeriğin, ‘Karar ver!’ sloganlı afiş ve diğer görsel materyallerle destekleneceği anlaşılıyor.

Bu üslup değişimi, mültecileri korkutmanın ötesinde etkiler yaratmış olmalı ki Erdoğan da rakibinin “zehirli bir dile sarıldığı” gözleminde bulunuyor. MHP’yle birlikte mecliste çoğunluğu elde eden AKP cephesinin, ‘iki başlılık olmasın’ mealinde bir kampanyayı yeterli gördüğü anlaşılıyor. AKP ayrıca, kadrolarını deprem bölgesine yığarak hayırseverlik gösterileri yapma hazırlığında. Zaten Erdoğan’ın zehirli dilden kastı da, seçim sonuçları üzerine sosyal medyada depremzedelere yönelik yapılan hakaretamiz paylaşımlar; bunların sorumluluğunu CHP’ye yüklüyor ve “yaraları saracağız” vaadini tekrarlıyor. Şaşırtıcı bir sükunetle “Eyy Bay Kemal” diye başlayan cümlelerle Kılıçdaroğlu’nun restini görme yoluna gitmiyor. Sanki o da tersinden bir metamorfoz geçirip orijinal Bay Kemal üslubunu benimsemeye karar vermiş.

Kılıçdaroğlu’nun yeni retoriği ve üslubu seçmen kitlesi tarafından ikna edici bulunur mu? Dil ve davranışlardaki sertleşme, özellikle zaten Erdoğan’ın ekranlardan ve meydanlardan çemkirmelerini dinleyerek büyümüş genç seçmenler üzerinde ters etki yaratır mı? Vatan-millet, mehmetçik, terör ve benzeri faşizan militarist vurgular, milliyetçi hassasiyetleri okşayayım derken Kürt ve demokrat desteğine zeval verir mi? Başka deyişle, attığı taşın ürküttüğü kurbağaya değmeme, ya da Midyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olma ihtimalleri yeni Bay Kemal imajını oldukça riskli kılıyor.

CHP’nin kotardığı yeni afişlerden biri, deprem sürecinde yaşanan ve bölgede yaşanmakta olan felaketten AKP rejiminin sorumlu oluşuna işaret ediyor. Bir diğer afişte de Hizbullahçı kriminal unsurların Hüda Par adı altında AKP listesinden milletvekili yapılmaları eleştiriliyor. Bu son hafta içinde, hangi üslupla olursa olsun üzerine en çok gidilmesi gereken iki doğru hedefin bunlar olduğu görünüyor. Aslında bu doğruyu anlamak için Erdoğan rejimi altında açık havada muhalefetin riskli de olsa hala kısmen mümkün olduğu tek mekân olarak futbol tribünlerine bakmak yeterlidir. Deprem günlerinde ‘Hükümet istifa’ bugünlerde ise ‘Mecliste Hizbullah istemiyoruz’ sloganları oralardan yükseldi/yükseliyor. Kılıçdaroğlu’nun kurmayları toplumun nabzını tutmaya tribünlerden başlayabilir.

Öte yandan, Kürt ve demokrat seçmenin kitlesel desteği olmaksızın bu seçimin kazanılamayacağı bilinciyle vatan, millet, terör, tank, top, ordu, polis ve benzeri hamaset bir yana bırakılıp ‘Barış’ diyebilme cesareti de gösterilmelidir. Bu kadarcık insanlık kırıntısı için bir metamorfoza daha gerek olmadığı umuduyla…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Hakem düdüğü çaldıktan sonra…

Sonraki Haber

‘Her şey güzel olacak’ mı sahiden!

Sonraki Haber
Çağımızın sosyalizmi Radikal Demokrasi

‘Her şey güzel olacak’ mı sahiden!

SON HABERLER

‘Gülen’ ve ‘Güldürenler’!

‘Satın alıyorum, öyleyse varım…’

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

‘Ama emperyalizm’ diyorsak…

Kriz anları ve teori…

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

Yazarlar

Emniyet Kemeri Takılıydı… Ama O Yine de Düştü!

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

Direniş başarıldı; sıra Demokratik Toplum’un inşasında (2)

Direniş başarıldı; sıra Demokratik Toplum’un inşasında (2)

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

Siyasi kayyumun yasal dayanağı iptal edilir mi?

Siyasi kayyumun yasal dayanağı iptal edilir mi?

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

Sanatçıda ideolojik ve ahlaki duruş estetik kavrayış

Barış umudu varken…

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Aşure: Kadim bir hafızanın ortak yaşam sofrasına dönüşü

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır